HACETTEPE açısından takdir edilecek durum şu: başkan ümitli, teknik direktör inançlı, futbolcular hırslı.
Fakat şu da var: geçmiş olsun.
Hedefe ulaşabilmek için sadece ümit, inanç ve hırs yetmiyor. Geçmişteki eksiklikleriniz ve hatalarınız, kara bir tablo olarak karşınıza çıkıyor.
Siz kulüp yönetimi olarak zamanında doğru işlere imza atsaydınız, şimdi böylesine vahim bir durum yaşanmazdı.
Ordu geçtikten sonra, borazan bir işe yaramaz.
Abuk transfer politikası ile anca bu kadar olur. Hacettepe’nin kümede kalabilmesi için asgari 20-21 puan daha toplaması şart. 25 maçta 3 galibiyet elde eden bir takım, son 9 maçta 7 galibiyet alabilir mi, takdir sizin!
Maalesef bu iş bitti.
Yeni sezon hesabının da şimdiden yapılması gerekiyor. Şu kadarını söyleyelim, yola çıkılacak futbolcu ve teknik adamın, aç ve başarıya muhtaç olması lazım.
Kaşarlarla bu iş olmuyor.
Dünkü maç için şu kadarını söyleyelim, Hacettepe arzuluydu. Elinden geleni yaptı. Öne de geçti. Ama ilerleyen dakikalarda Antalyaspor, oyunda önce dengeyi, sonra da üstünlüğü sağladı. Konuk ekip, çok istediği üç puana son dakikalarda ulaşmayı bildi.
Arda’nın kendi kalesine attığı gol, Antalyaspor için elbette ki büyük şanstı.
Ama şu da var, Antalyaspor için en büyük şans, bu takıma büyük hava veren Mehmet Özdilek’tir.
Adeta enkaz devralan Özdilek, bilgi, hırs, motivasyon ve disiplin kavramlarını birleştirerek, büyük bir direniş mücadelesi veriyor.