Büroda bir kaç kişi göz göze geldik. Soğuk bir tebessüm yayıldı suratlarımıza. Sık sık kendi aramızda yapılan esprilerden biri daha diye düşünerek "sazanlık" yapmak istemedik.
Ama ardından Eray odaya dalıp tekrar etti:
"Balıklar ishal olmuş."
Gazete bürolarına çoğu zaman ilginç iddialar, komik saptamalar yansır. Telefonla onlarca istihbarat gelir. Bir kısmı doğru çıkar ama büyükçe bir kısmı da hayal mahsülüdür.
İlk olarak bu ishal vakasının da "canı sıkılan bir vatandaşın" telefon istihbaratı olduğunu düşündük.
Ancak Eray, açıklamanın Büyükşehir Belediyesi Genel Koordinatörü Burhan Yazar’ın yazılı açıklaması olduğunu söyledi.
Yani Yazar, ne kendisine bir gazetecinin sorusu üzerine bu açıklamayı yapmıştı, ne de ayak üstü bir sohbette bu sözleri sarf etmişti. Bilerek yapılmış yazılı bir açıklamaydı.
Önce elektronik postayla gelen bu açıklamanın bir dezenformasyon olup olmadığı kaygısını taşıdık. Çünkü açıklamanın gönderildiği posta adresi, herkesin kolayca alabileceği açık servis sağlayıcılardan birine aitti.
Olayı aydınlatmak için hemen Burhan Yazar’ı aradık.
Yazar, Eray’a açıklamayı kendisinin yaptığını doğruladı.
Bunun üzerine diğer arkadaşlarımız da Tarım İl Müdürlüğü, Tarım Bakanlığı, üniversitelerin ilgili bölümleri ve bu konuların uzmanlarıyla görüştüler.
Aynı saatlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de bir Türkiye’nin Kıyı ve Deniz Alanları 7. Ulusal Kongresi’ndeki konuşmasının ardından gazetecilerin bu konudaki sorularına, "Arkadaşlarımız sazanların ishal olduğunu söylüyorlar" açıklamasını yaptı.
Bizler bu haberi gazeteye koyup koymamayı tartıştık. Ancak yapılan resmi bir açıklamaydı. Ayrıca bu kentin belediye başkanı da ishal iddiasını doğruluyordu.
Bu açıklamalar ertesi gün Ankara Hürriyet’te "Mogan Gölü’nde sazanlar ishal" başlığıyla manşetten duyuruldu.
Haberin yayınlandığı gün, Gökçek bu sefer yeni bir açıklama yaparak, "Bu bir espri, ben öyle değerlendiriyorum. Genel Koordinatörümüz espri yapamaz mı? Benle ilgisi yok" dedi.
Bu sözlerin hemen ardından yeniden Burhan Yazar’ı aradık. Yazar da bu sefer, "Özel Çevre Kurumu yetkilileri Mogan Gölü’nde başkanımızı eleştirmişti. Balıklar ishal oldu demişlerdi. Ben de onlara cevap vermek için böyle bir espri yaptım" açıklamasını yaptı.
Bakınız... Başkent Ankara’da sayısız sorunlar var.
Kızılırmak suyu konusunda kimse ikna olmuş değil.
Bu kentte, trafik sorunu trilyonlar harcanan köprülü kavşaklarla çözülmeye çalışılıyor ancak başarılı olunduğu söylenemez.
14 yıldır tek metre metro hizmete verilebilmiş değil.
Gençlik Parkı, yıllardır kapalı, bir suç mekanı haline geldi.
Kuğulu Kavşağı’nda trafik, Rusya ile anlaşılamadığı için halen polis tarafından idare ediliyor. Akşamları trafik yine sıkışıyor.
Bunlar gibi daha bir çok sorun var bu kentte.
Ama bu kentin belediyesinin tepe noktasındaki isimler, espri bültenleri yayınlıyorlar.
Yukarıda saydığımız gibi daha onlarca konuyu yıllardır tartışıyoruz ama bir çoğu hala çözümsüz önümüzde duruyor.
Ne diyelim?
"Leyleğin ömrü, laklakla geçer."
Bu da unutulur
BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Melih Gökçek, ishal iddialarına karşı, kendince bulduğu bir yöntemle önlem aldı.
Hepimize 21 gün boyunca habersizce Kızılırmak suyunu kullandırttı.
Gökçek’in yönetim anlayışındaki en önemli sorun bu aslında.
Gökçek’e şunu sormak gerekiyor: "Bir belediye başkanı, insanların tüketecekleri suyu seçme özgürlüklerini nasıl olur da ellerinden alır?"
Ama merak etmeyin, bu da daha bir çok konu gibi, "Ben yaptım oldu" mantığıyla unutulup gidecek.