TÜKETİCİ Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çetin geçen hafta içinde ASKİ’nin su faturalandırmasıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Çetin’in açıklamasının özü, "su faturalarının aylık kesilmemesi nedeniyle daha fazla su tüketildiği için vatandaşların kademe hesabıyla daha yüklü bir fatura ödediği"ydi.
Bu haberin Ankara Hürriyet’te yer almasının ardından ASKİ yazılı bir açıklama yaptı.
ASKİ açıklamasında, su faturalarının 45 günlük periyotlarla okunarak değerlendirildiği belirtiliyordu.
Açıklamada 45 günü aşan faturalandırmalarda 45 günün üstü kullanımın ilk kademeden faturalandırıldığı iddiası da bulunuyor.
Bu noktaya kimsenin itirazı yok.
Ancak ASKİ’nin atladığı ve bizlerin de atlamasını istediği çok önemli bir nokta var.
Türkiye’de bir çok hizmetin fatura dönemi bir aydır. Bu telefonda da böyledir, elektrikte de, kredi kartlarında da.
Oysa ASKİ, konut aboneliklerinde faturalandırmayı 45 gün üzerinden yapıyor.
Ve de ASKİ böyle yapınca bakın ne oluyor.
FATURA DEDİĞİN AYDA BİR KESİLİR
Diyelim ki üç günde bir metreküp su kullanan bir abonesiniz.
ASKİ’nin internet sitesinde tarife ücretleri bulunmadığı için suyun metreküp fiyatını hayali bir biçimde yuvarlak bir rakam üzerinden alalım.
Yani diyelim ki suyun normal tarifedeki metreküp fiyatı 10 lira, zamlı tarifedeki fiyatı 15 da lira olsun.
Eğer ASKİ sizin faturanızı diğer bütün hizmetlerde olduğu gibi 30 günde bir keserse siz faturanızı 10 metreküp üzerinden ödeyeceksiniz.
Yani yüz lira.
Çünkü bir ayda tükettiğiniz su miktarı bu kadar.
Ama eğer 45 günde bir keserse, faturanızı 15 metreküp üzerinden ödeyeceksiniz.
Yani 175 lira.
Tamam ilk 10 metreküpünü normal tarifeden, geri kalan beş metreküpünü de daha yüksek tarifeden ödeyeceksiniz.
Ancak...
Eğer faturanız 30 günde bir kesilmiş olsa, 45 günlük dönemin son 15 günündeki tüketim, bir sonraki aya kayacağı için bu tüketimi normal tarifeden ödemiş olacaktınız.
Yani üç aylık dönemde normalde 300 lira ödeyecektiniz.
Ama faturanız 45’er günlük dönemler halinde kesildiği için, son 15 günlük tüketimin ücretini, aynı fatura döneminde sınırı aştığınız için farklı tarifeden ödüyorsunuz.
Yani üç aylık su faturası ödemeniz 175 artı 175 toplam 350 lira oluyor.
Kaba bir hesapla 50 lira fazla ödüyorsunuz.
Bu yapılan hesapta kullanılan su metreküp fiyatları hesabın kolay anlaşılması için hayali.
Ama hepimiz biliyoruz ki, bizim su faturalarımız gerçek.
Ah nisan gelse de korku filmi bitse
BİLİRSİNİZ.
Korku filmlerinde bazı klişeler vardır.
Cem Yılmaz’ın espri konusu yaptığı, "Önce şişmanlar ve gözlüklüler ölür" gibi.
İşte o klişelerden biri de bu filmlerin zaman dilimi olarak hep gecelerde geçmesidir.
Bütün gerilim, korku, varsa kanlı sahneler geceleri yaşanır. Özellikle vampir filmlerinde. Hani vampirler geceleri kan emerler, insanların nefes alacakları tek zaman dilimi güneş doğduktan sonradır.
Ve izleyenlerde hep "Ah gündüz olsa, güneş doğsa da bunlar bitse" duygusunu uyandırır.
Ve elbet her korku filminin sonunda gündüz olur ve gerilim, vahşet sona erer.
Ankara’da yedi öğrencinin ölmesiyle zirveye tırmanan doğalgaz ölümleri de bende bu duyguyu uyandırıyor işte.
Gün geçmiyor ki bu çağda böyle kahreden ölümler yaşanmasın.
İşte bu durum insanda, "Kış bitse, güneşin yüzünü göstereceği nisan ayı gelse, kombiler sönse de ölümler de son bulsa" isyanını yaratıyor.
Tıpkı korku filmlerindeki gibi.
Diyeceksiniz ki, "Bu kış bitse ne olacak, gelecek kış aynı tehlike yine kapıda."
Siz de haklısınız.
Ama bu kentin yönetimi bir şey yapmayınca bizlere de sadece bu korku filmini izlemek ve "Ah şu kış bitse" demekten başka çare kalmıyor.