Paylaş
Seçimde Adalet Partisi ile CHP başa baş yarışıyordu.
Seçimden bir hafta önce Hürriyet Pazar’da liderlerin yurt gezileri fotoğraflarından oluşan özel bir ek hazırlandı. O yıllara kadar parti liderleri yurt gezilerine otobüsle çıkıyordu.
7 EKİM 1973
Ancak 1973’teki seçimde özellikle AP ve CHP mitinglere yeni yeni kiraladıkları uçaklarla gitmeye başlamıştı. Bu gezilerden birinde Demirel kokpite girip pilot koltuğuna oturdu. Ama hiçbir alete elini sürmedi. Gazeteciler hemen sordu: “Neden?”
“Ben uçağı yönetirsem pilotlar da, memleketi yönetmeye kalkar sonra!”
Aynı seçim gezilerinde Samsun’a gitti Demirel. Kürsüye çıktı, “Aziz yurttaşlarım, koşup size geldim” diye selamladı halkı.
Konuşmaya başlayacaktı, elini cebine attı, notları yoktu. Demirel, siyasi hayatında birçok kez iktidardan ayrılıp geri geldi. Bir röportajında “Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 defam geldim” demişti. İşte Samsun’daki mitingde de saatiyle meşhur fötr şapkasını kürsüye bıraktı. “Bunlar geri geleceğimin teminatı” deyip otomobile koştu, notlarını aldı.
Tekrar kürsüye gelip konuşmasını tamamladı. Ardından da fötr şapkasıyla halkı selamladı.
17 SENE ÖNCE KUMARI BIRAKMIŞTI
SERDAR Ortaç’ın kumar merakı bilinmeyen bir şey değil.
Uzun yıllardır dönem dönem bu merakı nedeniyle haber olur. Benim gözüme çarpan haber 4 Nisan 2005’ten. Armağan Çağlayan’a konuşmuş Serdar Ortaç. Haberin başlığı, “Kumara tövbe ettiğim gece”.
4 NİSAN 2005
Bakın nasıl anlatıyor o geceyi:
“Korukent’te oturuyorum o zaman. Annemi görmeye gideceğim Suadiye’ye. Tarabya Oteli’ndeki kumarhaneden çıkmışım. Cebimdeki ve kredi kartlarımdaki bütün parayı bir gecede eritmişim. Cebimde son birkaç milyon kaldı (eski TL) zannederek arabamla Anadolu Yakası’na geçiyorum. Boğaz Köprüsü’nün gişelerinde elimi cebime attım, para yok. Ruhsata yazdırarak köprüden geçtim. Tam Çiftehavuzlar’a geldim, benzin bitti. Arabayı kilitledim. Montun şapkasını kafama geçirdim, gecenin 11’nde siyah gözlükleri takarak Suadiye’ye yürüdüm. Nefes nefese annemin evine ulaştım. Oturdum hüngür hüngür ağlıyorum. İşte o anda büyük yemin ettim. Şu anda beni öldürsen yeşil bir masaya oturtamazsın.”
Aradan 17 sene geçti, o dönem 35 yaşında olan Serdar Ortaç, şu anda 52 yaşına geldi. Evlendi boşandı, hayatında birçok şey değişti.
Ama kumar merakı hiç değişmedi.
FEDON’DAN ÖNCE KAZANOVA VARDI
MADEM bahar geldi, güneyde yaz sezonu açıldı biz de 1969’a gidelim. O dönemin gözde tatil beldelerinin başında Marmaris geliyordu.
İlhan Gürel de Marmaris’in lakabı “Kazanova İlhan” olan ağır abilerindendi.
Son yıllarda yaz mevsimi Fedon’un denize düşmesiyle başlıyor ya... İşte Marmaris’te o yıllarda tatil sezonu Kazanova İlhan’ın plajlara düşmesiyle başlıyordu.
1969’un 5 Mayıs’ında İlhan yaz sezonunun startını verdi.
Kazanova İlhan, daha çok bekar turist hanımlarla birlikte görülüyordu.
6 MAYIS 1969
Hemen her yıl da bir kadınla nişanlanıyordu. Bir yıl önce İngiliz Josephine Prie ile nişanlanmıştı. Ama araya kış soğuğu girince çift ayrıldı. İlhan da bu durumu şöyle açıklıyordu: “Hem nişanlılık hem kazanovalık bir arada yürümüyor. Bu ne işimizin raconuna, ne de erkekliğimize yakışır.”
YEŞİLÇAM’IN EN HIZLI SİLAH ÇEKEN KOVBOYU
1960’ların sonlarında Yeşilçam’da western filmmerakı vardı.
Yılmaz Güney, Ayhan Işık, Cüneyt Arkın, Sadri Alışık, Kartal Tibet...
Yeşilçam’ın hemen hemen tüm jönleri western filmlerde rol aldı. Bunlardan biri de 1972’de Ayhan Işık’ın çektiği “Kanun Adamı” filmiydi.
Işık’a Salih Güney, Seyyal Taner, Perihan Savaş ve Kazım Kartal eşlik ediyordu. Filmin çekimleri Peri Bacaları’nda yapıldı.
Bu filme çok sıkı hazırlandı Işık. Hollywood’a gitti, stüdyolardaki film çekimlerini takip etti.
Bununla yetinmedi. John Wayne’in şapkasından üç tane sipariş etti. Charles Branson’un eyer takımını getirtti. Kestane dorusu bir at bulunmasını istedi. İş bununla bitmiyordu. Bir de kovboylar gibi silah çekmeyi öğrenmesi gerekiyordu.
Hürriyet’in 5 Temmuz 1972 tarihli birinci sayfasında Ayhan Işık’ın bu çabası anlatılıyordu.
Ünlü oyuncu her gün aynanın karşısına geçiyor, “Hızlı silah çekme” talimi yapıyordu. Sandığı kadar kolay olmadığını söylüyordu. Ama bu çalışmalar meyvesini verdi.
Işık, batının olmasa da Türk sinemasının “en hızlı silah çeken” kovboylarından biri olmayı başardı.
Paylaş