Paylaş
Fırtına nedeniyle Türkiye denizlerinde meydana gelen en büyük gemi kazası ise bundan 65 yıl önce İzmit Körfezi’nde yaşanmıştı.
1 Mart 1958 günü Denizcilik Bankası’nın Üsküdar vapuru saat 12.27’de İzmit’ten hareket etti. İstikamet Karamürsel’di.
Vapur Derince açıklarına geldiğinde fırtına patladı. Üsküdar su alıyordu. Vapurun solundan gelen büyük bir dalga gemiyi altına aldı. Ardından gelen ikincisi de gemiyi devirdi.
Bazı yolcular vapurdan atlayabildi. Ama çoğu vapurda sıkışıp kalmıştı. Üsküdar çok kısa süre içinde körfezin sularına gömüldü. İzmit iskelesinde 370 bilet kesilmişti. Abonmanı bulunan yolcularla birlikte vapurda 470 kişinin olduğu düşünülüyordu.
Vapurun yolcuları genelde okuldan dönen öğrencilerdi. O tarihlerde Karamürsel ve Gölcük’te lise olmadığı için öğrenciler İzmit’teki okullarına vapurla gidip geliyordu. Kazanın gerçekleştiği cumartesi günü okul yarım gündü. Öğlen okuldan çıkan çocuklar vapura doluşmuştu. Aslında fırtınanın geleceği meteoroloji istasyonu tarafından bildirilmişti.
İzmit Liman Reisi Kenan Özer, aynı günün sabahında PTT Müdürü aracılığıyla havanın sertleşeceği bilgisinin geldiğini anlatıyordu:
“Derhal harekete geçtim ve limanın karşısındaki iskelede bulunan Kars motoru ile Üsküdar vapuruna havanın patlayacağını söyledim. Kars motoru hemen iskeleden ayrıldı. Üsküdar vapuru da almakta olduğu kömürü bırakarak iskeleden açıldı. Üsküdar vapuru kendini fırtınadan korumak için münasip bir yer arayacağı yerde, yolcu iskelesine yanaşarak yolcu almaya başlamış.”
Özer, kendisinin diğer teknelere haber vermek için uzaklaştığı sırada Üsküdar’ın yolcularını alıp Karamürsel’e doğru çoktan yola çıktığını söylüyordu.
2 MART 1958/6 MART 1958
ALT KAMARADA ÇOCUKLAR VARDI
Denize atlayan yolcuların bir kısmı kendisini güç bela kıyıya atabildi. Bazı yolcuların cansız bedeni sahile vurdu. Gemi Kurtarma Müdürü Mehmet Ali Kaptan, ilk incelemesinden sonra verdiği şifahi raporunda kaza nedeninin güverteyi aşan dalgaların makine dairesine hücum etmesi olduğunu söylüyordu.
Hem denizden hem de havadan yapılan inceleme sonucunda vapurun battığı yer tespit edildi. Kazanın ertesi günü dalgıçlar Üsküdar’ın batığına daldılar. Tecrübeli dalgıç Zeki Denizmen, Üsküdar’ın çamurluk zeminde yattığını gördü. Yüzeye çıkınca şunları söyledi: “Karaltıya doğru ilerleyince Üsküdar yavaş yavaş belli olmaya başladı. Hemen işaretimi verdim. Gemiye biraz daha sokulunca yaşlıca bir erkek cesediyle karşılaştım. İçeri girmedim çünkü vazifem bu değildi. Fakat salonlarda ceset olması muhakkak, birçok karaltı görülüyordu.”
Kurtaran gemisi olay yerine gitti. Üsküdar 15 kulaç derinde, denizin dibinde 5 derece meyille yatıyordu.
Kurtaran’ın 14 dalgıcı ertesi sabaha karşı projektör ışıkları altında cesetleri çıkarmaya başladı. Gemiye ilk giren dalgıç kıdemli Astsubay Veli Söyler, alt kat kamaralara inmek için kapıyı kırmak zorunda kaldı.
Buradakilerin çoğu çocuktu. Fırtınada dalgalara kapılmaması için alt kamara salonuna doldurulan çocuklar burada can vermişti.
Dalgıçlar karanlık kamaralarda yolcuları el yordamıyla arıyor, buldukları cesetleri kucaklayıp vapurun dışına taşıyorlardı. Vapurdan toplam 26 ceset çıkarıldı. Ve operasyon noktalandı.
CESETLERİ BALIKÇILAR ÇIKARDI
Askerler sahilde 100 metre aralıkla nöbet tutuyordu. Bu nöbetin amacı, sahile vuran cesetlerin tespit edilmesiydi.
Ancak hâlâ kayıp olan birçok kişi vardı. Çaresiz insanlar günlerce yakınlarının bulunması umuduyla sahilde bekledi. Yolcu yakınlarının sert tepkileri üzerine batık gemiye yeniden dalgıçlar indirildi.
Üsküdar’ın çıkarılması için çalışmalar günlerce sürdü. Hürriyet’in manşetlerinde “Üsküdar’ı yüzdürmek için dün çalışmalara başlandı”, “Üsküdar’ı yüzdürme işine başlanamadı”, “Havalar müsait giderse Üsküdar iki-üç gün içinde çıkarılabilecek” gibi başlıklar vardı. Kayıpların bulunamaması üzerine kazadan bir hafta sonra Ereğli’nin balıkçıları devreye girdi. 60 denizci ağlarla denizin dibini yoklamak için hazırlıklarını tamamladı.
8 Mart sabahı balıkçılar ağlarını cesetleri çıkarmak için denize attı. O gün beş ceset bulundu. Ancak ağlar zayıf olduğu için üçü tekrar denize düştü.
10 MART 1958/20 MART 1958
392 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Üsküdar’ı yüzeye çıkarma işi donanmaya verildi. Sabaha karşı 10 dalgıç ve 100 personel vapuru çıkarmak için çalışmalara başladı. Ancak çalışmaların ikinci gününde şiddetli lodos bir kez daha körfezi vurdu. Çalışmalar durduruldu.
O günlerin en hüzünlü taraflarından biri ise, lodosun cesetleri sahile getirmesi umuduyla bekleyen kayıp yakınlarıydı. Ancak lodos hiçbir cenazeyi getirmedi.
Üsküdar’ın kaptanı Mehmet Aşçı’nın cenazesi kazadan 11 gün sonra bulunabildi. Geminin çıkarılmasında en büyük sorunlardan biri saplandığı çamurdu. Çamurun çekim kuvveti 56 ton olarak hesaplandı. Gemiyle birlikte 300 tonluk bir çekim kuvveti gerekiyordu.
Ve kazadan tam 18 gün sonra Üsküdar vapuru sudan çıkarılabildi. Gemide 4 cesedin daha bulunduğu tespit edildi. Geminin kömür kapakları açıktı. Buradan giren suyun geminin batışını hızlandırdığı tespit edildi.
Sonraki günlerde kayıp cesetlerin kıyıya vurması sürdü.
Üsküdar vapur faciasında resmi kayıtlara göre toplam 392 kişi hayatını kaybetti. O tarihe kadar yaşanan en büyük faciaydı bu.
Paylaş