O meşhur 87 kışında ne oldu

AYLARDAN marttı. “İlkbahar müjdecisi son cemrenin düşmesi” beklenirken toprağa düşen kar oldu.

4 Mart’ta aniden başlayan kar nedeniyle daha ilk günden İstanbul’un çevre illerle bağlantısı kesildi. Tren, otobüs ve uçak seferleri iptal edildi. Sadece Türkiye ile değil dünyayla da bağlantısı yoktu İstanbul’un.

Karla birlikte rüzgarın hızı 70 kilometreye ulaştı. Minareler yıkıldı, çatılar uçtu.

İstanbul bu kadar büyük ve kalabalık değildi o yıllarda. Ona rağmen Haramidere’de binlerce araç mahsur kaldı.

Hemen hemen kimse işine gidemedi. Kamu kuruluşlarında bile iş başı yapılamadı.

5 MART 1987

Yolda mahsur kalanlar arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da vardı. Hasanpaşa’da kaldı, kıpırdayamadı.

En önemli sorunlardan biri Ömerli Barajı’ndan su pompalanamaması oldu. Şehrin büyük bölümü susuzdu.

Bununla bitmedi, elektrik kesildi, telefon bağlantısı koptu.

7 MART 1987

YİYECEK SIKINTISI YAŞANDI

Üçüncü günde kar yağışı ve fırtına durdu. Fırsat bu fırsat, iki gündür yapılamayan cenaze definleri gerçekleştirildi.

Ancak bir günlük molanın ardından kar mesaisi öyle bir başladı ki... Göz gözü görmez oldu. Ama asıl fırtına beşinci günde koptu.

13 MART 1987

O yıl Bursa Kapalıçarşı Eski Sahaflar esnafı dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın kardan adam heykelini yapmış.

Kar kalınlığı şehir içinde bile 1.5 metreyi buldu. Meşhur 1954’ten sonra ilk kez İstinye Körfezi dondu.

Sadece okullarda değil, kamu kurumlarında da 3 gün kar tatili ilan edildi.

O kar fırtınasında İstanbulluları en çok zorlayan şeylerden biri ise gıda teminiydi. Fırınlar çalışmayı sürdürdü ama hale gelen sebze meyve azalınca, kent içinde gıda yokluğu başladı.

15 MART 1987

Kar felaketinde tahmin edebileceğiniz gibi vapur seferleri yapılamadı. O yıllarda Avrupa ile Anadolu’yu birbirine bağlayan tek köprü vardı.

Normal günlerde köprüden 90 bin araç geçiyordu. Kar fırtınasında bu sayı 3 bine kadar düştü.

Zaten İstanbul sokakları hayalet kente dönmüştü. İş yerleri, fabrikalar, kamu kuruluşları... Hepsi kapalıydı.

Ahırkapı’da, Sarayburnu’nda, Büyükçekmece’de donarak ölenler oldu.

Bu felaket yaklaşık 10 gün sürdü. 14 Mart’ta yağışın yağmura dönmesi ve güneşin yüzünü göstermesiyle birlikte İstanbul nefes aldı.

6 MART 1987

HÜRRİYET HELİKOPTERLE DAĞITILDI

KAR yağışı, özellikle Trakya’ya gazete dağıtımını neredeyse imkânsız hale getirmişti.

Yollar kapalıydı. Hiçbir araç ne İstanbul’a gelebiliyor, ne de İstanbul’dan çıkabiliyordu.

İki gün boyunca Trakya’ya gazete ulaştırılamadı.

6 Mart 1987 günü Hürriyet bu bölgelere gazete dağıtımı için helikopter kiraladı.

Bu helikopter, Tekirdağ, Lüleburgaz, Çorlu, Kırklareli, Uzunköprü ve Keşan’daki okurlarına Hürriyet gazetelerini ulaştırdı.

BUZUN BOYU SURLARI GEÇİYORDU

1928 ve 1954 yıllarındaki kar felaketlerinde Boğaz’ın donduğu bilinir. Sıkça da gündeme gelir.

Tuna Nehri’nden kopan dev buz kütleleri Karadeniz üzerinden İstanbul’a gelmiş, Boğaz’ı buzla kaplamıştı.

Oysa İstanbul’un karla imtihanı çok çok eskilere 401 (evet dört yüz bir) yılına kadar uzanıyor.

8 MART 1987

Hürriyet’te 6 Mart 1987’de Engin Bilginer imzasıyla yayınlanan haberden okuyoruz.

O yıl insanların 2.5 ay evlerinden bile çıkamadığı, Boğaz’ın donduğu büyük bir kar felaketi yaşamıştı İstanbul.

Kayıtlardaki ikinci büyük kışın yılı 608. Tahmin edebileceğiniz gibi Boğaz yine donmuş. Hava ısındığında binlerce ölü balık kıyıya vurmuş.

En sert kışlardan bir diğeri ise 763 yılında yaşanmış. Boğaz yine buz tutmuş ama bu sefer tam 39 metre derine kadar. Arabalar, Anadolu ve Rumeli arasını buzların üzerinden geçmiş. Hatta, Sarayburnu önündeki buz tabakaları o kadar yükselmiş ki, boyu surları bile aşmış.

Haberdeki son tarihi kış vakası ise Genç Osman’ın padişahlığı döneminden, 1621’den. Boğaz ve Haliç donunca gıda ürünlerini taşıyan gemiler limana yanaşamamış, İstanbul’da büyük bir yiyecek kıtlığı yaşanmış.

Şair Seyyad Haşimi’nin “Yol oldu Üsküdar’a 1030’da Akdeniz dondu” mısrası da bu kış için yazılmış.