Kartalkaya’da 9 gün yaşam mücadelesi

Bundan tam 28 yıl önce bir başka kayıp vakası günlerce Türkiye’nin gündeminden düşmedi.

Pilot Yarbay Mike Couillard, Ankara’daki ABD Savunma İşbirliği Kuruluşu JUSSMAT’ta çalışıyordu. 15 Ocak 1995 günü iki oğlu, 13 yaşındaki Mark ve 10 yaşındaki Matt ile kar tatili için günübirlik Kartalkaya’ya gitti.

18 OCAK 1995/20 OCAK 1995

Couillard, küçük oğlu Matt ile otelin pistinde kayak yapmaya başladı. Mark ise otelde kaldı.

Saatler geçti ama yarbay ve oğlu bir daha otele dönmedi.

Baba oğulun kaybolduğu anlaşılınca önce kayakçılar arama çalışmalarına başladı.

Hemen ABD Büyükelçiliği’ne haber verildi. ABD’nin Türkiye’deki üslerinden 100 kişilik arama kurtarma ekibi Kartalkaya’ya gönderildi.

ABD’li ekibin başında JUSSMAT’ta görevli Albay Fitzgeral vardı.

Bolu Valisi Yener Rakıcıoğlu ile emniyet müdürü ve jandarma komutanı da Kartalkaya’daydı. Bolu Komando Tugayı’ndan özel bir ekip arama çalışmalarına katıldı.

TERMAL KAMERALARLA ARANDI

Kartalkaya’daki tüm yaylalardaki evler tek tek arandı. Gece bile havai fişekler atılarak aramalar sürdürüldü.

Arama çalışmalarının ikinci gününde Çekiç Güç’ün “Özel Operasyon Gücü”ne bağlı 16 kişilik bir ekip, Adana İncirlik Üssü’nden iki helikopterle bölgeye geldi. Helikopterlerde termal kamera vardı. Bütün bölge santim santim taranıyordu.

Ama Yarbay Couillard ile oğlundan hiç iz yoktu.

Hem Türk hem ABD’li dağ komandoları, usta kayakçılar, köylüler günlerce yarbay ve oğlunu aradı.

Tam bir kar harekâtı yürütülüyordu.

Günler geçmesine rağmen hiç bir sonuç alınmayınca ABD’li yarbayın kaçırılmış olabileceği ihtimali gündeme geldi.

“Lübnan Özgürlük Savaşcıları” adlı, adı hiç duyulmamış bir örgüt ABD’li subayı kaçırdığını iddia etti.

Hizbullah örgütü ise yarbayı kaçırmadıklarını açıkladı.

Yarbay Mike Couillard ve oğlu Matt kurtarıldıktan hemen sonra.

CIA VE MİT DE KATILDI

Altıncı gününde arama çalışmalarına katılan Türk komando sayısı 560’a çıktı. CIA ve MİT ajanları da devredeydi.

Günler geçtikçe umutlar tükeniyordu. Kış şartlarında baba oğulun hayatta kalma ihtimali çok çok azalmıştı.

Sikorsky helikopterleri üslerine, Adana’ya döndü. Aramalar sadece karadan yapılıyordu.

Kayboluşun dokuzuncu gününde, Keskin Yaylası’ndaki Sebenli orman işçisi Murat Bayram karda kendisine yaklaşan birini gördü.

Kısa sürede orman işçilerine ulaşanın kayıp ABD’li olduğu anlaşıldı. Durum hemen telsizle Başalan Orman Bölge Şefi Yüksel Gül’e bildirildi.

Ancak yanında oğlu yoktu. Yarbayın tarifiyle küçük Matt bir mağarada bulundu. İki ABD’li Orman Bölge Şefliği’ne getirildi.

Günlerdir açlardı. Sadece su içerek hayatta kalmışlardı.

Hemen çay demlendi, tereyağ, reçel ve ekmekten oluşan kahvaltı hazırlandı.

Kahvaltının ardından baba oğul Bolu Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Doktorlar şaşkındı.

Dokuz gün aç bir şekilde karla mücadele eden yarbay ve oğlunun sağlık durumu iyiydi. Her ikisinin de sağ bacaklarında donma vardı. Ama ciddi bir sağlık riski oluşturmuyordu.

25 OCAK 1995

TAM 15 KİLO ZAYIFLADI

Yarbay Couillard, yaşadıklarını Hürriyet’ten Ümit Sezgin’e şöyle anlattı:

“Kayak yaparken sis nedeniyle kaybolduk. İlk gece çalılardan yaptığım bir korunakta kaldık. Ertesi gün yakın bir yerde bir ufak mağara buldum, yakınında da su vardı. Asıl olarak bu mağarada kaldık. Birkaç gün sonra uzakta helikopterleri gördüm. Bizim üstümüze geldiler. Ama kendimizi onlara gösteremedik. Ağaçlar tamamen engelliyordu. Bir hafta böyle geçti. Bir tepeye çıktım ve aşağılarda, uzakta kulübeleri gördüm. Kabanımı oğluma bıraktım. ‘Hiçbir yere gitme, burada kal, yardım getirmeye gidiyorum’ dedim. Tepeden aşağıya bir saatten fazla kaydım. Kulübelere ulaştım ama kimse yoktu. Kapıyı kırdım, iki geceyi o kulübede geçirdim. Bu sabah bir aracın geldiğini duydum. Sesim yettiğince bağırdım. Beni gördüler, geldiler, bir battaniyeye sarıp aşağıya orman evine indirdiler.”

Boyu 1.83 olan yarbay 9 günde 83 kilodan 68 kiloya düşmüştü.

ABD subayını oğluyla birlikte hayatta tutan Alaska’da gördüğü özel dağcılık eğitimiydi.

Hürriyet ertesi gün yarbay ve oğlunun bir hafta korundukları mağarayı görüntüledi. Kartalkaya’dan 14 kilometre uzaklıktaki 6 metrekarelik mağara aslında sansar ve tilkilerin barınağıydı. Ama iki ABD’liye bir hafta yuva olmuştu.

Couillard, daha sonra Kartalkaya’daki 9 günü “Dağdaki Mucize” ismiyle kitaplaştırdı.