Paylaş
Ancak “bence” diyerek cevaplayabilirim:
“Dünya’nın en büyük organizasyonu Olimpiyatlara en fazla oyuncu gönderen kulübü, Dünya’nın en büyük kulübüdür.
***
Pekâlâ hangisi?
Soruyu sorması kolay, ancak yanıtlaması kolay değil…
Benim becerebileceğim bir iş hiç değil.
Ne yabancı dilim, ne internet kullanma becerim yeter.
Ancak sanırım iyi bir araştırma konusu...
Ben sizlere sadece bizim ülkemiz için ‘Tokyo’ya hangi kulübün kaç sporcu gönderdiğini’ gösteren tabloyu çıkarabildim. Onu vereceğim.
Bu çalışma bile günlerimi aldı.
Amacım aslında “en fazla sporcu gönderen kulübü” bulmak değil.
Çıkan sonuçlardan ülke sporuna yönelik stratejiler oluşabilir mi?
Ona bakmak.
Varılan sonuçlardan geriye dönerek, yeni bir başlangıç noktası yapılabilir mi?
Onu irdelemek.
Desem de;
Fenerbahçe’nin lider olacağını tahmin etmesem, bu araştırmayı yapar mıydım?
Emin değilim…
***
Avrupa futbol şampiyonası bittiğine göre, “son dakika” adı altında transfer haberler de “fos” çıktığına göre;
Gelin hep birlikte Olimpiyatın keyfini çıkartalım…
Bu kez 5 yıl oldu…
Ben, bu kez çok özledim.
Hem de bu kez 108 kişilik bir kafile ile gidiyoruz.
Londra Olimpiyatlarından sonra en kalabalık kafilemiz, Tokyo’da olacak.
Dünya’nın en yetenekli sporcularını izleyeceğiz, Hem de bizim sporcularımız ile heyecan duyacağız.
Keyifli bir 20 gün bizi bekliyor.
***
Kim Bu 108 Genç?
Ben oturup bu 108 sporcumuzu yetiştiren kulüplerin kim olduğunu araştırdım.
Birden fazla sporcuyu Tokyo’ya gönderenleri tabloya aldım.
Sayım hatalarım olmuş olabilir, ancak yazının özünü değiştirmez.
Paylaşayım…
Fenerbahçe | 22 |
Enka | 20 |
İstanbul B.B | 11 |
Vakıfbank | 6 |
Şavkar Jimnastik | 5 |
Ankara Aski ve Bel. | 5 |
Galatasaray | 4 |
Eczacıbaşı | 2 |
İstanbul Okçuluk | 2 |
Jandarma Gücü | 2 |
Kâğıthane Belediye | 2 |
Urla Yelken | 2 |
Sporumuza yön verenlere ciddi ipuçları veriyor bu sonuçlar…
Önce tuttuğum kulübün hakkını vermeliyim…
***
Fenerbahçe Spor Kulübü 22 sporcu ile yine lider.
Futbol takımının yerel ligde aldığı sonuçlar ile “spor basınımız” tarafından yerden yere vurulan Fenerbahçe…
Aslında “spor basınımız” artık yok. Biz ona “futbol basını” demeliyiz!
Atletizm, yüzme, yelken, kürek, boks ve voleybol olmak üzere tam altı ayrı branşta Tokyo’ya sporcu gönderiyor.
Yetmez;
Erkek basketbol da dört, kadın basketbol da bir, erkek voleybol da iki, kadın voleybol da dört, olmak üzere toplam on bir yabancı oyuncusu ve iki teknik adamı da Tokyo da olacak…
Olimpiyatlara giden 33 sporcuyu bünyesinde bulunduran bir kulüp…
Daha büyüğü vardır elbet…
Ancak inanıyorum ki, Fenerbahçe de ilk sıralardadır.
Aksini iddia edenler var ise o güzel çalışmayı bekliyorum…
Çok az fark ile ikinci sırada her zaman olduğu gibi Enka Spor Kulübü yer alıyor.
Enka yetiştirdiği 20 sporcusunu, Tokyo’ya gönderiyor.
Ülkemizi, güreş, atletizm ve yüzme dallarında temsil ediyor.
Siz “spor basınımız da”, Enka ile ilgili tek satır yazı okudunuz mu?
Böylesi bir spor kulübü iki satır yazıyı, azcık övgüyü hak etmiyor mu?
Koskoca ülkenin yapamadığını iki tane spor kulübü yapıyor… Ülkemiz adına toplam 42 sporcu gönderiyorlar Tokyo’ya…
108 sporcumuzun 42 tanesi…
Üçüncü sırada İstanbul Büyükşehir Belediye var…
Kafilemizde, yetiştirdiği 11 sporcu var.
ASKİ ve Ankara Büyükşehir Belediye’nin de 5 sporcusu var.
Bize belediyeler ne yapmalı? Sorusuna cevap veriyorlar. Birazdan değineceğim…
Dördüncü sırada Vakıfbank var…
Bir tek kadın voleybol alanında faaliyet gösteriyor. Devlet bankası… Geleneksel kulüplerle bizim vergilerimizle yarışması garip gelebilir…
Haklısınız.
Ancak;
Alt yapı yatırımları, salonu, genç kızlarımıza verdiği önem düşünülecek olursa irdelenecek bir konu çıkıyor ortaya…
“Olacaksa Vakıfbank gibi olsun” dedirtiyor.
Beşinci sırada çok ilginç bir isim var. Şavkar Cimnastik Kulübü:
Hepimiz incelemeli ve ülke sporu için neler yapılması gerektiğine dair ipuçları çıkarmalıyız…
Olimpiyatlara giden tam 4 sporcumuzu yetiştiren kulüp.
Bünyesinde Avrupa ve Dünya şampiyonları var. 1991 yılında İzmir de kurulmuş ve büyük şehirlerimizde şubeleri olan bir kulüp. Deneyimli eğitmen kadrosu ile bir jimnastik okulu olarak ülkeye sessizce hizmet ediyor…
Mütevazı, ismi bilinmeyen bir Jimnastik kulübü ve 4 tane Olimpik sporcu… Geriden gelen yüzlerce genç sporcu…
Aslında ülkemizin potansiyeli başka türlü anlatılamaz.
Bilim, doğru hedef ve idealizm olunca oluyor işte.
Jimnastik deyince 1903 yılında kurulan Beşiktaş Jimnastik Kulübünden de söz etmem gerekiyor.
Ülkemizdeki genel eğilime paralel olarak giderek futbol kulübüne dönüşüyor.
Bütçesi, gelir getirmeyen spor dallarına yatırım yapmaya yetmediği için eleştirmeye hakkımız yok.
Ancak bir öneride bulunabilirim.
Futbol dışı branşları minimum seviyeye çekerek jimnastiğe ağırlık verebilir.
Dünya ve Olimpiyat şampiyonları çıkarabilir.
Hiç birimizin tahmin edemeyeceği kadar çocukların ve velilerin ilgisini çeken bu ana dalda, spor okulları açarak gelir elde edebilir…
Bu şekilde tüzüğünün ve tarihinin ona vermiş olduğu görevi de yerine getirir…
Belediyeler Ne Yapmalı?
Birkaç yıl önce özellikle güney illerimizin belediyelerinin kadın basket takımları olduğunu, hepsinin WNBA den transferler yaparak Avrupa şampiyonluğuna oynadığını bilirsiniz… Sonucun ne olduğunu biliyor musunuz?
----Sıfır!
O takımların, o yörede basket oynayan kız çocukları sayısına ve gelişiminde hiçbir katkısı olmadı.
Yöneticileri bol bol yurt dışı seyahatler yaptılar. Paralar harcadılar…
Ülkeye bir tek bir şey kalmadı…
Ne yapmalı? Sorusuna ilk olarak; “Ne yapmamalı?” ile yanıt vermek istedim.
Aynı yöntem ile devam edeyim.
Biraz önce bahsettiğimiz İstanbul ve Ankara belediyelerinin durumu aslında bize gerçeği anlatıyor.
Her ikisinin de futbol takımı var.
Birinci lig de oynuyorlardı. 11 tane yabancı oyuncu satın alıp klasik takımlarla rekabet ediyorlardı.
Gelirini ise sizler sağlıyordunuz. Yine sağlıyorsunuz.
Hemen terk etmeliler!
Tüm belediyelerin öncelikli işi yöre gençlerine ve halkına spor yaptırmak olmalı.
Sonraki işi ise popüler olmayan spor dalların da branşlaşmalı.
Hatta seçeceği dal devlet tarafından yönlendirmeli.
Örneğin Edirne, Antalya, Tokat, Ordu gibi köklerinde ata sporumuz güreş olan iller güreş, judo, karate gibi.
Denize kıyısı olan belediyeler, yelken gibi.
Üniversiteler Ne Yapmalı?
Basmakalıp cümleler kuracağıma yaşanan örnekleri anlatmak en güzeli.
Olimpiyatlarda ülkemizi temsil edecek olan milli yüzücü Ümitcan Güreş, “Harvard Üniversitesi’ de 3 yıldır burslu okuyor.
Milli Yüzücü Kaan Kılınç, dereceleri nedeniyle, ABD'de Brown Üniversitesi'nden tam burs kazandı.
Türkiye yüzme sporunun bel kemiği 36 milli yüzücü son 3 yılda lisans eğitimi ve yüzmeye devam etmek için ABD'yi seçti.
Tamamı da, “Kalsaydım, Olimpiyatlara hazırlanmak yerine üniversite sınavına hazırlanmak zorundaydım” dedi.
Fazla söze gerek yok sanırım.
Biz geciktik.
Tam bursu spor bursu vermeye bu yılın başında başladık.
Olimpiyatlarda bugüne kadar, California Üniversitesi 288, Stanford Üniversitesi 280 madalya kazanmış…
Bizim ülke olarak tarihimizde toplam 91 madalya kazandığımız düşünülürse, üniversitelerin kazandığı madalyaların sayısının ne anlama geldiği daha iyi anlaşılacaktır.
Ortaokul öğrencilerimiz içinde aynı durum geçerli.
Çocuklarımız, 11 yaşında dershane mi? Spor mu? İkilemi ile karşı karşıya geliyorlar.
Bu nedenle Dünya’nın en kalabalık spor kulübü bizim ülkede…
Dershane Spor…
Bu kulübü bilinçli olarak büyütenlerin de kimler olduğunu, acı tecrübelerimizle öğrendik.
Umarım tecrübelerimizden ders çıkartır, çocuklarımıza seçim yapmadan sağlıklı, mutlu bir hayat yaşatırız.
Devlet Ne Yapmalı?
Aslında kolay gibi gözüküyor… Yukarı da yazdıklarımı organize etmeli…
Olimpiyatlara sporcu gönderen kulüplere maddi olarak ciddi destek olmalı!
Devlet kurumları ve belediyelerin popüler spor dallarında yarışmacı, üst yapı takımlar kurmasına kesinlikle izin vermemeli!
Bu kurumların yöre halkına spor yaptırmasını sağlamalı.
Popüler olmayan spor dallarını bölgelere göre dağıtarak. Belediye ve kurumlara görev vermeli.
Ve en önemlisi, spor ile okulu bir arada yürümesini sağlayacak adımları çok hızlı atmalı!
Çok bir akıl verirmiş gibi oldu.
Bunlar benim küçücük bir tablodan çıkardığım naçizane sonuçlar…
Paylaş