PaylaÅŸ
Prometheus ruhunun geliÅŸimini yaÅŸamıştık yani otoriteye karşı isyanı ve egoizmi, bu anahtar evre veya buluÅŸma, serbest pazar ekonomisinin de göstergesiydi. Barbault'a göre bu evre üst düzeydeki kapitalizmi de simgeler ama yöntem doÄŸu etkisi altındadır yani Asya ve Orta DoÄŸu etkisinde statükolara karşı isyanlar baÅŸlamıştır, güçler, ihtiraslar, küstahlık, pervasızlık, riskler, aşırı bireysel davranışlar çok sık oluÅŸmuÅŸ ve oluÅŸacaktır. Ve 2000 baÅŸlarında deÄŸiÅŸimler için çok uygun bir dönem baÅŸlamıştır, toplumda ciddiyetsizlik, hafifmeÅŸreplik ve avam davranışlar adeta patlayacak ve tansiyon çok yükselecektir. Bu konum ciddi ve tehlikelidir çünkü savaÅŸ tüccarları ve yapımcıları için çok uygun bir konumdur. Â
1997'de Jüpiter-Neptün efektinin Türkiye için çok önemli bir idealizm virajı olduğunu söylemiştim. İdeolojiler her zamankinden daha etkin olurken dinsel inançlar›n ve gerici akımlar›n etkileri sistematik olarak çok artacak ve sert etkiler yaşanacaktı. Politik ayrımlar uçurumlara dönüşürken dinsel çatışmalar ölümlere neden olacaktı, 90'lık sert etkiler kısmi savaş aksiyonlarını ve ülkenin tamamının katılmadığı ideolojik inançların çatışmasını gösteriyordu. Aynı konum Franco'nun yönettiği İspanya iç Savaşı'nda, son Portekiz devriminde ve Atatürk Türkiyesi'nde görülmüştü.
"Kaynak: Charles Harvey-Michael Baigent ve Nicholas Campion/Mundane Astrology". Ekonomide aldatıcı patlamalar oluşurken yanıltıcı iyimserlikler zarar verecekti. Uçuk ekonomi hayalleri artık enflasyona dahi gidecek yer bırakmayabilirdi.
Barbault bu dönemi "değişimlerin çağrısı" olarak değerlendiriyor, uzun ve sancılı bir dönemin ardından gelen bir lider krizini vurguluyordu. Benzer bir dönem, SSCB'de Stalin'in ölümünden sonra yaşanmıştı.
Daha ötesi nedir? Polisiye olayların çok yoğunlaşacağı bir dönemden söz edilebilir, polislerin yaşamlarına çok daha fazla dikkat edilmelidir, yasalar iyice sarsılacak, hiyerarşiler geçerliliğini daha çok yitirirken yasaklar ve eskiye özlem artacaktır. Bu etki aynı zamanda da tepki odaklarının eylemlerini de gösterir. Özetle bu dönemin karakterinde, otoritenin artan baskısı ve geleneklerin etkinliği vardır. Jüpiter'in yükseliş eğrileri özellikle tutucu ve muhafazar iddiaların yanısıra taleplerin artışı da demektir. Fundemalist emperyalizm şiddetle yayılacaktır. Satürn kısıtlamaları ise, toleranssızlığı, izolasyonu ve yurdumuzda bir tür demir perde oluşumunu getirebilir. Savaş rüzgarları artabilir, ekonomide ise olumlu ve yararlı adımlar beklemek için gezegenlere bakmaya gerek yoktur çünkü ekonomi artık ulusal değil, bireysel etkilerle yön almaktadır ve daha çok yabancı etkenler altındadır.
Ama asıl önemli olan, Türkiye'nin kuruluş haritasıdır (29 Ekim 1923-Saat 20:30). 1923'de Jüpiter/Neptün arasında sert ilişki yani kare açı vardı (Savunma, ordu, halk), şimdi ise Jüpiter/Uranüs (Din, inançlar, ticaret, entellektüalizm, yargı, ulusal imaj) karesi var. Bu konular sancılı ve sıkıntılı konular. 1960'da Jüpiter (Din, yargı, finans) yükselişte, 1980'de ise düşüşteydi, şimdi de yine yükselişte yani koşullara bakarken 1980'in değil, 1960'ın koşullarını anımsamak gerekiyor. Merkür (Ticaret, medya, tanıtım), Ay (Toplum, ulusal düşünce) ve Güneş'in (Devlet) İkizler'de olmaları ve Pluto'nun (Fanatizm, doğal enerji, gizli suçlar) Ay ve Güneş'i etkilemesi kısaca seçimlerin sonucunu gösteriyor. Mars (Ordu, savaş, şiddet, sosyal değişim, vergi) ile Neptün'ün (Azınlıklar, bunalım, petrol, gizli inanç ve örgütler, ulusal sırlar ve terör) zıtlaşması çok dikkat çekici. Beni asıl düşündüren şey bu... Kısacası 30 Ağustos sonrası çok düşündürücü olabilir...
Â
PaylaÅŸ