Bilirsiniz, hep tartışılan bir konudur terk edilmek mi zor, yoksa terk etmek mi?
Eminim ki giden de kalan kadar acı çekiyordur. Bir ilişki yaşarken, gidenin terk etmek için çevirdiği dolaplar bana hep çok komik gelmiştir. (Ya da şimdi komik geliyor. Eskiden terk etmek için yaptığını anlamıyordum bile!. Deneyim ne de olsa!) Herkesin kendine göre bir terk etme (ya da edememe) biçimi var.
***
1. ARAYI SOĞUTANLAR
Bazıları terk etmek için arayı soğutmayı denerler. Telefon etmezler, sizinle ilgilenmezler, her zaman buluştuğunuz günlerde kendilerine çeşitli işler çıkarırlar buluşmamak için.. Ama sorduğunuzda ‘evet ayrılmak istiyorum’ diyemeyecek kadar da cesaretsizdirler. Zaten terk etmeyi bu kadar sündürmeleri de kesin kararlı olmamalarındandır. ‘Seni terk ediyorum’ diyecek kadar cesaretleri yoktur.
2. PEŞİMDEN KOŞUCULAR
Kimileri de terk edebilmek için kasti sorunlar ve bu sorunlara bağlı kavgalar çıkarırlar. Amaç bellidir, sudan bir sebepten kavga çıkacak, o da mesela birlikte yemek yediğiniz masadan ‘artık bitti’ diyerek kalkacak, hızlı adımlarla bulunduğunuz mekanı terk edecek, siz önce gururunuza yediremeyerek yerinizden bile kalkmayacak, hatta ‘sen bilirsin’ diyeceksiniz. Ama aradan on dakika geçtikten sonra, içinizi bir kurt kemirmeye başlayacak ve onu aramak üzere cep telefonunuza sarılacaksınız. Ama karşınızda ısrarla şu sesi duyacaksınız: ‘Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor.’ Tabii bu durum, sizin ona karşı olan ilginizi daha da artıracak, çünkü ulaşamıyorsunuz, konuşamıyorsunuz. Ama eğer sevgiliniz, hem bulunduğunuz yeri ‘tamam bitti’ diye terk etmiş, hem de telefonunu kapatmışsa, bilin ki hálá sizin ilginizi çekmeye çalışıyor ve sizi terk etmeye hiç niyeti yok, sadece kafası biraz karışık. (Ne demekse!)
3. TENEFÜSE ÇIKMAK İSTEYENLER
Bir de çok uygar insan rollerine bürünmüş sevgililer vardır. Bir akşam yemeğe çıkarsınız ve konuşmalar aynen şöyle geçer:
‘İlişkimizin daha sağlıklı yürümesi için, konuşmayı istedim. Görüyorum ki birkaç zamandır, aramızda hep sorun çıkıyor. İstersen bir süre ilişkimize ara verelim ne dersin. Birbirimizi özlüyorsak, hálá birbirimizi istiyorsak kaldığımız yerden devam ederiz.’
Haydaaa ne şimdi bu? Neyin tenefüsü? Niye lafı dolandırıyorsun ki, söyle işte söyleyebiliyorsan, cesaretin varsa, ‘Ayrılalım‘ de. Bir yalan dolan, bir kıvırmaca ki değmeyin gitsin! Merak etmeyin bunlar da sizi terk etmeyeceklerdir. Sadece kendilerini denemek istiyorlar. Bakalım yapabiliyor muyum diye. Ve emin olun yapamayacaklardır...
4. DOST KALALIMCILAR
Bir de, ‘İstersen artık dost kalalım’ modeli var ki, bunlar en sinir olduklarımdır. Ya bu boyacı küpü mü, dün sevgiliydik, yarından itibaren dost olacağız. Bir gecede ne değişecek ki? Bu kadar basit bir şey mi bu sevgili olma durumu. Dün gece sevgili olarak uyuduk, ama sabah bir uyanmışız ki arkadaşız. Olabilir mi? Tabii ki eski sevgiliyle de arkadaş olunabilir ama bunun için ‘zamana’ ihtiyaç yok mu? (Bu yaşa gelmişim, ne yani sen bana arkadaş edinemiyorsun mu demek istiyorsun) Siz, ‘Yok ben dost olmak istemiyorum’ dersiniz, karşıdan gelen cevap şudur: ‘Ama ben seni dostum olarak görmek istiyorum.’ Eee, ben de sevgilim olarak görmek istiyorum, ne olacak şimdi?
5. SANA DA DAHA FAZLA ACI VERMEYEYİMCİLER
Bu gruba girenler, terk etme isteklerini şu cümlelerle özetlerler: ‘Bu aralar yaşantımda öyle sorunlar var ki, bunlarla seni de boğmak ve yıpratmak istemiyorum. Çünkü sen benim için çok özelsin. Seni üzmek hayatta istediğim en son şey, buna emin ol. Sen benden daha iyilerine layıksın’ (Ne demek şimdi bu? Ben senle sevgili olurken, senin acılarını da paylaşmaya talip oldum. Sen beni terk ederek, bana acı vermediğini mi düşünüyorsun?)
Bence bu terk edişin altında yatan neden çok açık. Tüm bu dolambaçlı sözlerin alt yazısı şu: ‘Bir gün beni başkasıyla sarmaş dolaş görüp üzüleceğine, şimdi üzül. Çünkü kendime yeni bir sevgili buldum!’
6. BAHANE BİLE İLERİ SÜRMEYENLER
Bu başlık altına yakışan ve bana anlatılan iki olay var. Bir arkadaşım sevgilisini telefonla aradığında sevgilisi şu cevabı verir: ‘Şimdi konuşamayacağım, duştayım, çıkayım seni ararım.’ Aradan altı ay geçer, ne arayan vardır ne de soran... Diğer arkadaşımın sevgilisi de en son arabasını yıkatmak için çıkmıştı evden, hálá geri dönmüş değil...
***
Yahu yok mu şöyle dürüst ve cesurca ortaya çıkıp, ‘Artık seni sevmiyorum. Terk ediyorum‘ diyen birisi! Her işi illa dolandırmamız mı gerekir?
BUGÜN NEYAPMAYALIM
Dedikodu yapmayalım
NASILBÜYÜDÜM
Ben büyürken ‘Yak şu kaloriferi kapıcı, donuyoruz’ en meşhur reklam sloganıydı.