Hani ‘Allah’ın sopası yok’ dedikleri tam da bu oluyorum sanırım... ‘İlkel tatil, ilkel tatil’ diye tutturunca, ‘Al ilkel tatil, öyle olmaz böyle olur’ dedi sanki birileri.Tatilin son günü, pazartesi yazısının yetişmesi lazım. Al sana gerginlik! Tatil yapmayı seçtiğim yer, üçüncü dünya ülkesi...Bilgisayarın klavyesi bile ‘Sizin bildiğiniz dilden’ yazmıyor. Yani yok öyle tatile beş dakika ara verip, bir yüzmece, bir güneşlenme arası bilgisayarda falan yazıyı şıftırtmak! Gözünü sevdiğimin Olimpos’u... Oysa bundan birkaç yıl önce nefret etmiştim Olimpos’ta tatil yapmaktan. Yeni yeni palazlanır, hızlı hızlı lükse alışırken, çok ‘enteresan’ gelmişti Olimpos’ta ilkel tatil fikri. Ama daha tatilin ikinci gününde ‘Bu kadar da ilkellik olmaz ki canım’ deyip, ayaklarımı popoma vura vura kaçmıştım oradan. (İnsan ne çabuk alışıyormuş rahata meğer!)O kadar ilkel tatil, ilkel tatil diye tutturdum ama alışkanlıklarım da yakamı bırak(a)madı bir türlü!Sen tut, seçe seçe seyrettiğin bütün televizyon dizilerinin sezon finallerinin yayınlandığı haftayı seç, tatile gelmek için. Olacak şey mi? Merak kediyi öldürürmüş, ilkel tatili de öldürdü. Hemen hemen her takip ettiğim dizinin yayınlandığı akşam sarıl ‘SMS’lere, telefonlara.İnsan kolay kolay kurtulamıyor(muş) alışkanlıklarından! (Sanki bunu öğrenmem için seyrettiğim dizilerin son bölümlerini seyredemeden tatile çıkmam gerekiyormuş gibi bir gereksizlikten söz ettiğimin farkındayım.) Sizin de bana, size böylesine saçma sapan, eften püften, kof, içi boş bir yazıyı okuttuğum için kızdığınızın da farkındayım. (FARKINDALIK!)Ama hálá içi dolu mu dolu bir yazı yazmak kadar iyi bir ‘köşekapan’ olmadım ne yapayım?Öyle denize bakıp ‘Yeni doğmuş saf bir bebeğin annesinin memesini emdikten sonra daldığı, güvenli uykusunda mışıl mışıl uyuması gibi sakindi deniz’ diye başlayan, ya da bir çiçeğe bakıp ‘Bugün yalnızlığında, salına salına körpe bir genç kız gibi doğan güneşe nazlanıyordu’ ya da ne bileyim, siyah saçlı esmer bir kadına bakıp ‘Gecenin işi, insanın pisi, hala gençlik hayallerimi süsleyen kütür kütür zenci gibi’ diye başlayan yazılar yazamayacak kadar yeteneksiz-hálá ve sanırım sonsuza kadar- acemisiyim bu işin. (Yukarıda yazdığım satırların, tatilde kitabını okuduğum herhangi bir Türk yazarla ve yazdıklarıyla uzak yakın herhangi bir ilişkisi yoktur. Benzerlikler varsa tamamen tesedüftür.)Oysa ‘köşekapan’ın iyisi ekmeğini taştan çıkarır!Ama yok, olmuyor işte! Elimin altında ‘Türk Popüler Kültür Hadiseleri’nin Baş Oyuncuları’ olmadan, şöyle ‘gönül rahatlığıyla’ bir yazı şıftırtamıyorum. (YETENEKSİZLİĞİNİN FARKINDA OLMAK...) Vallahi ilkel tatil, milkel tatil diye isteyip durdum ya, insan en ... şeyleri bile özlüyormuş meğerse. (Bu da bana kapak olsun!) Artık sıkıldım, bunaldım demeyeceğim. Eğer dersem, yeni televizyon sezonunda ‘Size anne diyebilir miyim’ evine kapatın beni.İnanır mısınız Recep Tayyip Erdoğan’ın hoşgörülü yaklaşımlarını, Ahmet Necdet Sezer’in sıcacık gülümsemesini, Deniz Baykal’ın sevimliliğini özledim!Lerzan Mutlu’yu, Tuba Ekinci’yi bile özledim diyebilirim, gerisini siz anlayın!