Her geçen gün hayatımız daha fazla ‘otomatikleşiyor.’ Ama ‘hayatı otomatiğe bağlamak’ sadece gündelik, sıradan işlerimizi yaparken başvurduğumuz bir yöntem değil!
Artık bazı kelimeleri, deyimleri, cümleleri de içini boşaltıp otomatiğe bağladık!
Bazen karşımızdaki bir laf ediyor ama, insanın o edilen lafa inanası gelmiyor. Hele bir de o lafı edenin takındığı yüz ifadesi, ikiye katlıyor o kişinin ‘inandırıcılıktan uzak olması’ durumunu!
‘İçi boş’ ve ‘inandırıcılıktan uzak’ olmanın en son örneğini, haber bültenlerinde ve gazetelerde boy boy yer alarak görevlerinden ‘istifa(!)’ eden bakanlar verdiler. Neredeyse hepsi dişlerinin arasından ‘Hayırlısı olsun, bu bir bayrak yarışı. Ben bayrağı yeni arkadaşıma devrediyorum. Bu durumdan da çok mutluyum!’ dediler ama, hani ‘hayırlısı olsun’ mu dediler, yoksa küfür mü ettiler belli değil!
32 diş sıkılmış, dudaklara yapışmış sahte bir ‘gülümseme’, ‘Oh kurtuldum bu bakanlık sorumluluğundan’ sahte yüz ifadesi, ama bir o kadar da, bir an önce devir teslim törenini bitirip kameraların önünden kaçıp, daha fazla soruya muhatap olmamanın mücadelesi! Tüm bu karmaşa içinde söylenen, içi boş, havada kalmış ve hiç inandırıcı olmayan bir cümle:‘Hayırlısı olsun’
İnandık mı? Hayır.
Yiyor muyuz bu ‘uygarlık gösterilerini?’ HAYIR!
Türkiye’de ve hatta dünyada kim bakanlık görevinden istifa ettirilmekten ‘mutlu’ olabilir ki?
‘Hayırlısı olsun’dan başka, bir de ‘Kendine iyi bak’ saçmalaması var. Herhangi bir yerden tanıdığın alelade bir insan ya da yakın arkadaşın veya dostun, herkesin ağzında bu laf! Tam vedalaşırken sahte gülümsemeler ve merak duygularıyla dökülüveriyor insanların ağzından: ‘Kendine iyi bak.’ Yahu sana ne! Beden benim, ruh benim, hayat benim! O kadar kendime iyi bakıp bakmadığımı merak ediyorsan arada bir ara! Arıyor musun? Hayır! Nasıl içi boş ve sahte! ‘Kendine iyi bak hadisesi’ ile ilgili Candan Erçetin’in bir şarkısı var ya bayılıyorum ona:
‘Kendine iyi bak deme, denmez, saçma!’ Hakikaten saçma!
Bir diğer içi boş geyik malzemesi de ‘sanat dünyasından’ geliyor. ‘Ben sadece yaptığım işlerle gündeme gelmek istiyorum ama kendimi ifade edebileceğim bir platformu henüz bulamadım!’ Şimdi ne anlıyorsunuz siz bu cümleden? Yine hep ‘onların’ ağzından duyduğumuz başka bir klişe var ki artık katlanılır gibi değil: ‘Bizim seviyeli bir birlikteliğimiz var, zaten ben onun ruh güzelliğine hayranım. Önemli olan da ruh güzelliği zaten’ geyiği ki, bu geyiğin üzerine herhangi bir laf etmeye bile değmez bence!
‘Geyik’ işte! Adı üstünde!
Bunlardan bir sürü var: ‘Çok güzel bir enerjisi var...’
‘İlk anda elektrik aldım, elektriği çok pozitif...’
‘Sadece arkadaşız. Başka bir şey olsa, emin olun ilk sizin haberiniz olur.’
Yiyor muyuz bütün bu ‘içi boş lafları?’ Takınılan ‘surat ifadelerini’ hálá?