Paylaş
Türk kumsallarına övgü
Her yıl Türkiye’ye tatile gelen ünlü şef Wolfgang Puck ile önce İstanbul’da buluştuk.
Türkiye’nin gastronomi elçisi Demet Sabancı’nın girişimiyle Türkiye’ye gelen ve deneyimli işletmeci Deniz Zengin’in genel müdürlüğünde yönetilen Nişantaşı’ndaki Spago’da yeni menüyü tattık.
Pan-Asya lezzetlerini barındıran, Türkiye esintilerinin de olduğu keyifli bir menü ortaya çıkmış.
Ertesi gün ise ünlü şefle ailece tatile gittiği Bodrum’da görüştük.
İspanya’daki Guggenheim Müzesi’ni tasarlayan ünlü mimar Frank Gehry’nin dizayn ettiği Spago on the Beach isimli yeni restoranının heyecanını taşıyan şef, 35 milyon dolarlık Malibu’daki mekânın seneye açılacağının müjdesini verdi.
Bodrum’un da Malibu gibi ünlü restoranlar için bir merkez haline geldiğini söyleyen Puck, “Açıkçası Bodrum’un gastronomik gelişimini görmek heyecan verici. Keza doğal güzellikleri tek kelimeyle büyüleyici. Plajları St. Tropez’dekilerden bile daha güzel. Fransa’daki kalabalık ve dar kumsallardan sonra Türkiye’de güneşlenmek çok daha keyifli bir deneyim” dedi.
Puck, ailesiyle 7 gün Bodrum’da tekne turunda olacak.
YİNE SANAT DOLU
Bodrum ziyaretimde Accor Oteller Grubu’nun Dünya Ticaret Başkanı Yiğit Sezgin’in önerisiyle grup bünyesinde olan ve iş insanı Murat Delibalta’nın girişimiyle hayata geçen Yalıkavak’taki M Gallery Bodrum’u ziyaret ettim.
Resepsiyonuna girdiğiniz an kendinizi bir sanat galerisinde hissedeceğiniz otel, aynı konsepti tüm tesise yayarak çağdaş sanatın güncel isimlerini bir araya getirmiş.
Cengiz Yatağan, Yasin Uysallar, Yiğit Yazıcı gibi yerel isimlerin yanında Philippe Pasqua, Richard Orlinski, Robert Indiana gibi yabancı sanatçıların da eserlerine yer verilmiş.
Akdeniz ve dünya mutfağından lezzetleri deneyimlediğim Bohemy isimli restoran ise konaklayanlar kadar dışarıdan da oldukça rağbet gören bir mekân olmuş.
Birçok ünlü isme denk geldiğim otel; deniz, kum, güneş üçlüsü kadar iddialı bir sanat, lezzet ve lokasyon üçlüsünü de bir araya getirmeyi başarmış. Tebrikler.
NİHAYET TÜRKİYE’DE
Rémi Laba ve Aymeric Clemente’nin 2000’lerin başında New York’ta kurarak dünyaya yaydığı Bagatelle Beach Club, Bodrum’da da açıldı.
St. Tropez’den aşina olduğum marka, eğlence ve lezzetin yanında aynı standartları ve profesyonelliği Türkiye’ye de taşımayı başarmış.
Mekânda dikkatimi çeken ilk şey, çalışan ekip arasındaki koordinasyon ve hız oldu.
Büyük beach club ve restoranlardaki o uzun sipariş bekleme anlarından ve kaostan ziyade gayet sakin bir servisle karşılaştım.
Mavi-beyaz çizgili minderler ve şef Rocco Seminara’nın sunduğu lezzetler, kendinizi Miami’de veya Fransız Rivierası’nda hissettirecek türden.
Dünyada böylesine ses getirmiş bir markanın Bodrum’a değer vermiş ve yatırım yapmış olması sevindirici.
Sürdürülebilir gastronomi
Bodrum’a gitmeden önce Londra’da National Geographic Food Show’u ziyaret ettim.
Birçok ülkenin katıldığı etkinlikte Azerbaycan’ın standı açıkçası en çok rağbet gören alan oldu. Tadım için uzun kuyruklar oluştu. Özellikle bizdeki gözlemeye benzeyen Kutab ve kayısılı pilav ile sunulan kuzu eti tek kelimeyle harikaydı.
Azerbaycan’ın tanıtım platformu başkanı Florian Sengstschmid, sohbetimizde “Azerbaycan sadece zengin bir mutfağa değil, aynı zamanda sürdürülebilir tarım ve balıkçılık bilincine de sahip bir ülke” dedi.
Bakü ziyaretimde özellikle havyar üretimindeki sürdürülebilirlik çalışmaları ve balık ekosistemini koruma bilinci beni çok etkilemişti.
Azerbaycan’ı ve lezzetlerini halen keşfetmediyseniz ilk fırsatta ziyaret etmenizi öneririm.
Paylaş