Paylaş
Keşfet
Bayram tatilinde şehirdeki keşfetmeye değer noktaların başında kanımca Çamlıca Kulesi geliyor.
ABD’de yaşarken New York’taki Empire State ve Chicago’daki Hancock Tower’ın seyir teraslarını gördükçe özenir, İstanbul’a da bir seyir terasının ne kadar çok yakışacağını düşünürdüm.
Açıkçası mimar Melike Altınışık’ın tasarladığı Çamlıca Kulesi hepimizin bu özlemine fazlasıyla karşılık verecek bir eser olarak hayat bulmuş.
Dış cephesindeki lazer aydınlatmalar ve ışık oyunları kuleye ayrı bir estetik katmış.
369 metrelik 49 katlı yapı İstanbul’un en yüksek noktası olma özelliğinde.
Şehri panaromik olarak izleyebileceğiniz seyir terası ve restoran alanı dışında kulenin girişinde 20 dönümlük botanik bir bahçe de yer alıyor.
Kule bayram tatili boyunca ziyaretçilere açık olacak.
Tat
Bayramda İstanbul’da olsanız da ayaklarınızı kuma basarak deniz kenarında balık ve meze keyfi yapabileceğiniz bir restoran önerim olacak: Poyraz Çapari.
Poyrazköy’de bulunan mekan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün manzarasıyla İstanbul içinde keyifli bir yaz akşamı yaşayabileceğiniz bir restoran.
Kumsalda sıra sıra kurulmuş masalar, size kendinizi bir tatil beldesinde gibi hissettirecek.
Masaya getirilen eski tip kandiller, kumsalda yakılan ateş ve balıkçı teknelerinin ışıkları tam anlamıyla nostaljik bir ambiyans yaratıyor.
Karadeniz’e çıkışta yer alan restoranın sahibi Nihal Güntulun, gastronomi tutkunu Rizeli bir Karadeniz kadını.
Ailece işlettikleri mekanda birçok balık ve meze alternatifi var.
Önerim ise hava kararmadan mekana varmanız ve gün batımını yakalamanız.
Çünkü Poyraz Çapari lezzet düşkünleri için olduğu kadar profesyonel fotoğraf sanatçıları için de manzarasıyla ideal bir nokta.
Konakla
Kendinizi tatil beldesinde gibi hissedeceğiniz bir otel önerim var; Çengelköy’de kısa katlı yapısı ve tarihi dokusuyla hizmet veren Sumahan on the Water.
Osmanlı döneminden kalma bir ispirto fabrikası olan otelin ismindeki “suma” kelimesi, eski Türkçede “rakı” anlamına geliyor. Mimar bir çift olan Nedret ve Mark Butler’a ait otelde fabrikanın kırmızı tuğladan yapılma bacasını dahi halen görebilirsiniz.
Asma katlı loft odaları ise önünde bahçe olan ve birkaç adımda denize erişebileceğiniz İstanbul’daki tek konaklama seçeneği.
Odanızın bahçe kapısının önündeki ahşap şezlonglarda uzanabilir ve Boğaz’a karşı güneşlenebilirsiniz.
Oteldeki tüm yatak odalarına konulmuş dürbünlerden aynı manzarayı detaylı inceleyebilirsiniz.
Hazır oteldeyken binanın hemen devamında yer alan uzun tarihi yapıyı da incelemenizi tavsiye ederim.
Osmanlı döneminde fil ambarı olarak kullanılan bu uzun bina padişahlara yabancı hükümdarlardan hediye edilen fillere ev sahipliği yapmış.
1875’ten kalma binanın önünde misafirleri bekleyen bir tekne göreceksiniz.
Otelin bu ücretsiz teknesiyle Eminönü’ne geçerek tarihi yarımadayı dolaşmanız mümkün.
Deneyimle
Bayramda İstanbul’un keyfine varacağınız bir diğer alternatif ise eski bir vapurdan restoran ve sergi salonuna dönüştürülmüş olan Le Vapeur Magique.
Şehir hatları vapurlarından dönüştürülmüş bu yüzer restoran, simsiyah dış cephesi ve altın renkteki çizgileriyle çarpıcı bir tasarıma sahip.
Kahvaltı ve akşam yemekleri için servis sunan restoran katı, 360 derecelik Boğaziçi manzarasına sahip. Üç katlı geminin en alt katında ise meşhur ressamların tablolarından esinlenilmiş 3D bir fotoğraf alanı bulunuyor.
Ortaköy ve Eminönü iskelelerinden katılabileceğiniz turlar, canlı müzik eşliğinde her gün düzenlenmekte.
Paylaş