Paylaş
Tavanları camdan bir tren
Machu Picchu’ya varmak için Peru’nun başkenti Lima’dan uçakla İnka İmparatorluğu’nun tarihteki başkenti olan Cusco’ya gitmek ve ardından 1.5 saatlik tren yolculuğu yapmak gerekiyor.
Cusco deniz seviyesinden 3 bin 500 metre yükseklikte bir şehir. Nefes almaya zamanla alışıyorsunuz. Hızlı hareket edince çabuk yoruluyorsunuz. Yani herkese göre değil. Bu şehirden yapacağınız tren yolculuğu ise gözünüzü korkutmasın. Camları tavan bir vagonda seyahat ederek muhteşem And Dağları manzarasını seyredebiliyorsunuz.
Keza vagonlarda yerel dans gösterileri ve bölgenin meşhur Alpaca denilen yünlerden elde edilen kıyafetlerinin mini bir defilesi yapılıyor.
Dünyada her ne kadar kaşmir yünü ünlü olsa da kalite ve yumuşaklık açısından kanımca en üst segment yün, bir cins lama olan alpaka hayvanların yünü.
Bu tatlı minik hayvanları halk kedi-köpek gibi evcilleştirmiş ve büyük bir sevgiyle besliyor, sokaklarda dolaştırıyor.
Tren biletini, aynı uçak bileti gibi önceden almanız gerekiyor.
Trenin kalktığı noktada başta Churros isimli tulumbaya benzer tatlı olmak üzere yerel sokak lezzetlerini denemeniz, Peru’nun meşhur pançolarını, bambu flütlerini, yerel sanatçıların yağlıboya tablolarını satın almanız mümkün.
Düşük gelirli halkların olduğu hiçbir semt pazarında yapmam ama dileyen için pazarlık tabii ki serbest...
Terk edilmiş şehir
Machu Picchu’nun bulunduğu kasabaya trenle vardıktan sonra, yarım saatlik tırmanışlı bir minibüs yolculuğu yaparak 2 bin 400 metredeki antik kente varıyorsunuz. Tek kelime ile büyüleyici bir manzara. Güneş tapınakları, zirvelerin yamaçlarına kurulmuş dev teraslar, pirinç tarlaları ve imparatorun yazlık sarayının kalıntıları...
Tüm görkemiyle 1440 yılında inşa edilen şehir, 90 yıl sonra İspanyolların Peru’yu istilası sırasında yerlilerce aniden boşaltılmış.
Ülkedeki taht kavgasını ve bölünmüşlüğü fırsat bilen Panama Valisi Francisco Pizarro, İspanya kralının desteğiyle Peru’ya düzenlediği üçüncü seferde amacına ulaşmış.
Ülkede önce veba salgını başlatmış. Sonra askerleri ve elindeki barutlu silahlarla tüm imparatorluğu parça parça ele geçirip hazinedeki tüm altınları yağmalamayı başarmış.
Machu Picchu yakınlarına kadar gelen İspanyolların burayı da istila edebileceği korkusunu yaşayan halk, birçok değerli eşyayı geride bırakarak şehri terk etmiş.
Lakin İspanyollar ve arkeologlar, dik yamaçlar arasında gizlenmiş Machu Picchu’yu 1911 yılına kadar keşfedememiş.
ABD’deki Yale Üniversitesi’nden tarih uzmanı Hiram Bingham bölgeye tırmanarak şehri bulan ilk isim olmuş.
Pazarlama harikası
Machu Pucchu’nun ziyaretçileri arasında Jim Carrey, Mick Jagger, Cameron Diaz, Zac Efron gibi Hollywood’dan ünlü isimler dahi olmuş.
Antik kente girişte sıra beklerken hem bu ünlüleri hem de içeri girmek için ödediğim 45 dolarlık bilet parasını düşündüm.
Ardından İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en ilgi çekici turizm bölgesi olduğunu düşündüğüm Kapadokya aklıma geldi.
Binlerce yıllık tarihe sahip, sadece Hıristiyanlık dünyası için değil volkanik yapısıyla dünya coğrafyası için de büyük bir miras olan Kapadokya’daki açık hava müzesine yabancı turist girişinin 150 TL olduğunu düşününce, yaklaşık 850 TL giriş parası ödediğim Machu Picchu’nun pazarlama harikası bir destinasyon olduğuna net bir şekilde karar verdim.
Özellikle Türkiye’nin hiçbir yerle kıyas edilemeyecek derecedeki tarihi ve doğal güzelliklerini düşününce topu topu 1440 yılında inşa edilmiş Machu Picchu’nun dünyada yakaladığı bu “Instagram popülerliğini” cidden takdir ettim.
Paylaş