Çölde jet-set hayat

1001 Gece Masalı
Bu büyüleyici rota için ilk adım, İstanbul’dan 5 saatlik uçuşla Fas’ın turistik şehri Marakeş’e varmak.
Önereceğim otel ise eski bir konak olan La Sultana.
Avlusunda kemerli bir havuzu bulunan, sabahları şehir manzaraları terasında misafirlerine ücretsiz yerel yemek dersleri verilen otel, tam anlamıyla ‘1001 Gece Masalları’ndaki formatta.

Sahra yolculuğuna çıkmadan önce şehrin en büyük meydanı ve pazar yerlerinden olan Câmiu’l-Fenâ ile deri ürünleri ve halılarıyla meşhur Cherratine çarşısını ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
Akşam yemeği için ise Marakeş’te yaşamış ünlü modacı Yves Saint Laurent’in konağının iç mimarı Bill Willis tarafından kurulan Dar El Yakout restoranını ziyaret edebilir, havuz başındaki canlı ud dinletisi eşliğinde Tajin denilen yerel çömleklerdeki Fas lezzetlerini deneyimleyebilirsiniz.

Marakeş’e döndüğünüzde artık şehirde daha uzun zaman geçirebilirsiniz. Meşhur ziyaret noktaları Yves Saint Laurent Müzesi ve Majorelle Bahçesi’nden öteye geçip size çok farklı bir mekân önermek istiyorum: Dar El Sadaka.
Burası, içinde butik bir otelin de yer aldığı açık hava bir sanat çiftliği.
“Inside Car Experience” dedikleri tek kişilik motosiklet turu ile ziyaret edebileceğiniz bu özel mülk, Fransız sanatçı Jean-François Fourtou’nun çılgın bir eseri.
Sanatçı, çocukluğunun geçtiği anneannesinin Fransa’daki evini Marakeş’e getirip ters olarak bu çiftliğe yerleştirmiş. İçindeki mobilyalarla tamamen ters duran evle sanatçı alt üst olan çocukluk hayatına gönderme yapmış.
Çiftlikte buna benzer birçok farklı enstalasyon mevcut. Marakeş’te farklı bir deneyim için önceden rezervasyon yapıp kesinlikle ziyaret etmelisiniz.

Çölde resim dersi
Marakeş’ten Sahra Çölü’ndeki kamp alanına varmak 4x4 araçlarla yaklaşık 8 saat sürüyor.
Dev palmiye tarlaları, çöldeki fosillerden yapılan sanat eserleri satan atölyeler, “Prince of Persia” filminin çekildiği Ouarzazate şehri güzergâhınız üzerinde. Çölde ise birçok kamp alanı var.
Deneyimlerim ve araştırmalarıma göre en lüks olanı Merzouga kampı.
Alana vardığınız an sizi bekleyen kare, adeta bir film sahnesi gibi.
Beyaz çadırlar, ortasına serilmiş kırmızı kilimler, yerel kıyafetler giymiş garsonlar, ortada yanan dev bir ateş ve milyonlarca yıldız...
Çadır odalarda klima, banyo, mini bar ve şarj üniteleri gibi her türlü konfor düşünülmüş.
Ana restoran alanında tüm gün yerel lezzetler mevcut. Akşam olduğunda ateş başında canlı müzik performansları sunuluyor.
Çöldeki esas deneyim ise gün doğumunu izlemek. Keza hemen sonrasında sıcaklık artmadan sunulan deneyimler de bir o kadar etkileyici.
Kum tepeleri üzerinde sörf yapmak, develerle vaha bölgesinde göl kenarı kahvaltıya gitmek veya çöl ortasında yağlıboya resim dersi almak bunlardan sadece birkaçı.


Keza 4x4 araçlarla bedevi kamplarını da ziyaret edebilir ve asırlardır çölde yaşayan yerel halkın çadırlarına meşhur naneli Fas çayını içmek için konuk olabilirsiniz.