Paylaş
Ancak gelin görün ki, AB ülkeleri ve ABD her fırsatta Türkiye’nin kaçak göçmenlerin Batı’ya geçişine göz yumduğunu iddia ederek bu yönde raporlar hazırlıyor. Hatta ABD’nin 2002 yılında hazırladığı raporda, Türkiye, Kuzey Kore ve Küba ile birlikte göçmen kaçakçılığıyla mücadele etmeyen en önemli üç ülke olarak gösteriliyor.
Çetenin elçilik bağlantısı
Şimdi sizlere Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Bürosu’nun son üç yılda yaptığı iki ayrı önemli operasyondan çok ilginç bilgiler aktaracağım. Mali polis, 2008 yılında göçmen kaçakçılığı yaptığını belirlediği ve aralarında emekli bir emniyet müdürünün de bulunduğu çeteye yönelik soruşturma başlattı.
Mahkeme kararıyla telefonları dinlemeye alınan şüphelilerin, AB ülkelerine ait bazı büyükelçiliklerde çalışan diplomatlarla irtibatlı oldukları tespit edildi. Diplomatların, rüşvet karşılığı yurda kaçak olarak giren göçmenlere çete üyeleri aracılığıyla vize verdikleri ortaya çıktı.
Çete üyeleri gözaltına alınırken, rüşvet karşılığı kaçak göçmenlere AB vizesi veren diplomatlarla ilgili ise büyükelçiliklere bilgi verildi. Ancak o büyükelçilikler diplomatlarıyla ilgili hiçbir işlem yapmadı. Hatta o diplomatlar hala görevlerinin başında.
Rüşvet alan diplomat
Bu konuda yaşanan ikinci skandal olay ise mali polisin geçen hafta gerçekleştirdiği operasyonla ortaya çıktı. Kaçak göçmen soruşturması kapsamında bu kez farkı bir çetenin varlığını tespit eden polisler, 26 kişiyi gözaltına aldı, 14 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu soruşturmada ise yine AB üyesi bir ülkenin İstanbul başkonsolosluğunda görevli diplomatın rüşvet karşılığı kaçak göçmenlere vize verdiği belirlendi. Polis uluslararası sözleşmeler nedeniyle söz konusu diplomatla ilgili büyükelçiliğe bilgi notu yazmaktan ileri gidemedi.
Kaçak göçmen konusunda Türkiye’yi suçlayan AB ülkeleri, anlattığım iki ayrı olayda polise hiçbir yardımda bulunmadığı gibi, diplomatlarına sahip çıkarak bu konudaki hassasiyetlerinde samimiyetsiz olduklarını gösterdi. Türkiye’yi kaçak göçmen geçişine göz yummakla suçlayan AB ülkelerinin öncelikle büyükelçilik ve konsolosluk çalışanlarını denetim altında tutmaları gerektiğini düşünüyorum.
Başpolisliğe 970 başvuru
EMNİYET Genel Müdürlüğü’nün, teşkilatın ara kademe rütbeli personel ihtiyacını karşılamak üzere, 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu ve “Emniyet Hizmetleri Sınıfı Başpolis Memuru ve Kıdemli Başpolis Memuru Rütbelerine Yükselme Esaslarına Dair Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde, “başpolis” için sınav açtı.
Branş farklılığı gözetilmeksizin merkez teşkilatı için 935, taşra teşkilatı için 8 bin 815 olmak üzere toplam 9 bin 750 başpolis memuru kadrosu için açılan ve Pol-Net internet ağı üzerinden duyurulan sınav yoğun ilgi gördü. Bu kapsamda Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde aranan şartlara uyan 970 polis, başpolis olmak için müracaatta bulundu. Yazılı sınavın 5 Mart 2011’de Milli Eğitim Bakanlığı’nca imzalanan protokol hükümleri doğrultusunda belirlenecek olan il merkezlerinde yapılacağı ifade edildi.
Sınav için son başvuru tarihinin 17 Aralık 2010 olduğu kaydedildi. Yazılı sınavda; Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, genel yetenek ve genel kültür ile polisi ilgilendiren mevzuat ve uygulamalarla ilgili 100 soru sorulacağı ayrıca sınavda yer alacak her sorunun eşit puanda olacağı bildirildi. Kıdemli başpolis memuru, hiyerarşik olarak başpolis memurunun üstü ve komiser yardımcısının astı olan rütbeyi, başpolis memuru ise hiyerarşik olarak polis memurunun üstü ve kıdemli başpolis memurunun astı olan rütbeyi temsil edecek.
Paylaş