Paylaş
*
Vakitsiz öten horozun başı bizim memlekette büyük tehlikede, biliyorsunuz.
Uzaktan, ince gülümseyerek, bıyık altından kıkırdayarak izliyoruz kraldan çok kralcı herkesi.
*
Kimi kanallarda, gazete sayfalarında ‘racon’ kesiyor bazıları.
Sonra Reis, ‘Kimse benim adıma racon kesmesin!’ diyor!
Bizzat orada olanlardan duyduğuma göre; racon kesenler, Saray’daki bir resepsiyonda Cumhurbaşkanı’yla el sıkışabilmek, bir fotoğraf karesine girebilmek, ‘O racon kesmeyin lafı bana söylenmedi!’ diyebilmek için insanları ezmiş, Sayın Erdoğan’la bir selfie çekinebilmek için omuzlardan uçmuş(!) ama başaramamışlar.
*
Kendin gibi olabilmek zor zanaat.
*
Öncelikle kendi fikrin olacak. Nerede olursan ol, ne düşünürsen düşün, ne hissedersen hisset, çat diye söyleyeceksin.
Bir başka insana dayadıysan hayatını, kariyerini; düşüncelerini bir diğerinin gerçeklerine yasladıysan, bir zaman sonra kendin kalmaz ki ortada?
Tabi, önce bunu dert etmek lazım. Etmiyorsan mesele yok.
*
Misal, son 13 yıldır her ebeveyne hayatını dar eden LGS’yi, OKS’yi, SBS’yi ve şimdinin TEOG’unu ayrı ayrı, canla başla, büyük heyecanla savunurken ve bu sistemlerle yeni nesiller(!) yaratacağına kendini inandırmışken; bir anda, bir cümleyle hayat anlamsız gelir ya insana?
‘Çocuklarımızı TEOG denen, ciddi manada sıkıştıran ve paraların akıtıldığı bu süreçten inşallah kurtarırız’ der ya Cumhurbaşkanı’mız? Çok da iyi der...
Dımdızlak kalırsın!
*
Hani ıssız bir yoldan geçerken,
Hani bir korku duyar ya insan,
Hani bir şarkı söyler içinden,
İşte öyle bir şey! olursun...
*
Anında Milli Eğitim’le ilgili savunduğun her şey boşa gider, TEOG’dan soğur, tu kaka ilan edersin. Yeni bir sisteme inanmaya meyledersin, daha yeni sistem açıklanmamış olsa da.
*
TEOG değil konu sadece. Kendi fikrin yoksa, bu memlekete katacağın hiç bir düşünce yoksa, hayatını biat üzerine kurduysan sadece;
Seni düşündüm, dün akşam yine.
Sonsuz bir huzur doldu kalbime,
Bir de kendimi düşündüm sonra.
Bir garip duygu, çöktü omzuma! der oturursun...
*
O garip duygularla kovalarsın kariyerini.
Bir Mercedes, üç - beş koruma, binadan girerken iki düğme ilikleme uğruna, hayat gelip geçer.
Biz türlü geçim derdi yaşarken hayat telaşında, sen refah içinde ama büyük bir güven arayışında;
Hani yıldızlar yanıp sönerken,
Hani bir yıldız kayar ve insan,
Hani bir telaş duyar ya birden,
İşte öyle bir şey! deyip durursun.
*
Bizler, hayat rüzgarında uçuşan yapraklarız. Yarın ne olacağımızı bilmeden, oradan oraya savruluyoruz da; sen kendini büyük şeylerin bir parçası gibi hisseden insan, vallahi bizden daha zor bir hayat yaşıyorsun.
*
Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam
Paylaş