Paylaş
*
Basın ve medya, bu kadar parayı milletin kafası almaz diye herhalde, belli ölçü birimleri üzerinden anlatır.
Büyük ikramiye çıkarsa ne yapacağını bilmez insanlar diye, bu büyük parayla neler alabileceğini söylerken coşar bizim basın...
-Yetmiş milyon lirayla elli tane süper lüks bilmem ne marka araba alabilirsin!
-Bağdat Caddesi’nden yirmi tane daire alabilirsin!
-Yüz yirmi beş tane kamyon alabilirsin!
-Şu marka, şu model bir özel uçak satın alabilirsin!
İyi arkadaş da, elli tane spor arabayı ne yapacağız? Paranın tamamını tek bir merkezde, kiralamak için ev satın almaya yatırırsak hata etmez miyiz? Bu kadar kamyonu alınca nasıl çalıştıracağız? İş modelimiz ne? Özel uçak mı? Onu peki? Neyse...
*
Para büyük ya, büyüklük anlatmaya çalışıyorlar, anlıyoruz. Bir de kilo hesabı veren var. Yetmiş milyon lira şu kadar kilo banknot yapıyor. Hatta bir liralıklarla hesaplanırsa altı yüz tona yaklaşıyormuş. Bize ne? Gidip elden mi alınıyor? Taşıyamazsınız, yanınıza adam alıp gidin, hatta demir para verirlerse forklift ihtiyacınız olacak anlamında mı kilo hesabı yapıyorlar?
Büyüklük anlatacağım derken, parayı futbol sahasına yayarsan, on futbol sahası kaplayabiliyorsun okudum!
Nasıl bir zihniyetle o parayı oraya yayacağız başka bir mevzu tabi... Tamam, çok para, anladık!
*
Hayırlı bir iş için harcamayalım mı?
İhtiyacı olanlarla paylaşmayalım mı?
Arkadaşlara destek olmayalım mı?
*
Zor yollarla, bol emeklerle, gece gündüz çalışmadan gelirse para, ne yapmak lazım acaba?
Çalışmayı bırakmak, üretmeden tüketmeye mi geçmek lazım?
Stres seviyesini azaltarak, hobisel konulara mı yüklenmek gerekir acaba? Mal mülk edinip kira bekleyen ev sahibi mi olmak doğru? İki lüks araba, belki bir tekne, bilmem nerede bir yazlık? Yeter mi bu insanın parayla mutlu olması için?
*
Geçmişteki büyük ikramiye kazananları okuyunca, paranın pek de mutluluk getirmediğini okuyoruz. Anında eşinden boşanan var, yanlış yatırımlarla parayı çerçöp eden var, dolandırılan var, sonunda beş kuruşsuz kalan var...
*
Madem bilet aldık, iyi bir planlama yapmak lazım. Herkes kendi hayatına göre harcayacak, kendi vizyonuna göre yatırım yapacak.
Bence bu işin aslı paylaşmak. Paylaşacaksın. En yakınlarınla ve ihtiyacı olan tanımadıklarla. Başka türlü mutlu olma şansı yok parayla insanın. İster bir anda gökten piyangoyla insin, ister işler iyi gidince çok para gelsin.
*
Bir ara yakın arkadaşlarla otururken, bana büyük ikramiye çıkarsa neler planladığımı anlatmıştım. Dedim ki, ‘Önce kafayı toparlamak için ailemi alıp bir ay kadar tatil yapacağım ve sakin bir şekilde düşüneceğim. Bu büyük parayla işe güce devam mı edeyim yoksa durayım mı artık mesela? Hayat kısa, hiçbir şey yapmama modu mu yoksa işleri büyütelim veya yeni işlere girişelim modu mu?’
Yanlış anlaşılmasın, hemen ekledim ardından, ‘Tabi ki tatile gitmeden önce sevgili arkadaşlarımı da düşündüm! Geleceğim yanınıza gitmeden, her birinize tek tek en acil ihtiyaçlarınızı soracağım. Gecikmiş bir kredi kartı borcu, bekleyen bir taksit, ödenemeyen bir kredi, vadesi yaklaşan bir çek... Küçük sıkıntılarınızın hepsini halledip öyle gideceğim. Dönünce daha büyük işler için konuşacağız. Kendimin ne yapacağına karar vermedim ama herkesin yaptığı işe destek olmak isterim...’
Bir tanesi mevzuya daldı ve dedi ki, ‘Yok öyle kardeşim, iki kuruş verip kaçamazsın. Düşüneceksin, taşınacaksın, kim bilir ne yapacaksın sonra. At oradan bana iki, üç yüz bin lira gitmeden, sonra ne yaparsan yap!’
*
Daha çıkmadan arkadaşlık bozan yetmiş milyon!
Tatile falan gitmeme gerek yok, bana çıkarsan ne yapacağımı detay detay planladım. Haydi bekliyorum!
Peki siz ne yapardınız?
*
Not: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam
Paylaş