Şampiyon olabiliriz

ÖNCE inanmamız gerek. Ardından çok iyi planlama yapmak ve çok çalışmak.

Haberin Devamı

Kenetlenmemiz gerek. Ligdeki, kupadaki, 2.Lig’deki takımların oynadıkları sahaları maç yapılabilir hale getirmek gerek. Ama önce inanmamız gerek. İnanırsak, Dünya Kupası’nı kazanabiliriz Brezilya’da. İnanırsak Şampiyonlar Ligi kupasıyla dönebilir Türkiye’ye bir takımımız 5 yıl içinde. İnanırsak Avrupa’nın en gözde ligi olabilir, tüm dünyada 1 milyarı aşkın kişi tarafından izlenir hale gelebilir ligimiz 10 yıl içinde.
İnanırsak 2023’e, 100. yılımıza kenetlenmiş halde girebiliriz. Olimpiyat düzenleyebilir, olimpiyatlarda maldaya kazanan yüzücüler, cimnastikçiler, biniciler, kayakçılar yetiştirebiliriz. İnanırsak eğer ata sporumuz güreşte tekrar Hamza oluruz. Basketbolda NBA’e gönderdiğimiz oyuncuları almak için şampiyonluk adayları yarışır hale gelir. İnanırsak eğer, damarlarımızda akan kanın, yüreğimizden gelen gücün değerine;  sportif anlamda dünyanın en büyük ülkelerinden biri oluruz.

Haberin Devamı

Çünkü biz Türkiye’yiz

12 Dev Adam’ın başarısı, Sarı Melekler’in zaferi, 10 yıl önce Kore’de kazandığımız dünya üçüncülüğü dev bir kartopunun ilk halkaları olabilir gerçekten inanırsak. Ama sadece inanırsak mı? İnanmayan, başka ülkelerin kompleksiyle yaşayan, bu ülke insanını değersiz görenlere karşı dimdik durarak olur bu devleşme. Bu şampiyonlaşma. Bu kupalaşma. Bu ülkeleşme.
Biz Türkiye’yiz. İnanırsak ne kadar büyüyeceğimizi hep birlikte görür; pistlerde, çimlerde, parkelerde, buzlarda keyfini çıkarırız izlediğimiz karşılaşmaların. Çünkü biz Türkiye’yiz. Asla pes etmeyenlerin ülkesiyiz.

O sevinç!

BURAK Yılmaz gol sevincinin bir çizgisi olması gerektiğini söylemiş. Doğru konuşmuş. Özellikle bazı Fenerbahçeli futbolcuların sahanın ortasında bir köpek taklidi yaparak sevinmeleri ne o kulübün geleneğinde var, ne de Türk örf ve adetlerinde. Üstelik bu sevinci, rakibin hiçbir olay çıkarmadığı bir deplasman maçından sonra, tahrik ortamının çok yüksek olduğu bir anda yapmak daha da affedilmez. Aykut Kocaman’ın olduğu yerde artık bu tür davranışların olmayacağını tahmin ediyorum.
Bu işin bir yüzü. Diğer yüzü bütün maçlarda bu sevinci yapan, özellikle rakip taraftarı geren kişinin kim olduğuyla ilgili. Melo’nun bu hareketi Türk futbolunun içine sokmuş olması iyi değil. Umarım Galatasaray kulübü de oyuncusunu bu konuda biraz uyarır ve gol gibi çok güzel bir olay sonunda daha değişik ve renkli sevinçler izleriz.

Haberin Devamı

Çare, akıl ve sabır

RAKİBİNİZ sizi bunaltmış olabilir. Deplasmanda oynamanız ya da rakibin gücü yüzünden maç tek taraflı hale gelebilir. Tribündeki taraftar da, televizyondaki izleyici de golü her an yiyebileceğinizi düşünmeye başlamıştır. O an yapacağınız tek şey kalmıştır artık. Aklınızı ve sabrınızı kullanıp sonuna kadar mücadele etmek. Baskı altında bireysel hata yapmamaya çalışmak. Rakibe son vuruşlarda rahat ortam bırakmamak.
Çünkü futbol ilginç bir oyundur. Barça’nın, Real ve iki Chelsea maçında olduğu gibi tek kale futbolu sonuç vermeyebilir. Ya da Galatasaray’ın 28 gol girişiminden sadece tek gol çıkabilir ve maçı rakip kazanabilir. Futbolda asla ve asla unutulmaması gereken en önemli unsur, elinizde ne kadar yetenekli oyuncu olursa olsun savunma konsantrasyonunu, oyun disiplinini asla yitirmemeniz gerektiğidir. Dünyanın en iyi kalecilerinden biri üç şutun ikisini yiyebilir, bir başkası yıldızlaşabilir. Futbol nankördür. Çoğu zaman şans faktörü öne çıkar. Ve maalesef iyi oynayan değil, daha çok gol atan maçı kazanır.

Haberin Devamı

Teşekkürler

FENERBAHÇE Grundig ile Arkas’ın şampiyonluk serisi çok güzeldi. Son maçı başından sonuna izleme fırsatı buldum. İki takımı da kutluyorum. Umarım bu başarılı çizgilerini Avrupa kupasıyla taçlandırırlar.

Bilgin’e sitem

İTALYA’yı çok gezdim. Severim. Takımlarını, oyuncularını uzun süre yakından takip ettim. Maradona hayranı olarak, Juve taraftarı olmama karşın, Napoli’yi de sevmişimdir. Bilgin Gökberk’in son yazısında Napoli ile ilgili bir cümleye takıldım önceki gün. “Keşke İtalya’dan örnekler verirken 7-8 yaşında kız çocuklarımızın da gazetenin spor sayfalarını okuyabileceğini düşünerek biraz daha pozitif örnekler verseydi” dedim içimden.. Napoli’yi anlatırken Maradona’yı çıplak gözle izlemenin keyfini örneklese mesela. Ya da o güzelim pizzaların ilk nasıl yapıldığını anlatsa. Terim’in dönemindeki Floransa günlerini, Can Bartu’nun her gelişindeki harika karşılanışlarını. Keşke dedim içimden. Bilgin biraz daha pozitif yazsa.

Yazarın Tüm Yazıları