SALI günü İzmit ve Sakarya Bölgesi’ne gittik. Futbol Federasyonu’nun Ülker sponsorluğunda düzenlediği Futbol Köyleri projesini gördük.
Oradaki pırıl pırıl kızlı erkekli çocukların nasıl kaynaştığını, futbol oynadıklarını, sağlıklı beslenmeyi öğrendiklerini, eski Yunan dramalarını sahnelediklerini izledik. Futbolumuzun geleceği için umutluyum. İsimler, kişiler, hatta kurumlar değişir. Ama kalıcı olan ülke futboluna yapılacak katkıdır.Projenin federasyon ayağında Zeynepgül Ene var. Eski bir sporcu olmanın, sporcu bir aileden gelmenin verdiği rahatlığı bizlere o kadar güzel anlattı ve oradaki miniklere gelecek için o kadar güzel şeyler söyledi ki ben de kızlarımız için, gelecekteki bayan futbolu için çok umutlandım.. Bu köylerden çıkan 4 kızımız 12 yaş altı A Milli Takım’a seçilmişler. Ülkemizi başarıyla temsil etmişler. Sinop’tan Van’a, İzmit’ten Erzurum’a, İstanbul’dan Sivas’a bu köylerde toplanıyor çocklarımız. Daha önceki bir ilimizde yapılan çalışmalar sırasında kameraya çok ilginç bir minik takılmış, herkes onu izlerken kahkaha attı. Ama arkasından düşündüren bir kahkaha..Muhabir soruyor, “Bu kamplarda neyi öğrendin” diye. Yanıt, “Oturmayı, kalkmayı..” Evet 7-10 yaş aralığındaki minikler oturmayı, kalkmayı, kalorili besinleri, çalım atmayı, şut çekmeyi öğreniyorlar. Bir gün karşılarına maç yaparken değil ama hayatın içinde herhangi bir iş dalında gol atmaya kalkan olursa “Terse yatmamak” için.. Bir Türk genci olarak, “Gol kralı ünvanlarını” kazanmak için..
Zor Dağ’a tırmanmak
GEÇEN hafta da Adıyaman’daydım. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak ve GSGM Yunus Akgül’le birlikte Nemrut Dağı’na tırmandık. Nemrut Dağı’ndaki Kommagene Krallığı döneminden kalma heykelleri herkesin görmesini isterim.. O Nemrut’a tırmanın hele bu sıcakta tırmanın oldukça zor olduğunu vurgulamak da gerek..Aslında Nemrut, Urfa, Hatay, Mardin, Gaziantep bölgesinden çok daha farklı amaçlarla yararlanabiliriz. Çok kapsamlı spor projeleri geliştirebiliriz. Bunlarla ilgili Yunus Akgül’ün üzerinde çalıştığı projeler olduğunu duyuyor ve seviniyorum. Ama başka bir sevincim daha var.Çünkü “Zor dağa tırmanmak” herhangi bir terim değil. Londra Olimpiyatları’na bir takım sporunda katılmak. Ya da madalya sıralamasında daha üstlere çıkmak. Hafta içinde Yunus Akgül, Spor Müdürümüz Mehmet Arslan’la birlikteydi. Mehmet, Türkiye için bir şans. Benim zaman zaman benim gibi bütün sporlara gönül vermiş birinin muhalefetine bile karşın spor basınında devrim yapabilecek biri. Türkiye’nin en güçlü gazetesinin ana sporunda atletizmi, tenisi, basketbolu, voleybolu görüyoruz. Kulüplerin hepsine eşit mesafede kalmaya çalışıyor Mehmet. Tıpkı Yunus Akgül gibi o da Zor Dağa tırmanmaya çalışıyor. O yüzden mutluyum. Birkaç yıl sonra dünya sporunun birçok dalında kürsüde olacağız. Yeter ki bilgi sahibi ve ülkesi için çalışan insanlar el ele versin. NOT: Geçen hafta başarılı bir Bay Pass ameliyatı geçiren Lig TV Genel Yayın Yönetmeni Şansal Büyüka’ya geçmiş olsun dileklerimi bütün futbol severler adına iletirim.