Paylaş
İçinde bulunduğun meslek hatalar oyunu.. Tepkiler oyunu.. Protestolar oyunu.. Milyonlarca insanın çoğu zaman, “Hayatındaki en büyük renk” olan bir oyun.. Kaybetmeye tahammülü olmayanların oyunu..
Bak Hocam! Burası İngiltere Premier Ligi ya da Bundesliga değil.. Halk, oradaki kadar yaşamda kazananlardan oluşmuyor.. Burada yaşayanlar için yurt dışına gitmek bile hayatında önemli bir aşama.. Asgari ücret, trafiğin durumu, sosyal haklar ve daha birçok konuda yıllar boyu kaybetmiş bir halkın çocuklarıyız biz.. Futbol topu bizim için tıpkı Arjantin’deki gibi, tıpkı Brezilya’daki gibi bir aile üyesi.. Onu nasıl seveceğimizi bile tam olarak bilmiyoruz.. İstifa istemeyi güç gösterisi olarak görürüz..
Yaptıkların bir anda unutulur, o an yaşananlar öne çıkar.. Eğer sahanda 3 gol yemişsen.. Kazanamamışsan istifan istenebilir.. Eğer 8 yıldır bu takımın en önemli oyuncusu ayrılmışsa ve sen bunu göze almışsan, geleceği buna göre planladığını açıklamışsan kaybettiğin anlarda eski defterleri açan çok “Gerçek taraftar” çıkar karşına.. İyi günde susan, bekleyen.. Yenilgilerde tweet yağdıran Kaptan gibi..
DEĞERLENDİRMESİNİ YAPARSIN
- Hocam istifayı düşünme.. Ayrılmayı düşünme.. Bu kulüp 9 yıldır istifa etmeyen teknik adamlarla yoluna devam ediyor.. Sezon bitiminde durum
değerlendirmesi yapılır.. İstersen bırakırsın.. İstersen daha yukarıda bir göreve çıkarsın.. İstersen devam edersin.. Çünkü sen yüreği Kocaman olan bir “Adamsın”..
Dinle Hocam! Ayrılmayı dile getirmen.. Bu yöndeki sorulara net yanıt vermemen sadece seni değil, bu renkleri yaralar.. Hiçbir teknik direktörün arkasında durmadıkları kadar arkanda duranları yaralar.. Ve son söz Hocam! Biz ne dersek diyelim, sen bildiğini yap.. Unutma..
Uçurtmalar rüzgarı arkalarına aldıkları için değil, karşılarına aldıkları için yükselirler.. Tıpkı Florya’daki Ağabey’in gibi..
TARAFSIZ DEĞİLİM Kİ!
Ben Fenerbahçeli’yim.. Sanırım bilmeyen yoktur.. Yazılarımı bazen Fenerbahçe gözlüğü ile yazdığım söylenir.. Olabilir.. Bazen Fenerbahçe düşmanlığı ile suçlanırım.. Olabilir.. Yazdığınız her yazı, her okuyanı tatmin etmeyebilir.. Böylesine interaktif bir çağda çok normal.. Bazen önemli hatalar yapabilirim.. Konuşurken, yazarken.. İnsanım.. Olabilir.. Ama benim için bir hayat felsefesi var.. Olduğum gibi görünmek.. Tuttuğu takımı gizleyerek, zamanı geldiğinde kendi duygularının esiri olan meslektaşlarım gibi olacağıma okuyana, dinleyene, izleyene; “Ben Fenerbahçeli’yim arkadaş.. Bunu bil, beni buna göre değerlendir” derim.. İşine gelince Mevlana’nın sözlerini destur edinip, işine gelince bir kayanın ardında bekleyenlerden değilim..
Bu arada onlara da saygım var.. Bu onların yolu.. Benimki daha zor.. Duygu yoğunluğu arasında mesleğini yaparken, küfürler, hakaretler işitmek.. Görmediğin, tanımadığın düşmanlar edinmek.. Sadece kalbindeki renkler farklı ya da aynı olsalar bile sadece onun fikirlerine karşı olduğum için.. Varsın olsun.. Şarkıdaki gibi.. Ben böyleyim..
KOKAİNE DİKKAT
Yakın bir dostum geçenlerde ilginç bir konuda uyardı beni.. “Altan, Türkiye’de özellikle genç sporcular arasında kokain kullanımı hızla yaygınlaşıyor.. Büyük şehir-Anadolu pek fark etmiyor.. Kulüp yöneticilerinin bu konularda çok dikkatli olması gerek.. Yurt dışından gelen yabancıların alışkanlıkları araştırılmalı.. Ayrıca yerli sporcular arasında da uyuşturucu ve uyarıcı ilaç kullanmaya başlayanlar bulunmalı.. Dünyada sporcu sağlığını en çok tehdit eden unsurların başında kokain geliyor..” dedi.. Ve ekledi.. “Eğer bunlara dikkat etmezsek genç yaşta kokain yüzünden hayatı mahvolan, çimlere yığılıp kalan sporcularla karşılaşabiliriz.. Hatta bazen karşılaşıyoruz da farkında değiliz..” Ben de uyarmak istedim.. Gençlerimizi, çocuklarımızı, sporcularımızı birkaç saatlik zevk uğruna karanlığa boğmak isteyenlerin önüne geçebiliriz.. El ele vererek tabii.
Protesto
Serena’nın kazandığı WTA Turnuvası’nın ödül töreninde yaşananlar sıcaklığını koruyor aslında.. Daha önce Dünya Basketbol Şampiyonası ve TT Arena’nın açılışında benzer protestolar olmuştu.. Dünya çapında önemli bir organizasyon olmaya aday bir turnuvada böylesine protestoların yaşanması elbette üzücü.. Ama olayı inatlaşmaya götürmemekte yarar var.. Protestolar ne kadar üzücü ve yakışıksız olursa olsun, olacağı hesaplanmalı ve ödüller siyasiler dışında verilmeliydi.. Son dönemde bu kadar organizasyon düzenlemek, hemen hemen tüm spor branşlarında önemli tesisler yapmak çok güzel.. Ancak insanların dünyası farklı.. Herkesin siyasi fikri farklı.. İşin içine minumum siyaset katarsak, minumum protesto olur.. İşin güzelliği konuşulur, öne çıkar..
Paylaş