Paylaş
Benim için Türk futbolunun gelmiş geçmiş en başarılı çalıştırıcısıdır.. Bir numaralı özelliği çalışkanlığıdır.. Sabah erken gelir, bütün gün işini düşünür, akşam gitmesi gerekenden daha sonra gider evine.. Ve evine gider..
Maç günlerini ayrı yaşar.. Bir gün önce gözüne uyku girmez.. Yardımcılarıyla konuşur.. Tek tek, tüm ayrıntıları gözden geçirir.. Belki de bütün üst düzey teknik adamların yaptıklarını yapar..
Ama Fatih Terim’i onlardan ayıran bir özellik daha vardır.. Hırslıdır.. Çok hırslıdır.. Belki de gereğinden fazla hırslıdır..
Bazen öfkesini kontrol edemez.. Bazen kendi camiası içinde dahi tartışılan adam haline gelir.. Bazen ceketini alıp gidesi gelir.. Ama bilir ki sabrın olduğu yerde başarı da vardır..
Oyuncusunu ateşe atmaz
Ümit Milli Takım’da Piontek’in yardımcılığını üstlenirken Terim’e G.Antep’i çalıştırması için teklif gelir.. Kabul etmek üzeredir.. Şenes Erzik araya girer ve “Sen bu takımın başına geçeceksin.. Bekle” der.. Bekler.. Ve Milli Takım’ı 5. torbadan alıp tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası finallerine götürür.. Terim’le İngiltere’deki Milli Takım kampında karşılaşmıştım.. Hırvatistan’a yenildiğimiz maçtan bir gün sonra Aykut Kocaman’la birlikte ziyarete gitmiştik ay yıldızlı ekibimizi.. Otelin yemek salonunda dev bir ekran vardı ve Hırvatistan maçının özetleri gösteriliyordu.. Alpay elinde yemek tepsisi televizyonun önünde durdu.. Tam o an, Alpay’ın Vlaoviç’i düşürmediği ve golü yediğimiz andı.. Arkadan Terim’in sesini duyduk: “Merak etme, düşürmezsin, kırmızı görmezsin..”
Oyuncusuna en olmadık yerlerde bu kadar sert olabilen biri Terim.. Ama basın önünde değil.. İspanya’ya 2-1 yenildiğimiz maçta dünyanın en formda takımını yenme şansını, hem de öne geçmemize karşın bir penaltı ve son dakika golüyle kaybetmiştik.. Soyunma odası inlemişti o maçta.. Özellikle Nihat’a sert konuşmuştu Terim.. Basın toplantısında oyuncusunu sonuna kadar korudu..
Terim’in G.Saraylılığı’nı biliyoruz zaten.. Bir ‘eleman’ı G.Saray’ın.. Sıradan.. Tarihini, kaderini değiştiren.. Terim’i geçmek için onunla çok mücadele etmek gerek.. Eğer kendini destekleyen bir yönetim bulursa yine Avrupa’nın en önemli yerlerine getirir takımını.. Mutsuzsa Milli Takım’a gelir.. Avrupa’ya gider.. G.Saray’a döner.. Bir gerçek var, Terim’in geçmişinin silinemez olduğu.. Onu olduğu gibi kabul edelim.. O cezayı çekmesini de bilir, öfkesinin kendine verdiği zararları da..
Terim’i bir adım ötesine hazırlayalım.. Çünkü futbolumuzu yönetecek, dik duruşlu, futbolun özünü bilen lidere o kadar ihtiyacımız var ki..
Paylaş