Paylaş
Öne çıkan unsurların rengi hep sarı-lacivert.. Maçlardan önce yapılan konuşmalar, taşınan çantalar, verilen poşetler incelemede..
Paralar sığar mı, sığmaz mı soruları var kafalarda..
“Emenike neden F.Bahçe’ye karşı oynamadı?” deniyor.. Oynasa bir dert, oynamasa bir dert.. Aynı futbolcu Trabzon’a karşı da oynamıyor.. Ama Buca’ya, Karabük’e bakılınca F.Bahçe ve Trabzon maçlarına çok çok farklı kadrolarla çıktıkları ortada.. Hangi maçı ne kadar önemsedikleri hem sahadaki oyun, hem de camiadaki motivasyonla..
Basel, Bayern’e maç öncesi 12 milyon Euro’ya en iyi adamını satıyor, çünkü kurallara uygun.. Türkiye’de bu tartışılıyor, çünkü kuralları bilen yok..
Ne Trabzon suçlu, ne de Fener
Ne Trabzon suçlu geçen sezon, ne de F.Bahçe benim açımdan.. Her sezon olanların bir bölümü yaşanmış yine.. Bu kez ortada yasa var ama.. Yasa olunca, olanlar suç kapsamına giriyor doğal olarak.. Yani suç girişimini takip edenler de haklı..
Ama.. Büyük bir “ama” var ortada.. F.Bahçe’nin üstüne yığılan bu süreç zaten kulübe büyük zarar verdi.. Şampiyonlar Ligi hakkı gitti.. Yıldızlar gitti.. En önemli sezonda takım geri gitti.. Rakipler ayağa kalktı..
Ve.. Büyük bir “ve” var ortada.. G.Saray’a kulüp kasasından tek kuruş çıkmadan yapılan stat ligde çok büyük avantaj sağlamadı mı? Bu avantaj F.Bahçe, Beşiktaş ve diğer bazı takımlara karşı haksız ortam yaratmadı mı?
Niye ses çıkarmadılar?
Son üç sezonda Trabzonspor devletten ne kadar destek aldı? Bu destekler sayesinde transferler yapılırken, stat yenilirken şampiyonluk mücadelesinde ayakta kalkıp bir kupa kazanılmadı mı? Dava sürecinde belli bir kulübü yerlebir etmek için her türlü eylem ve söylemi gerçekleştiren medyadaki bazı isimler neden ligdeki dengeleri bozacak bu hamlelere ses çıkarmadı?
Ekonomik olarak çok zor durumdaki bir kulüp, tarihinin en kötü sezonunu yaşayan bir kulüp, stadı olmasa, o stat devlet tarafından “hediye” edilmese üzerindeki ölü toprağını nasıl atar, diğer branşlarda nasıl toparlanabilirdi?
Adalet herkese gerekli
F.Bahçe’nin suçu her şeyi kendi yapabilecek kadar güçlü bir kulüp olmasından mı kaynaklanıyor?
Aziz Yıldırım’ın suçlarından biri, yayın ihalesi sürecinde Kulüpler Birliği Başkanı olarak, hem havuzun bozulmaması, hem de ihale bedelinin iki katına çekilmesi için başı çekmek miydi?
Yıldırım olmasa şu an Süper Lig’de kaç kulüp nefes alabilirdi?
Şike, teşvik var mı onu bilmiyorum.. Mahkeme ne karar alacak, merakla bekliyorum.. Ama çok iyi bildiğim bir şey var..
Adalete herkese, her renge gerekli..
Bazı kulüplerin yüzmilyonlarca liralık statlara “bedava” kuvuşup futbola geri dönmeleri, bazı kulüplerin de “ilginç zamanlamalı” davalarla geri götürmeleri dikkat çekici.. Haydi hayırlısı!
Potada sarı-kırmızı ders..
BU sezon basketbol izlemek büyük keyif veriyor.. Euroleauge heylecanı müthiş.. G.Saray inanılmaz bir “takım” oldu.. Yıldızsız, gösterişsiz ama yürekli bir takım.. Seyircisini, camiasını arkasına alarak kendisinden üç kat bütçeli takımları gölgelediler, Avrupa’nın en güçlü takımını yendiler.. CSKA, Efes ve Olimpiakos’u devirmek kolay değildi, başardılar..
Beşiktaş ekonomik krizle boğuşurken tarihindeki ilk Türkiye Kupası’nı hem de G.Saray’ı geçerek kazandı..
Efes şimdilik suskun ve hayal kırıklığında ilk sırada.. Ama sezon uzun, play-off’a çok var.. İyi bir kadroya sahipler ve her an hedefe geri dönebilirler..
F.Bahçe için fazla konuşmak istemiyorum.. Koça rağmen, Mirsad’la kazandılar Kazan maçını.. Geri dönüş ve unutulmayacak bir maç oynamak sevindirici.. Ama bunda kenar yönetiminin katkısının olmaması, tüm sezonda inanılmaz maçların kaybedilmesi düşündürücü.. Milano’yu geçip çeyrek finale çıkarlarsa da bu düşüncem değişmeyecek.. Çünkü karşılarında Barcelona olacak ve esas hedefine yine ulaşamayacak bu takım..
Federasyona başkan aranıyor
FEDERASYONA başkan aranıyor.. Alınacak kararlar kritik.. Bu kararların arkasında durmak kolay değil.. Bu süreçte Milli Takım’ı ayağa kaldırmak, kulüpleri bir araya getirmek, halkın futbol sevgisini artırmak daha da zor.. Bu yüzden başkanın adı da, kimliği de, alacağı destek de önemli..
Demirören de Aksu da başkanlık için istekliler, destekliler.. Bu iyi.. Ama bir şey hiç unutulmamalı.. Kim seçilirse seçilsin diğer tarafa daha yakın olmak zorunda.. Elini uzatmak süreci geçti, yakın olma zamanı başladı.. Seçim biter, masaya oturulur.. Başkan kim olursa kendini desteklemeyen gruplara, kulüplere, kendi yandşlarından daha yakın, daha hoşgörülü olmak zorunda.. Çünkü onlar da aynı topun, aynı golün, aynı kupanın, aynı zaferin peşinde..
Türkiye bu başkanla ya 2014’e kadar futbolda bir dünya ekolü olma yoluna girer ya da çok yakından tanıdığı bir kriz ortamına.. Seçim sizin beyler.. Seçim sizin..
Paylaş