Yunan basınındaki haberlere göre Tuncay’ın Olympiakos’a transferi konusunda epey yol alınmış. Bizim aldığımız duyumlara göre ise Fenerbahçe Kulübü de bu transfere olumlu bakıyor.
Geçen haftaki Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini Yunan kulübünün yöneticileri seyretmiş. Ardından Şekip Mosturoğlu ile bir araya gelmişler.
Bunlar olup bittikten sonra başkanın izni olmadan kimsenin içeri giremediği Samandıra’ya Fos Gazetesi girip Tuncay’la söyleşi yapmış, fotoğraflar çektirmiş. Bu söyleşi Yunanistan’da yankı buldu. Tuncay söyleşi sırasında "Avrupa’da oynamak istiyorum. Olmympiakos’a da gelebilirim" mesajı vermiş. Kısacası iş ciddi. Tuncay’ın transferi konusunda F.Bahçe yönetimi neden ağır davranıyor bilemiyorum. Ya da gizli bir protokol imzalandı da şampiyonluk sonrası mı açıklanacak?
Hangi nedenle olursa olsun Tuncay’ın transferinde soru işaretleri var. Örneğin Cristiano Ronaldo Milan ve Real Madrid’den çok ciddi teklifler aldı. Sözleşmesi de bitiyordu. Manchester United önce bekledi, ardından bu oyuncusunu elinden kaçırmamak için, üstelik üç cephede şampiyonluk savaşı verilirken sözleşme uzatıldı. İki taraf da rahatladı. Fenerbahçe’nin Tuncay’la ilgili transfer çalışmalarını da çok dikkatle sürdürmesi gerek. Takımın iç dengeleri tabii ki çok önemli.
Ama Tuncay gibi bir oyuncuyu bulmak da çok kolay değil. Eğer Fenerbahçe Tuncay’ı satarsa yerini doldurmakta büyük zorluk çeker.
Eğer Tuncay Avrupa’nın devlerinden birine değil de Olympiakos gibi Fenerbahçe ayarında, hatta seyirci bakımından çok daha küçük bir kulübe giderse büyük hata yapar. Bu transferin tek olumlu yönü ise Türk-Yunan dostluğunun futbol sahalarında atılacak bir adımla pekişmesi olur.
Bir doğru, bir yanlış...
ÇARŞAMBA gecesi İzmir’de güzel bir kupa finali vardı. Güzel diyorum çünkü kazanan tarafın taraftarı kaybedeni ayakta alkışladı. Güzel diyorum, çünkü gerilimli olmasına karşın maç dostça bitti.. Ancak maçın bir ilginç yönü daha vardı. O da artık görmeye alıştığımız ama sadece bize özgü kupa töreni..
Kupayı almak için Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören de podyumdaydı. Tıpkı Özhan Canaydın’ın daha önce yaptığı gibi o da kupayı alan kişi oldu. Bir Dünya Kupası’nda veya Avrupa Şampiyonası’nda kazanan ülkenin Futbol Federasyonu başkanının kupa törenine katıldığını hiç hatırlamıyorum. Ya da bir Şampiyonlar Ligi finalinde kulüp başkanının aşağıya inip oyuncularının arasında kupa alması pek görülmüş bir şey değil. O yüzden Sayın Demirören’in kupa törenine bu şekilde katılışını da garipsedim. Daha doğrusu adı, kulübü kim olursa olsun başkanların yerinin Protokol Tribünü olduğu düşüncesindeyim..
Öte yandan törenin sonuna doğru madalya bitince ve malzemeci Süreyya Soner’e verilecek madalya kalmayınca ilginç bir başka an yaşadık. Başkan Demirören kendi madalyasını çıkartıp malzemeciye verdi. Bu da güzel bir jestti.
Cesaret ister!..
YABANCI sayısının artması konusunda bir takım çalışmalar olduğu geçen hafta içinde basına sızdı. Futbol Federasyonu’ndan konuştuğumuz kişiler bu konuyla ilgili açıklamaları sezon bitiminde yapacaklarını belirttiler. Sanırım Fatih Terim’in de görüşleri alındıktan sonra Türk futbolu açısından çok kritik bir karar verilecek.
Yabancı sayısının artmasından çok Avrupa Kupaları’nda oynayan takımlarımızın Avrupa maçlarında sınırsız yabancı oynatmasına ilişkin bir çalışma olduğu ileri sürülüyor. Bu ilk bakışta ülkemiz için son derece yararlı ve gerekli.. Çünkü bu yıl itibariyle Şampiyonlar Ligi’ne 2 takımla katılma sınırındayız. UEFA Klasmanı’nda bir alt basamağa düştüğümüz taktirde Şampiyonlar Ligi’ne tek takımla gitmeye başlayacağız. Artık Avrupa’ya giden takımlarımızın hem kalite hem de beceri açısından önemli yabancıları Türkiye’ye kazandırması şart. Bunun için de yerli futbolcularının maliyetlerinin biraz daha düşmesi gerek.
Sınırlamanın kalkmasının tek zararı olabilir. O da Avrupa kupalarına katılamayan takımların 6 yabancıyla oynarken, diğer takımlarımıza bu hakkın tanınmasının yaratacağı bir haksız rekabet ortamı.
Hangi tarafından bakarsanız bakın, alınması gerekli ve de cesaret isteyen bir karar. Bakalım federasyon bu cesur tavrı sergileyebilecek mi?
Nantes bile düşerse!
FRANSA’da Lyon 6. kez üst üste şampiyon oldu. Ligue 1’de artık bir devrim olması gerek, PSG, Marsilya gibi devlerin ayağa kalkması lazım diye düşünürken şok bir gelişme oldu. Lyon’dan önceki son şampiyon Nantes tam 44 yıl mücadele verdiği ligden küme düştü.
2001’de Lig şampiyonu olan, 3 kez Fransa Kupası’nı kazanan, 1996’da Juventus’a karşı Şampiyonlar Ligi’nde yarı final oynayan Nantes’ın küme düşmesi Fransa’da Lyon dışındaki takımların güç açısından birbirine ne kadar yakın olduğunun da bir göstergesi..