Paylaş
16 Ekim ve 29 Ekim günleri, bu parkın tarihine kara bir leke gibi işlendi.
Evet; o parkın adı Düden Park...
- Kediler, vahşice öldürüldü.
- Yetmedi; tecavüz edildi.
- Yetmedi; yakıldı.
Yani tam anlamıyla vahşeti yaşadı; bu park ve kent…
Hayvanlara yapılan bu vahşetin ardından neden herkes ölçüsüz bir duyarsızlık yaşıyor? Yaşanan bu olay, öldürülen 3-4 kedi diyecek kadar önemsiz mi?
**
Şimdi kendime ‘Bu kenti yöneten yetkililer nerede?’ diye sormaktan alıkoyamıyorum. Onları sadece açılışlarda, toplantılarda, özel kutlamalar ve cenaze törenlerinde mi göreceğiz?
Gerçi kent liderlerinden bazıları daha şehit cenazesine bile yetişemiyor ki!.. Sonra da çıkıp böylesi bir olayda açıklama yapmasının öneminden bahsediyorum.
Bu Antalyalılar için mi yoksa onlar için mi gaflet hali bilemiyorum?
Bu olayı aydınlatacak; açıklama yapacak İl Emniyet Müdürü, İlçe Emniyet müdürleri ve belediye başkanları nerede?
Tekrar hatırlatmak isterim sayın yetkililer, öldürülen 3-4 kedi değil; nefes alan, kalbi olan canlılar...
Ne de zor değil mi; ölen kedilerin ardından açıklama yapmak?
**
Parkta yaşanan vahşeti küçültmeden birilerinin çıkıp bir an önce açıklama yapması gerektiğini düşünüyorum.
Bunu toplumun huzuru için yapmak zorundasınız…
O parka çocuklarımızla, eşimizle yani ailemizle bir nefes için gidiyoruz. Bu vahşeti yapan kişi/kişiler bugün o parkta belki de ellerini arkasına bağlamış; sırıtarak geziyor!.. Belki de yanından selam vererek parkı geziyoruz. Kim bilebilir ki!
Böyle olduğunu düşünmek bile içimde bir ürperti; ‘neden hala yakalanmadı?’ gibi birçok yanıtsız soru bırakıyor.
Bu kişi/kişilerin toplum içinde oldukça tehlike arz ettiğini ve yakalanmasının şart olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.
Ben açıkçası bu kişi/kişileri ‘tehlikeli’ olarak ifade etmeye çalıştım.
Belki siz yetkililer, toplumu rahatlatmak için yapacağınız açıklamada bu kişiyi daha ‘iyi’ tarif edebilirsiniz!..
****
YORUMSUZ
- DEMRE Kaymakamı Murat Uz, Kayaaltı Mahallesi’ndeki Kayaaltı Camii’nde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Demre Müftülüğü tarafından hazırlanan kreş ve Kuran kursunun açılışında şöyle konuştu:
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir projesini yaşama geçiriyoruz. Devlet olarak vatandaşa alternatif üretmek zorundayız. Biz maneviyatına bağlı, dindar bir nesil yetiştireceğiz. Yetiştireceğiz ki bu nesiller devletine, milletine bağlı olsun. Dindar nesiller, vatanına, milletine bağlıdır.”
****
Bu belirtiler varsa dikkat!
- Nedensiz burun ve diş eti kanaması,
- Deri altında kanamalar, morluklar,
- Lenf bezlerinde, karaciğer, dalakta büyüme
- Halsizlik, yorgunluk, solukluk
- Bacak kemiklerinde ağrı,
- Görme bozuklukları ve baş ağrısı…
Eğer bu belirtileri yaşıyorsanızsanız hemen bir hekime başvurun. Bu belirtiler Lösemi (Kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür) tanısıdır.
m Ama lütfen korkmayın. LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer’in dediği gibi artık lösemi tedavi edilebiliyor. Yeter ki; erken teşhis ile gerekli uygulamalar eksiksiz yapılsın.
- 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası (LÖSEV) dolayısıyla duyarlı herkesi kan vermeye davet ediyorum.
Hadi elini uzat
Tedavisi 3 yıl süren, saçları dökülen, ağızda ve tüm iç organlarında yaralar çıkan, ateşler içerisinde yaşama tutunmaya çalışan çocuklarımızın ellerinden tutalım ve onları yalnız bırakmayalım.
****
Yine unuttuk!
ANTALYA’da öyle çok çalışıyoruz ki; hızımızdan unutkan olduk!.. Ulaşımda çığır açan tramvay hattına yolcuların kullanması için durak yapıyoruz ama her nedense oturmaları için bank sayısını çok kısıtlı tutuyoruz. Düşünsenize bir durakta en fazla 2-3 bank var.
Şaka gibisiniz; şaka!..
Hadi yaptıklarını ve yapmadıklarını bir kenara koyarsak; Barbaros’tan Atatürk Parkı girişindeki Yamaç büfeye kadar olan tramvay hattındaki bankları kim söktü? 4 ay önce yapılanı bile söküp, tekrar yerine koymama alışkanlığını da edindik!..
Yoksa onlar da Konyaaltı Plajı’ndaki şezlonglar gibi hırsızların balkonlarında!..
Ne dersiniz?
Paylaş