Paylaş
Sen serada, tarlada üretmek için çabala dur; ne olacak ki zaten toptancı halinde toprağında yetiştirdiklerin öyle kıymetleniyor ki!.. Kuruş, kuruş değerin var işte o kadar. Bu da yetmezmiş gibi bir de ‘Bambus’ adıyla bilinen arıların saldırısına uğradın. Bir yarışma programı vardı ya; hatırlayanlar bilir. Yarışmada devam etmek istemeyen katılımcılara kutu açtırılırdı. Kutudan ne çıkarsa veya kazandığına razı olunurdu!... İşte çiftçimiz de tam bu durumda. Paketin üzerindeki tohuma bakıyor. Evet, bu istediğim domates-salatalık diyor. Sonra mı toprakla bulaşan domates-salatalık ne tuhaf ki paket üzerindeki gibi olmuyor. Çiftçi şaşkın; kafası ellerinin arasında varıyor toptancı haline... Onu bekleyen komisyonculara “Ver elini; al topraktakilerini diyor...” Ehh artık darısı bir dahaki ekime diyerek tekrar sürüyor toprağını... Yani onun anlamdıramadığı bir aldatmaca içinde çiftçim... Sonra mı? Daha hızlı ürün elde etmek ve aşılanmış ürünlerle daha kalitelisi için cam/plastik sera kuruyor. Evet; serasına bu kez yine paketle aldığı domates tohumlarını ekiyor o kadar....Sonrası bu domates için özel firmalardan temin edilen ‘Bambus’ arılarını alıyor. Kutularla alınan bu arılar eğer miskin çıkmazsa çiftçim gibi çalışkan olursa ürün de kaliteli oluyor. Yoksa mı? İşte Demre’deki gibi oluyor çiftçimin hali...
**
Yani kutulardan çıkan arılar tembelmiş... Çiftçi bu arıları iade etmek isteyince firmalar da almıyor zaten. Neden mi? Çünkü hepsi özel firmalar da ondan. Yani çiftçim özel firmaların kıskacı altında eziliyor, gübresinden tohumuna ve ilacına kadar; bir anlamda sömürülüyor... Yaşadıklarına direnç gösteremeyen çiftçi en son çareyi Kaymakamlıkta buluyor. Demre Kaymakamı Murat Uz, Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Hüseyin Şahin, Ziraat Odası Başkanı Musa Sarıca, ziraat mühendisleri ve ilaç bayileriyle buluşan çiftçiler, açılan kutulardaki arılardan menmun olmadıkları için acil çözüm istediklerini iletiyor. Çiftçiler bambus arısı üreten 6 firmaya adeta mahkum edilmiş ve bunlardan 5’i hiçbir şekilde iade kabul etmiyor. Neden mi kutu açılınca arılar, tembel mi çalışkan mı olduğu anlaşılıyormuş da ondan?.. Çözüm arayan çiftçiye açıklama yapan Kaymakam Sayın Murat Uz’un teklifine nasıl bakmalı bilemedim açıkçası; “Tüketici Hakem Heyeti’ne gidin diyordu. Orada çözüm arayalım.”Ehh çiftçim ne diyelim ki sana hayat bir yarışma sen de yarışmadaki gibi kutunu açtırdın. Üstelik seni bu kez de kutulardan çıkan arılar ısırdı...Biri de çıkıp bu çiftçilerin neden özel sektöre mahkum edildiklerini sorgulamıyor; öyle ya zaten ziraat odaları var; Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe müdürlükleri var!..
Ehh hasadın bol olsun çiftçim...
****
Antalya Ulaşım A.Ş.’nin müdürüne soruyorum
Yer: Aspendos Bulvarı, Kışla Durağı...
Antalya’da bu kırmızı otobüsün tramvay yolunda ne işi var?Kentiçinde ulaşımı en güvenli koşullarda sağlıyoruz ya belki ondandır!.. Tramvay durağında rayların hemen yanına park edecek kadar cesuruz ya da bu cesaretin başka bir tanımı var. Tramvay yoluna giren bu otobüsler elektrik tellerinin altından hesapsızca geçiyor.Bir bilen var mı? Bu otobüsün boyu, yüksekliği acaba kaç metre? Saklasanız da bir yere sığmıyor zaten!
****
Rektör görmesin!
Her şey hijyenik ama havada pas kokusu var; işte... Bu şaşırtan fotoğraf Akdeniz Üniversitesi’nden bir ameliyathanede çekildi. Tamamen değerli bir okurumun duyarlığı; ne diyebilirim ki!.. Bana da yetkilileri uyarmak kalıyor. Ameliyathane içerisinde kullanılan ve pek dışarı çıkmayan bu tekerlekli ünite ve diğer sabit cihazlar neden pas ve kir içinde unutulur ki? Hijyen gibi önemli bir konuda daha duyarlı olunması gerekmez mi?
**
Sayın Rektör Prof. Dr. Mustafa Ünal bu konuda göstereceğiniz hassasiyet için şimdiden teşekkür ederim.
Paylaş