Paylaş
Yani hep bir bekleme halindeydik!.. Bizleri kim tuttu, neden tuttu bir bilen de yok!..
Böyle işte...
Kısaca tutulduk!..
**
Antalya’ya bu tutulma hali Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes Türel’in kente kazandırmak istediği rüya projelerle bir nebze de olsa iyi geldi... Hani Başkan Türel’in hep söylediği gibi ‘iyi gelecek’... Ehh; iyi de geliyor...
Şimdilerde, hep daha iyisini kurguladık ve beklentimiz hep üst düzeyde oldu...
Hem teknolojik gelişmelerde, hem altyapıda, hem de ihracat rakamlarında...
Yani beklentimiz yüksek; telaşımız da büyük... Sabırsızlığımız da ondan!..
Bu telaşımıza bir de Kruvaziyer ve Yat Limanı projesi katıldı... Kimileri için rüya projeydi; kimileri için de ‘neden olmasın?’ diyerek umutla geleceğe baktığı projelerdendi...
Öyle ki; bugün Lara Sahili’nde etüt çalışmalarının yapıldığı bu projenin tamamlandığında Antalya’nın kazanımlarını bir düşünsenize...
Antalya, hep ağır-aksak yıllara sıkışmış hayallerle yaşamadı mı?
Yıllarca kruvaziyer ve doğru-dürüst yat limanı olmadan, havalimanında ise yoğun sezonlarda kapasite olarak zorluk çeken bir turizm cennetinde ağzımızı açıp, turist beklemedik mi?
En az 30 odalı bir yapıda, 2-5 arası aldığı yıldızla yıllarca Antalya’da kaçak ve ruhsatsız turizm hizmeti verilmedi mi?
Sonra da ‘Yıldızlarımız var’ diyerek övündük, yetmediğinde ise ayağımıza baltayı vurduk ve ‘Her şey dahil’ olduk birden...
Bakın bugün geldiğimiz noktada ‘Her şey dahil’ bile bizi kurtaramadı. Çünkü hep bir eksiktik!..
Günlük planlarla yaşadık ve sadece günü kurtarmaktı yaptıklarımız!.. Bir grup ülke ile geçindik... Dün İsrail, Almanya vardı, sonra Ruslar geldi ve bir anda...
***
İşte bugün ‘milyonları ağırlayabiliriz’ diye çağrı yapıyoruz dünyaya. Ancak unuttuğumuz şey hala bir eksiğiz.
Sadece otel yapmak değildir ki; turizm...
İşte bunu anlatamadık; her nedense. Biri çıkıyor, otel yapıyor ve yatak üstüne yatak koyuyor. Sanki yatak koydukça turist daha çok gelecek. Kimliksiz bir turizm algısıyla, turizm yapmaya çalışıyoruz. Yani hep bir eksik!..
Yok böyle bir turizm anlayışı... Turizmin, bir kentin gelişmişliğiyle, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmişliğiyle birlikte eş orantılı yürüdüğünü hala öğrenemedik yazık ki!..
Bunun bir diğer açılımı ise, yatırım, yatırım, yatırım şartı. 3 kere yatırım dedik diye şimdi hemen gidin sahillere otel yapın olur mu?
Mümkünse milyon dolarlık olsun; olur mu? Ama daha turisti kente getireceğiniz yolunuz veya limanınız olmasın...
Sonra da çıkıp turizmi konuşalım; ne güzel değil mi?
Artık turisti ağırlayacak yatırım yapmaktan vazgeçip; kaliteli ve fark yaratan bir anlayış içinde olmalıyız.
O turisti bu kente daha kolay nasıl getiririz onun peşine düşmeliyiz?
Bakın milyonlar harcanan EXPO’da stant açan yabancı ülkelerin temsilcileri bile EXPO’nun yetkilileriyle yabancı dil eksikliği nedeniyle iletişim kurmakta sorun yaşıyor. Nerede kalifiye personel... Yıldızlı otellerde 6-8 ay personel çalıştırıp sonra işten çıkarıp, ‘ah devletim vay devletim vergimi ödeyemiyorum’ diyerek o milyonluk çatıların altında beklemekle olmuyor yani...
Ucuz işçilikle kısa gün karı yapmak hiç birimize kazanç sağlamaz…
Daha o yıldızlı yapıların önlerindeki çöp kovalarının pisliğinden rahatsız olmadığınız gibi, ürettiğiniz atıkları denize arıtmadan dökerek turizm yapmak mı bizimkisi?
Yok böyle bir turizm anlayışı... İşte büyük adım Menderes Türel’den... Kendisine özellikle Kruvaziyer ve Yat Limanı Liman projesiyle tebrik ediyorum. Temennimiz kısa sürede tamamlanması.
Bu arada Konyaaltı Sahili’ni hatırlatmak istiyorum. O bölgede çok önemli Sayın Başkan. Aman gözden kaçmasın. Konyaaltı için de “iyi haberlerinizi” bekliyoruz.
Şimdi gelin turizmciler, sizler de geleceğinizi bir an önce görün; olur mu?
Kruvaziyer Limanı Projesi ile 2 adet 345 metrelik, 1 adet 150 metrelik, 4 adet 100 metrelik yolcu gemisi aynı anda iskeleye yanaşabilecek. Yat Limanı ise 426 yat kapasiteli olacak.
Paylaş