Hatalı olan kim?

Deriz de; belki biraz sert olacak ama defoları hayatta yaşadıkları kazalarda ortaya çıkar; bu kişilerin... Sonra birden kelimelerin sonlarındaki ‘efendiler’ düşer ve geriye o kelimelerden bey ile hanım kalır...

Mesela trafikte olduğu gibi!..
Kaza anında aracı kullanan kadın sürücü ise birden ‘Ne yaptın hanımefendi?’ modunda oluruz...
Eğer erkek ise (....) burada yazamayacağım çıkışlarla araçtan tepkilerle inmez miyiz?
**
Yani trafikte de saygıyı ne kadar ararsanız da bir ölçüsü var işte. Bunlardan en önemlisi ise karayollarında seyir halindeki motosikletler...
Bakın onlara saygıyı göstermiyoruz. Oysaki onlar da bir motorlu araç. Şunu öncelikle kabul etmemiz gerekiyor; bu araç da motorlu ve yollarda otomobil, kamyonet ve kamyon kadar hakları var...
Motosiklet sürücüsüyle bir anlamda empati yapmak gerektiğini düşünüyorum.
Buna rağmen empati yerine motosiklet kullanıcılarını yollarda sıkıştırır veya onları yolun en sağından gitmeye zorlarız!..
Sonrası malum!..
**
İşte onlardan biri...

Orhan Avul, henüz 23 yaşındaydı. Bir otomobilin sıkıştırması üzerine refüje çarparak sürüklendi. Sonra da yaklaşık 100 metre sürüklenen motosiklet aynı yönde seyreden bir kamyonun önüne düştü ve başında kask olmayan genç orada yaşamını yitirdi.
Bu ve bunun benzeri çok sayıda trafik kazası Emniyet Müdürlüğü’nün kaza tutanaklarında mevcut.
Burada artık bu gibi kazaların neden olduğu sorusunu sormamız ve bir an önce çözüm üretmemiz gerektiği artan ölüm olaylarıyla aşikardır.
Düşünsenize Alanya’da motosiklet sürücüsü 61 yaşındaki Belçika uyruklu Theodoor Coremans’ı bile kendimize benzettik. Onun da kaza sonrası başında kask olmaması uzak bir yerde kaskının bulunması dikkat çekmişti.

Peki; kazaların ardından neden hiç sormayız ki?
- Motosiklet kazaları neden kaynaklanıyor?
- Hatalı olan kim?
- Alınan önlemler mi yetersiz kalıyor?
- Şoförler dikkatsiz mi davranıyor?
- Motosiklet sürücüleri mi çok agresif?
- Yollarımız bu araçlar için ne kadar uygun?
- Uygun değilse neden hala uygun hala getirilmiyor?
- Ehliyet nasıl veriliyor? Kimler kontrol ediyor?
- Neden küçük yaşta çocuklar bu araçları kullanıyor?
- Motosiklet sürücüleri neden başlarına kask takmıyor?
- Neden 18 yaşından küçük çocuklara benzin istasyonlarında yakıt verilir?

İşte bu soruların yanıtını bulmamız çok önemli...
Ve şunu çok iyi bilmemiz şart; bu araçları artık yollarımızdan men edemeyeceğimize göre bir çeki-düzen getirmenin vakti geldi; geçiyor...
Başta Sayın Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ve bu kentin liderlerinin artık etkin adımlarla sorunun çözümüne odaklanması gerekir. İki kutu arasında 8 dairesi çizebilen herkese motosiklet ehliyeti verildiği ülkemizde bir an önce gerçekçi adımlar atılmalı.
Yoksa her geçen gün gençlerimizi yitirmeye devam edeceğiz.

****

İstismara atfen...

Neresinden tutsan elin kirleniyor ki? Ama artık birilerinin bu konuyu tutarak elini kirletmesi gerekiyor. İstismar, sadece cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil!..
Topluma nüfus etmiş ve öyle perçinleşmiş ki cinselliğin ötesinde şimdilerde...
Alkışlarla başlayan hep büyüttüğümüz bir istismar var ki; bu memlekette buna alkış tutup helal olsun diyenlerin yarısı her nedense yine ‘kadınlarımız...’
İçimizdekini büyüttükçe, yine sessiz duruşlar hep olacak... Hey; bağırmayanlar...
Her nedense birileri yine sizi duymuyor!..

***

YORUMSUZ

Bu fotoğraf da Antalya-Alanya çevreyolundan... 07 AEP 78 plakalı TIR, kentte kuralları hiçe sayıp, tozu dumana katarak gidiyor. Nasıl mı? Yüklediği kumun üzerine branda kapatmadığı için kum arkasından giden araçların üzerine kendi rüzgarıyla dökülüyor.
Elbette sürücüsünün branda örtmek gibi bir zahmete girmeye ne ihtiyacı var ki!
Denetim olsa da cezayı öder geçer; zaten Antalya denetimden kırılıyor!..