Yeşillenmesin, zehirlenmesin... Alan bir daha almasın..
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Mey’in şarap tadım yemeğinde vinelog Doç.Dr. Yunus Emre Kocabaşoğlu ile tanışmıştım.. Kocabaşoğlu Hollanda’da yaşıyor. Kulak Burun Boğaz uzmanı. Aynı zamanda şarabın iyisini kokusundan anlıyor.
O gün konuşmamızda bana Türkiye’de çok iyi şaraplar olduğunu ancak ‘ucuzcu’ oteller yüzünden Türk şarabının imajının yurtdışında hiç de iyi olmadığını söylemişti. Kocabaşoğlu’nun söylediğine göre ‘Her şey dahil oteller’ verdikleri ucuz fiyatı kaldırabilmek için ‘sirke’ kıvamında şarapları müşterilerine sunuyor, içtikleri şarabı ‘Türk şarabı’ olarak algılayan turistler de, yurtdışına çıktıklarında Türk şarabından hiç de iyi söz etmiyorlar..
Geçenlerde bilgisayarıma bir e-posta düştü. Okudum. Meğer ‘sirke şarap’ sorunu bazı oteller için her konuda standart satın alma uygulaması haline gelmiş. Hatta ‘ucuzcu’ satın alma politikalarına bir slogan bile bulmuşlar
‘Yeşillenmesin, zehirlenmesin.. Alan bir daha almasın..’
Yani satın alınan ürün, otel müşterilerini zehirlemediği sürece sorun yok. Tadı da o kadar kötü ya da lezzetsiz olacak ki.. Alan bir daha almayacak..
Araştırdım. Akdeniz ve Ege Bölgesi’ndeki birkaç toptancı (özellikle pasta malzemesi ve et türevleri satıcıları) hemen kendilerini pazar şartlarına uydurmuşlar. En ucuz malzemeyi otellere tedarik edip, satınalma müdürleri ile de ‘ilişki pazarlaması’nı başarıyla uyguluyorlarmış.. Sonuç.. Otel müşterisi örneğin beyaz peyniri tabağına aldığında ‘kireç gibi’ deyip kenara bırakıyor, bir daha beyaz peynirin kenarından geçmiyor. Bu kireç gibi peyniri tadan turist de daha sonra ülkesine gidip Türk turizmi hakkında verip veriştiriyor..
Kuşku yok ki burada ‘bazı otellerden’ söz ediyorum..
İşte ucuz ürün listesi..
Sözünü ettiğim e-postaya bir de ürün listesi eklenmiş. Oteller en çok aşağıdaki ürünlerde ‘Yeşillenmesin, zehirlenmesin ama alan bir daha almasın’ stratejisi uyguluyorlarmış:
Zeytinyağ yerine pamuk yağı ve yanık yağ katkısı...
Mısırözü yağı yerine ayçiçek yağı
Bal yerine Fructos şurubu.
Reçel yerine şekerli meyvesiz şerbet
Beyaz peynir diye, Caseinata bulanmış kireçe benzer malzeme.
Pul biber yerine biber salçası ile boyanmış zeytin kabuğu.
Sirke yerine Asetic asit.
Süt diye Brixi düşürülmüş, su katılmış süt.
Bira yerine aromalandırılmış arpa suyu.
Limon suyu yerine Citric asitten elde edilmiş ucuz marka limon sosları.
Turizm Bakanlığı bu işe el atmalı..
Türk turizmini baltalamak için bombaya, ihbara, teröre gerek yok değil mi? Bizim otelcilerimiz bize yeter! Bu iş böyle giderse kısır döngü devam eder.. Ucuz otel, ucuz konaklama, ucuz yiyecek-içecek, ucuz turist, ucuz konaklama, ucuz yiyecek-içecek.. Tarım Bakanlığı’nın bu işe al atması yetmez. Mutlaka Turizm Bakanı Atilla Koç’un bu işe el atması şart! Bakanlığın otellerin mal tedarik ettiği yerlere yiyecek içecek standartı getirmesi şart! Ve bu işi lisans belgesi ile ilişkilendirmesi.. Aksi halde hadi bırakalım biz Türkler kötü yiyecek içeceğe şerbetliyiz, olan Türk turizmine olacak.. Türk turizmi yeşillenecek, zehirlenecek.. Gelen de bir daha gelmeyecek..