TOBB Üniversitesi’nin iş garantisi

Özel üniversitelerin reklamlarını inceliyorum. Ankara’da bu sene eğitime başlayacak olan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin reklamlarında belirtilen bir vaat dikkatimi çekti:

‘Mezun olur olmaz Türkiye’nin saygın kuruluşlarında iş bulmak istiyor musun?’.

Bu ne demek? TOBB Üniversitesi’ne gireceksin, dört yıl okuyacaksın, mezun olur olmaz da TOBB sana Türkiye’nin saygın kuruluşlarında iş bulacak... Reklam metninden çıkan anlam bu...

Mümkün mü? Bir üniversite mezunlarına ya da her mezununa böyle bir iş garantisi verebilir mi? Mümkün değil... Bir üniversite çok iyi eğitim verebilir, öğrencisini geleceğe çok iyi hazırlayabilir. Ama öğrencisine iş garantisi veremez.

Mezun öğrenci iş pazarına çıkar, yetenekleriyle, özellikleriyle diğer üniversitelerin mezunlarıyla yarışır. Kendini beğendirebilirse de saygın ya da saygın olmayan bir işyerine alınıp kariyer basamaklarını çıkmaya başlar.

Yani? TOBB’un reklamdaki iddiası yanıltıcı. TOBB Üniversitesi yönetimi ‘Hayır doğru söylüyorum. Her öğrenciye kesinlikle iş hazır’ diyorsa. Şimdiden öğrencilerini işe alacak saygın kuruluşların isimlerini de reklamlarında görmek isterim. Hem de her öğrenciyle eşleştirilmiş biçimde... Kolay mı bu? Hangi saygın kuruluş üniversiteye yeni giren bir öğrenci için ‘Ben bunu işe alırım’ garantisi verebilir ki! O öğrencinin başarılı olacağı nereden belli... Ya dört yıl sonra önüne başka üniversitelerden mezun çok daha başarılı öğrenci gelirse..

TOBB Üniversitesi’nin reklamının alt kısmında da çok küçük harflerle ‘Burs ve karşılıksız nakit yaşam katkı payı, ulaşım ve barınma, TOBB’un güçlü desteğiyle Ortak Eğitim Programı, her öğrenciye dizüstü bilgisayar, internet, modern kütüphane, bilimsel araştırma ve geliştirme laboratuvarları, modern spor ve sosyal tesisler’ vaatleri yazılmış... Bu vaatlerde de sorunlar var. Hadi dizüstü bilgisayar ve internet çok somut vaatler, vermediniz mi öğrenci hakkını arar. Peki ‘TOBB’un güçlü desteğiyle Ortak Eğitim Programı’ ne demek? Nasıl yararlanacak öğrenciler bu haktan... Ya yararlanamazlarsa öğrenci hakkını nasıl arayacak?

Anlayacağınız Sanayi Bakanlığı Reklam Kurulu ve RÖK özel üniversitelerin reklamlarındaki vaatleri bir incelese çok iyi olur. Hem reklamın hem de özel üniversitelerin saygınlıklarını korumak için böyle bir inceleme şart... Tabii ki asıl amaç eğitim tüketicilerini korumak..

Ağır siyasi abileri okuyorlarmış... muş...

AKTÜEL Dergisi
bazı marka köşe yazarlarına ‘Hangi köşe yazarını okuyorsunuz? diye sormuş. Haberin metnini okuyunca ölçülen şeyin okunma mı, bakma mı, beğenme mi, sevme mi olduğu konusunda biraz kafanız karışıyor ama olsun... Yine de araştırmadan bir sonuç çıkarmak mümkün.

Yanıtlara baktım... Okunduğu söylenenlerin çoğunluğu ‘ağır siyasi abiler’. Çoğunluğun dili ‘Ya ben Pakize Suda’nın miş muşlarına bayılıyorum’ demeye varmamış. Oysa Hürriyet’i ellerine aldıklarında çoğunun bu ‘Miş Muş’ları okuduklarına adım gibi emimin. Ama ‘ağır abi’ olacaklar ya...

‘Miş Muş’
lar onları bozuyor..

Beni bozmuyor... Açıklıyorum işte! Hiçbir ‘ağır siyasi abi’ hoşuma gitmiyor. Pakize Suda’nın ‘Miş muş’larına bayılıyorum. İki elim kanda da olsa ‘Miş Muş’ları okuyorum... Kanat Atkaya, Ebru Çapa hiç kaçırmadıklarım... Gözünüzden düşmedim değil mi? Hafif abi görünmüyorum değil mi? Doğru söyleyin bende bir sorun yok değil mi?

Global çuvallama

RENAULT
, yeni Megane reklamında yurt dışında üretilmiş bir reklamı kullanıyor. 40’larında orta yaşlı bir adam, gençlik arkadaşını görüyor ve başlıyorlar geçmişi anımsamaya. Ama anımsananlar bir İngilizin gençliğine dönünce anımsayabileceği şeyler. Holiganlar falan...

Filmin sloganı da şöyle: ‘Şimdi deneyimin tadını çıkarın...’ Hatta bu sloganı Renault basına, açık havaya da taşımış. Anlamı da şu: ‘Geçmişte çok güzel şeyler yaşadınız, başarılı oldunuz, şimdi başarınızı Laguna ile kutlamak ve geçmişteki güzellikleri anımsamak hakkınız.’

Ama bu anlamı algılamak için televizyon reklamını çözmek şart! Peki biz Türkler İngilizlerin duygularına, beyinlerdeki görsel kalıntılarına hitap eden bir reklamdan nasıl bu anlamı çıkaralım. Çıkaramıyoruz... Sonuç? Global çuvallama...

ÇEKİRGELİK

Eğer her durumu ölüm kalım durumu olarak görürseniz birçok kere ölürsünüz.

(Dean Smith)
Yazarın Tüm Yazıları