"NASIL oldu da Japonya küllerinden yeniden doğdu?" diyenler öncelikle Japonya’da Uluslararası Tasarım Merkezi’nin kaç yılında kurulduğuna baksınlar. Tahmin edin... Bilemediniz. 1922.
Japonya’da devlet ve 103 şirket oturmuş tasarımı desteklemek üzere söz konusu merkezi kurmuşlar.
Bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde devletler, ve özel kuruluşlar tasarımı aynı şekilde aktif bir şekilde finanse ediyor, destekliyorlar.
Bunun nedeni tasarımın önce şirket sonra ulusal sonra da global düzeyde kalkınmaya hizmet etmesi.
Bugün dünyanın çoğu ülkesinde devlet mali yardım ve iş kalitesi belgeleme sistemleri, eğitim ve tasarım okulları ile sektörler arasındaki işbirliği yaparak tasarım konusunu destekliyor.
Çünkü artık devletler biliyor ki tasarım gelişme, tasarım kalkınma demek..
Üstelik tasarım deyince sadece endüstriyel ürün tasarımını anlamamak gerekiyor. Yenilik ve yaratıcılığın söz konusu olduğu her yerde, modada, çevrede, iletişimde, siyasette, mühendislikte tasarımla öne geçmek mümkün..
İngiltere’de yeni yapılan bir araştırmaya göre tasarım, yenilik ve yaratıcılığın şirketlere yaptığı katkını boyutları tablodaki gibi.
Türkiye dünya pazarlarında rekabet gücünü arttırmak istiyorsa, ekonomide tasarımın gelişmesini destekleyen bir sistemi kurması şart. Devletin, hükümetin tasarım alanında proaktif bir rol yüklenmesi yaşamsal.
Peki oynuyor mu? Ne gezeeeer. O daha çok dini tasarımlar peşinde.
Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi dışında aktif olarak tasarımı destekleyen bir kurum yok.
Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği İstanbul Tasarım Haftası’na devlet, hükümet ve şirketler sahip çıkarsa da Türkiye tasarım konusunda pekala yol alabilir, eksikliklerini giderebilir.
Yaratıcılık görücüye çıkıyor
"NEREDEN çıktı bu İstanbul Tasarım Haftası" dediğinizi duyar gibiyim. Ama anımsayın geçen yıl da yazmıştım. Tasarım Haftası’na hizmet etmek bir bakıma ibadet etmek gibi bir şey benim için.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yıl da 12-17 Eylül tarihleri arasında Galata Köprüsü üzerine kurulacak İstanbul Tasarım Fuarına büyük destek veriyor. Ben de veriyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Ddf, Galata Köprüsü’ndeki Tasarım Haftası etkinliklerini iyice geliştirmiş bu yıl.
Türkiye’nin yenilikçi, yaratıcı şirketleri, akademisyenleri, kurumları, tasarımcıları altı gün boyunca Galata Köprüsü üzerinde görücüye çıkacaklar.
Yerli ve yabancı tasarımcılar kaynaşacak, anlaşmalar yapılacak, İstanbul tasarımın gözbebeği olmak için bir adım daha atacak.
Sergiler, atölyeler, yarışmalar, konferanslar hem profesyonel hem de amatör tasarımcılar için oldukça özendirici olacağa benziyor.
"Made For China" sergisini kesinlikle kaçırmayın. İtalyan tasarımcılar oturmuşlar "Çin’de üretilen" değil "Çin için üretilen" işler yapalım demişler. Sergide Çin’e uyarlanarak tasarlanan 17 ayrı ürün yer alıyor.
Diğer bir sergi Piers Roberts ve Rory Dodd’un kurdukları Designersblock’a ait. Tasarımcılar "İstanbul dünyada şimdiye dek bulunduğumuz en heyecan verici şehir.." demişler ve İstanbul’a özgü bir sergi hazırlamışlar.
Konferanslardan ise kaçırmamanız gerekenler Camper’ın tasarımcısı Marti Guixe, Nice’deki HI Otel’in tasarımcısı Matali Crasset,Paris Üniversitesi Yönetim Bilimi Profesörü, Tasarım Yönetimi uzmanı Brigitte Borja De Mozota ve Tasarım Mühendisi Alberta Meda.
Geçen yıl İstanbul Tasarım Haftası’nı elli bin kişi gezmişti. Bu yıl gelin bu sayıyı yüzbine çıkaralım. İstanbul uluslararası bir tasarım merkezi olmayı hak ediyor. Ama önce ona sahip çıkmak lazım.