Tarkancılar durmuyor (2)..

Tarkancılar e-posta göndermeye devam ediyor:

Koyu bir Tarkan hayranı olsam da size bu sefer çok hak veriyorum.

Tarkan maalesef son senelerde kendinden bekleneni veremiyor. Tıkandı artık galiba.

Biz ondan daha farklı, daha ses getirecek şeyler beklerdik. Yazınıza sonuna kadar katılıyorum. Böyle zoraki ve basit işler çıkmamalı ondan. Hálá İngilizce kaset çıkacak da, göreceğiz..

Şımardı mı bilmem, çok alçakgönüllü bir imajı var. Ama belli olmaz tabii. Artık kendine gelip ondan beklenen kalitede şeyleri üretse daha iyi olacak.

Tarkan hayranıyım demeye çekinir oldum.. Ben ve birçok kişi böyle düşünüyor artık.. (Neslihan Bağdiken)

***

n Tarkan’la ilgili olarak kaleme aldığınız ilk yazınızı da, bugünkü yazınızı da sonuna kadar haklı buluyorum. Hayranları istediği kadar onu korumaya çalışsın. (Hayran olmak böyle bir şey zaten, toz konduramaz insan)

Tarkan gerçekten şımardı. Tarkan’ı marka olarak düşünürsek, senelerdir izlediği ‘gözden ırak’ stratejisiyle sevilirliğini, bilinilirliğini düşürdüğünü düşünüyorum. Kısacası Tarkan artık gönüllerden de ırak.. Yılda bir kere ortaya çıkarak ya da reklamlarda boy göstererek kendini anımsatma, ‘ben burdayım’ deme çabası çok patetik. Tarkan kendisi kaybediyor.. Sevilebilitesini azaltıyor.. Birilerinin de artık bunu ona anımsatmasının sırası gelmişti.. (Burcu Kurç)

***

n Sağda solda yazarak asgari ücretle geçindiğiniz için, Tarkan’ın kazandığı paraları hazmedemiyorsunuz. Siz kesin Hürriyet Yazı İşleri’nden birinin akrabası falansınızdır. Orada yazı yazdığınıza göre. Madem Tarkan’ın paraları yurtdışına kaçırdığını düşünüyorsunuz, Tarkan’a kadar başka insanların hayatlarını yazın sıkıyorsa! Yurtdışına para kaçıran işadamlarını, çocuklarını yurtdışında okutan ve oraya para akışını da böylece sağlayan Başbakanı yazın! Tarkan’a kadar yazılacak başka biri mi kalmadı? Üstelik Tarkan’ın yaptığı işi beğenmiyorsanız çıkın siz yapın. Gidin Türkiye’yi tanıtın. Biz de sizi alkışlayalım. Yazılarınıza güveniyorsanız, gidin ‘Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanın! Kendinize çekidüzen verin! ‘Herkes önce kendi kapısının önünü süpürsün!’ (Adının açıklanmasını istemiyor)..

***

Tarkan tartışmasını bitirmenin zamanı geldi de geçti artık. Tarkan’ı sevmek başka, Tarkan’ın konumunu tartışmak başka bir şey.. Tarkan’ı ben de seviyorum, dinliyorum ama bu gerçek gözlerimi kör etmiyor..

Dünya starı

Bu arada yeni gelişme! Avea, Tarkan konserini Formula 1’in İstanbul ayağının başlayacağı 21 Ağustos’a getirmeye çalışınca, Tarkan ‘Olmaazzz.. Bu büyük iş, daha fazla para isterim’ diye ayağa kalkmış.. Olacak iş mi bu? Böyle bir davranış ‘Dünya starı’ olmak isteyen birinin davranışına ters düşmüyor mu? Düşüyor..

Böyle büyük bir konseri Formula 1’in başladığı güne denk düşürüp İstanbul’u ayağa kaldırmak Tarkan’a yarar.. Tarkan’ın ‘dünya starlığı’ amacına hizmet eder. Bu gibi durumlarda ‘para’yı ‘makul ölçülerde tutup ‘amaca’ ulaşmak tercih kullanmak gerek. Tabii amaç gerçekten dünya starı olmaksa..

Amaç sadece dünya starı gibi görünmekse, Tarkan’ın yaptığı doğru, ‘Para’ diyeceksin başka bir şey demeyeceksin..

Türkiye’de sorulsaydı

İngiliz Cinsel İlişki Uzmanı Dr. Lenny Kristal’in yaptığı araştırmaya göre kadınların yüzde 57’si bir gecelik ilişki şansını kaçırmayacağını, yüzde 43’ü de kocalarını aldattığını belirtmiş..

Anket sonucuna göre de aldatma eğiliminde ve aldatma rakamlarında kadınlar erkekleri geçmiş.. İngiltere’de 1993’ten beri yapılan araştırmada, kadınların aldatma eğilimi hep artmaktaymış.

Türkiye’de mi? Türkiye’de böyle bir soru sorulmadı. Ama bir sorulsaydı, bir ikincisinde eğilim asla yüksek çıkmazdı. Çünkü ilk araştırma sonucundan sonra kadınların büyük yüzdesi ‘töre’ cinayetine kurban giderlerdi?

Yalan mı?

Danone Türkiye’nin Ereğli’si değil

Danone’nin PepsiCo’ya satılacağı duyulunca, Fransızlar ayağa kalktılar. Çünkü Danone’nin satılması için hiçbir neden yoktu..

Finansal göstergeleri çok iyiydi, Danone çok sayıda ülkede Fransa’yı temsil ediyordu. PepsiCo’ya soruldu. PepsiCo ‘Ne Danone’si, benim haberim yok’ dedi. Ama bu arada Danone’nin borsa değeri yüzde 8.4, yani 5 milyar dolar arttı.

Bunun üzerine, ilgili Fransız makamları haberin kaynağına ulaşmaya çalıştılar. Challenges adlı bir ekonomi dergisine ulaştılar. Bir satırlık bir ‘söylentiye’.. Derginin danışmanı ve köşe yazarı kim dersiniz? Danone’nin CEO’su Frank Riboud’un kız kardeşi Christine Mital.. Mital’in elinde de Danone’nin hisseleri var. Fransız makamları araştırmayı derinleştiriyor..

Ereğli Demir Çelik’in yabancılara satışı ile Danone’nin yabancılara satışını karşılaştıranlara duyurulur. Danone Fransızların Mavi’si, Beko’su.. Satılması için de hiçbir gerekçe yoktu.. Bilmem anlatabildim mi?
Yazarın Tüm Yazıları