PERŞEMBE gecesi Sultanahmet'teki Four Season Otel'de Dışbank'ın İdeal kart için yaptığı ilk iki reklam filminin ilk gösterimlerini izledim, daha sonra bir anda kendimi, Türkan Şoray ve Orhan Gencebay'la bir odada başbaşa havadan sudan ve oynadıkları reklam filmlerinden konuşurken buldum. (Tabii ki yanımızda Sevim Emre de vardı!)
Türkan Şoray'a daha önce hangi reklam filmlerinde rol aldığını sordum. Daha önce Profilo'nun ve Ören Bayan'ın reklam filmlerinde rol aldığını söyledi. 'Reklam filmi oyunculuğu ile, sinema oyunculuğu arasındaki fark var mı?' diye sorduğumda ise, 'Çok farklı değil ama birçok mesajı çok kısa sürede vermek gerektiği için, reklam filmi oyunculuğu biraz daha zor' dedi. Reklam filminde replik öğrettiği küçük kızla ve 'çok istenirse başarıya ulaşılır' düşüncesiyle 'Yağmur'a göndermeler yapıldığını söylediğimde ise 'Aaa kısa sürede ne kadar çok şeye dikkat etmişsiniz, ben hiç bunları düşünmemiştim' diyerek çok şaşırdı.
Orhan Gencebay'ın ise bu, 35 yıldır kabul ettiği ilk reklam teklifi imiş. 'İdeal kart reklamındaki oyunculuğunu çok beğendiğimi' söyleyince 'Klark çektim' dedi. Türkan Şoray'da söze girip, Gencebay'ın 'Klark'ına bayıldığını belirtti. Gencebay'dan öğreniyorum ki, o bir Ayhan Işık hayranı. 'Klark' çekmeyi de ondan öğrenmiş. Ayhan Işık'ın da hocasının kim olduğu belli, Clarke Gable. Yalnız bu 'Klark' çekme işini sadece sol kaşıyla yapabildiği için Gencebay biraz üzgün. Çok çalışmış ama sağ kaşıyla klark çekmeyi bir türlü becerememiş.
Gencebay'a 'Reklamda evrensel müzik yaptığınız iddiası var. Bu konuda eleştiri almaktan korkmadınız mı?' diye sordum. Bana 6 yaşından bu yana Klasik Batı Müziği, Caz, Rock her türlü müziğe yakın olduğunu, eğitimini aldığını , müziğinin 'arabesk' diye yanlış tanımlandığını ve müziğinin bizim coğrafyamızın bir parçası olduğunu ve bu yönüyle de evrenseli tamamlayan bir parça olduğunu anlattı. Tam burada da Türkan Şoray söze girdi 'Orhan Bey' dedi 'Sizden bir şey rica edebilir miyim?'. 'Buyrun' dedi Gencebay. Şoray, ekledi:
'Benim için bir beste yapabilir misiniz?'
Orhan Gencebay'da görüntü var, ses yok. Yanıt vermeden geçiştirip hemen yanındaki Sevim Emre'ye birşeyler söylemek için döndü. Ben Gencebay'ın harekat planını anlayıp üsteledim:
'Orhan Bey yanıt vermediniz, beste yapacak mısınız?'
Orhan Baba, baktı kaçış yok, 'Hay hay efendim' dedi. 'Hemen, bu gece..'. Anlayacağınız eğer Perşembe gecesi Gencebay, Şoray'a beste yapmışsa bunda benim payım büyük. Sizce besteyi bitirebilmiş midir? Biraz zor olmuştur ama, bana halletmiştir gibi geliyor. Ne dersiniz?
Kışın dondurma yesek mi, yemesek mi?
Bir okuyucum aradı ve dedi ki 'Algida reklamlarındaki profesörün tuzu kuru, çocukları kışın dondurma yese hasta olsa, kendisi doktor, tedavi eder, bizimkiler hasta olsa parayı nereden bulacağız?'. Hemen Algida reklamlarında 'kışın da dondurma yenebilir' diyen, Çocuk Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Hilal Mocan'ı aradım. Mocan 'Konuyu araştırdım, bu tür dondurmaların üretimi daha steril ortamlarda yapıldığı için ve üretiminde buz parçacıkları kullanılmadığı için boğaz ve üst solunum yolu hastalıklarına neden olmuyor' dedi. Ancak İstanbul Tabipler Odası, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü'nünün 8.ve10. maddelerine aykırı davrandığı için Prof. Mocan'ı para cezası ile cezalandırmış. Algida'da Mocan'ın reklamını yayından kaldırmış. Söz konusu maddeler 'doktorlar kendi reklamlarını yapamaz' ve 'yeterince bilimsel kanıt bulunmayan teşhis ve tedavi yöntemlerini tavsiye edemez' diyor. Haftaya bu konu üzerine yeniden duracağım.
Clio'dan diğerlerine kamyon muamelesi
Clio'nun MFÖ'nün efsane 'Peki Peki Anladık' şarkısını da uyarlayarak cıngıl yaptığı son kampanyasında tema şu: Yeni Renault Clio'yu o kadar seveceksiniz ki onu korumaya alacaksınız, o kadar seveceksiniz ki altına kırmızı halı sereceksiniz. Tabii Clio'yu korumaya alırken diğer otomobillere 'kamyon' muamelesi yapılması belirli bir dozda saldırganlığı da içinde barındırıyor. Bir de bu devrin teknolojisinde, 'freni boşalan kaç araç kaldı' diye düşündürüyor insanı. Ama takozları koyanlar çocuklar ve sonuçta ortaya çıkan seviyeli, hoş ve 'ne değişti acaba?' diye meraklandıran bir kampanya, bunda da MFÖ'nün müziğinin payı büyük (* * * *).
Orhan Gencebay, İdeal Kart reklamında kartı gömlek cebinden çıkarıp veriyor. Reklamı ilk izlediğimde bu kare bana hiç inandırıcı gelmedi. Genelde kredi kartları cüzdanda taşınır ve oradan çıkarılır değil mi? Reklamın yönetmeni Hamam, Harem Suare ve Cahil Periler filmlerinin unutulmaz yönetmeni Ferzan Özpetek ve o da İtalya'da yaşıyor ya, herhalde İtalya da böyle oluyor diye düşündüm. Gencebay'la sohbet sırasında, ona, filmin bu kısmına takıldığımı söyledim. Gencebay elini gömlek cebine attı ve oradan İdeal Kartı çıkarttı: 'Ben hiç cüzdan taşımam ki, kartlar hep cebimde durur' dedi. Bu yanıtı hiç beklemiyordum, 'zank' diye kalakaldım. Sonra düşündüm: 'Bunu kim biliyor ki?' (İdeal reklamlarını siz biraz izleyin, haftaya tam bir analizini yapalım)
Finansbank'ın yeni reklam stratejisi ilginç. 'First Class' konsepti altında bankaya uluslararası bir görünüm kazandırılmaya, banka 'butik' bir banka haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Umarım, bu konseptin bankayı biraz 'pahalı' algılanan bir banka haline dönüştüreceği de gözden kaçmıyordur. Bir de aklıma şu takıldı: Suiss; İsviçre'nin Fransızcasıdır. (Fransızca, İsviçre'nin resmi dillerinden biridir.) Deutschland; Almanya'nın Almancasıdır, yani Almanya da resmi diliyle yazılmıştır, peki niye Türkiye ile Hollanda İngilizce yazılmış? Onların başı kel diye mi? (* * *).
Reklamcılık Vakfının düzenlediği iki ay süren Reklam Yazarlığı Eğitimi bitti. 36, çiçeği burnunda aday sertifikalarını aldılar. 23 Nisan'da bu kursun ikincisi başlıyor. Yine aynı tarih de Reklamcılık Vakfı bir de Müşteri İlişkileri Eğitimi başlatıyor. O dokuz hafta sürecek. Reklamcılık sektöründe gözü olanlara duyurulur. Bilgi için 0-212-2630336'dan Füsun Bargu'yu arayınız.
Muhtar reklamına durdurma kararı
REKLAM Öz-denetim Kurulu (RÖK) Show TV'nin basında çıkan ve ana teması 'Türkiye Reha Muhtar'ı izliyor' olan reklamıyla ilgili durdurma kararı verdi. Show TV'de bu reklamı yayından kaldırdı. Reklamda sorun olan rakamlar. Deniyor ki '7,5 milyon kişi ana haber bülteninde, 6,5 milyon kişi İtiraflar'da, 3 milyon kişi de Ateş Hattı'nda Reha Muhtar'ı izliyor. Yurtdışındaki 5 milyonu da koyarsak 22 milyon düzenli olarak Reha Muhtar'ı izliyor' . Bir kere AGB sonuçlarını böyle kullanmak doğru değil. Onlar birer istatistiki tahmin ve gerçek gibi reklamlarda kullanılamaz, belirli katsayılarla çarpıp ölçümlenmeyen alanlar tahmin edilemez ve böyle sonuçlar üst üste koyup toplanamaz. Örnek verelim. Show TV Ana Haber Mart ayında en fazla 23'ünde izlenmiş. O gün her dakikayı ortalama 3.670.949 kişi izlemiş. Yine mart ayında İtiraflar en fazla 26 Mart'ta izlenmiş, yine dakikasını ortalama 3.004.808 izlemiş. Diyemeyiz ki Reha Muhtar'ı 6 milyon 6.675.757 kişi izliyor (Hele düzenli izliyor hiç diyemeyiz). Neden? Çünkü her iki gün de izleyenler aynı kişiler olabilir de, olmayabilir de. Bu kadar basit. Yani RÖK'ün müdahalesi yerinde.