’O Bir Hanımefendi’ kararı hatalı

Henüz eşcinselliğin kodlarını bilim çözebilmiş değil.

Bir araştırma kolu genlere bağlıyor, bir araştırma kolu özellikle yetişme çağında baba sevgisizliğine dayandığını düşünüyor.

Diğer bir kolu ise "çevrenin yanlış cinsel yönlendirmeleri sonucu oluşan kafa karışıklığının sonucudur" diyor.

Henüz hiçbir araştırma kolu doğru sonuca ulaşmış değil. Televizyonun insanları etkilediği tabii ki doğru da, bu etkilenme sonucunda eşcinsel olunabileceği doğru değil.

Dolayısıyla "O Bir Hanımefendi"nin, "gençleri eşcinselliğe yöneltir" diye yayından kaldırılmasının bilimsel bir tabanı yok.

Sadece (iki kadeh rakı içince gerdan kıran, göbek atan, titreme konusunda meydanı kimseye bırakmayan) muhafazar erkeklerimiz, Türk erkeklerinin kadın gibi giyinmelerini kendilerine yediremediler, o kadar.

Peki Huysuz Virjin yıllardır ekranlarda kadın kılığında dolaşmıyor mu? Ondan etkilenip kadın gibi giyinen ya da eşcinsel olan var mı? Varsa o niye sürekli yayında?

Türkiye ekranda kadın kılığında erkekleri kaldırabilecek bir toplum.

Türkiye’nin kaldıramadığı körü körüne muhafazakar-dindarlar.

Onları da sağolsun bazı arkadaşlarımız öylesine "normal" hale getirdiler ki, kimsenin "O Bir Hanımefendi"nin kaldırılışına sesi çıkmadı. Ama merak etmeyin yarın "onlar" da kaldırılırsa benim sesim çıkmaya devam edecek.

Aliye’deki şiddet

Sanem Çelik-Kudret Sabancı birlikteliği gündeminden üç-dört hafta sonra Aliye’nin reytinglerinin düşebileceğini yazdım. Düşmedi. Hálá da Aliye tavan yapıyor.

Niye yanıldım?

Tahmin yaparken senaristlerin Ayşe’yi trafik kazasına kurban vereceklerini hesaba katmamıştım. Ayşe o günden bu yana komada. Aliye eski formunda.

Dizidir, yapaydır, kaza da olur başka şey de ama "arabanın çocuğa çarptığı anı" öylesine çırılçıplak göstermek affedilecek bir şey değil.

İzlediğimden beri benim bile aklımdan çıkmıyor, zihnimde bu olayı yeniden yeniden yaşıyorum. Ses aklımdan çıkmıyor. Strese giriyorum.

Siz de aynı etkiler oluyorsa şiddete maruz kalmış olabilir miyiz?

Öyleyse bırakanın boyu devrilsin.

Cengiz Semercioğlu haber verdi, Beyazıt Öztürk, Show TV’deki "Pişti"den ayrılıyormuş. NTV’yle anlaşmış. NTV için büyük kazanç.

Okan Bayülgen ise CNN Türk’te Haber Makinası’na başlıyor. Okan da CNN Türk için kazanç.

Peki bu ekran sıçramalarının Kanal D’ye etkisi olmaz mı? Olur.

Hem Beyazıt Öztürk, hem de Okan Bayülgen Kanal D’ye son dönemde sadece reyting getirmiyorlar. Aynı zamanda kanalın ekran yüzü farklılığına da büyük katkı yapıyorlar.

Aynı Ali Kırca’nın ATV’nin genel kanal farkındalığına yaptığı katkı gibi.

Anlayacağınız Beyaz’la Okan’ı farklı televizyon logoları altında görmenin etkisi başka. Sadece Kanal D’de görmenin etkisi başka.

Üstelik Kanal D’nin de hem Beyaz’a hem de Okan’a getirdiği büyük bir prestij var. Tam bir "Kazan-Kazan" durumu yani.

Bence taşları yerinden oynatmamak lazım.

Tırtıl

Bir şeyi bilmekle anlamak arasında dağlar kadar fark vardır (A. Boyd)
Yazarın Tüm Yazıları