Fazıl Say’ın ‘Nazım Oratoryosu’nu 2001 yılından bu yana görmek, dinlemek isterim. Kısmet geçen haftayaymış..
Geçen hafta ilk kez BKM imzasıyla İstanbul’da Harbiye Açıkhava’da sahnedeydi. Dev orkestra.. Şef İbrahim Yazıcı yönetiminde Bilkent Senfoni Orkestrası ve Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu.. 200 kişi.. Piyanoda Fazıl Say..
Bestelediği Nazım müziklerini piyanoda icra ederken her zamanki gibi bizden öte bir dünyada.. Oratoryoda ağırlık Genco Erkal’ın okuduğu şiirlerde.. Yılların deneyimi Genco Erkal’a şiirleri söyletmiyor adeta yaşatıyor. Erkal sayesinde sahnede Nazım var..
O gece Genco Erkal sayesinde Nazım’ı gördüm, Nazım’ı hissettim. Üç Selvi, Kerem Gibi, Pazar, Yatar Bursa Kalesinde, Hiroşima, Memleketim.. Nazım’ın 1962 yılında yazdığı Vatan Haini isimli şiirini o gece yeniden dinlerken karmaşık duygular içine girdim. 1962 yılında çek defterleri ile kapitalist sömürü arasında bağlantı kuran Nazım, bugün yaşasa banka taksit kartlarına, düşük faizli uzun vadeli konut kredilerine ne derdi acaba? Ya da o gün ‘çek defteri’ olan patronların bugünkü bankalarını görse ne derdi?
Zuhal Olcay ve Bariton Güvenç Dağüstün’ün rolü az.. Her nedense kafanda Zuhal Olcay’a daha fazla rol biçmiştim. Biraz hayal kırıklığına uğradım. Bir de şarkı söylemediği zamanlarda seyirciyle kurduğu iletişim biraz garibime gitti. Hafif kendini kasma, hafif süzüm süzüm süzülme iletişimi.. Olcay’dan izleyiciyle biraz daha samimi bir iletişim kurmasını beklerdim. En azından bir göz teması.. Oratoryo kültürü böyle bir uzaklığı ve kasılmayı gerektiriyorsa onu bilemem.
Gecede birkaç çocuk solist de vardı. Oratoryo yaklaşık 70 dakika sürdü. 70 muhteşem dakika. 70 unutulmayacak dakika..
Bittiğinde ayağa kalktım, avuçlarım patlayıncaya kadar dakikalarca alkışladım.. Fazıl Say’ı, şef İbrahim Yazıcı’yı, orkestra üyelerini ve diğerlerini.. Bana böyle muhteşem bir geceyi yaşatan herkese ama herkese teşekkür ederim. Tabii ki BKM’nin üç acar kızı Seda, Selma ve Aysun’a da.. İşlerini mükemmel yapıyorlar.. Gerçekten..
Özyağcılar kırgın değil..
Erdal Özyağcılar’la telefonda konuşuyoruz. Halen Bodrum’da.. Labrador cinsi köpeği bir haftadır hasta olduğu için çok üzgün. Yazım için teşekkür ediyor. Sonra da espriyi patlatıyor:
‘İyi ki Beyaz İnci’de ödül alamadım. Ödül alsam sen, Hakkı Devrim, Yüksel Altuğ beni bu kadar yazar mıydınız? Bu kadar gündeme gelir miydim?’
Çok zeki bir Özyağcılar protestosu bu.. Yabancı Damat yeni sezonda 30 bölüm daha çekilecekmiş. Özyağcılar gelecek yıldan umutlu. Ben de.. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerek..