Kafanıza kakıyorum Galatasaray.org'muş!

GEÇEN hafta Galatasaray'ın resmi internet sitesinin reklamını yorumlarken Galatasaray.org yerine Galatasaray.com, ‘‘Tatlı Hayatmış Gibi Yapan’’ sigorta reklamlarından söz ederken de Anadolu Hayat yerine Anadolu Sigorta yazmışım.

Eğer bu markaların reklamlarına bu kadar maruz kalıp hálá bu hataları yapıyorsam hata bende olamaz! Dönüp göz önündeki iletişim öğelerinde markanın nasıl yer aldığına bir daha bakmak lazım. Hadi ben gelen anımsatmalarla doğrusunu öğrendim, bu ayrımları yapamayan diğer insanlara nasıl ulaşacağız? Tek tek mektup mu yazacağız? Daha kısa bir yol bulsak!

GENÇ Parti'nin savaş karşıtı reklamlarındaki doğrudan hedefi yine ABD... Bir parti ABD karşıtı politika izlemeyi seçmiş ise biz bu konuda ne diyebiliriz! Ama eğer reklamlarında Irak'tan söz ederken ‘‘Hele hele karşıdaki Müslüman bir ülkeyse..’’ deyip savaşılacak ülkeleri müslüman ve müslüman olmayanlar diye ikiye ayırmaya kalkar ve damardan ‘‘din serumu’’ verirse o zaman soracak şöyle bir sorumuz olur: AKP eğer savaş karşıtı reklam kampanyası yapıp reklamlarında da ‘‘Hele hele bu savaş müslüman bir ülkeye karşı yapılıyorsa...’’ deseydi kendini DGM Başsavcısı'nın önünde bulur muydu bulmaz mıydı?

VESTEL, Süreyya Ayhan'a sponsor oldu. Çok da iyi etti. Şu anda Piramit Ajans tarafından Levent Semerci'nin yönettiği bir de reklam filmi çekiliyor. Avrupa'ya oynayan Vestel'e, Süreyya Ayhan'ın çağrışımları yakışır. Geçen hafta Hürriyet'teki köşe yazarı arkadaşlarımdan biri Süreyya Ayhan'a bir firmanın sponsor olmasını ‘‘mutlulukla karşılayan’’ bir yazı yazdı. Böyle sponsorlukların artmasını diledi. Ama koca yazıda Süreyya Ayhan'a kimin sponsor olduğunu söylemeyi unuttu. Eğer Süreyya Ayhan'ın sponsoru üzerine bir köşe yazı yazıp, sponsorun ismini vermekten kaçınırsak, söyler misiniz kim kime niye sponsor olsun!


Bitsin artık bu çile...


SİZ
sanıyorsunuz ki Sinan Çetin ismini duyunca dikenlerim tüy tüy oluyor. Yok böyle bir şey. Çetin'e yönelik eleştirilerim tamamen mesleki, kişisel hiçbir şey yok. Çeşitli internet sitelerinde Sinan Çetin yazılarım nedeniyle tarafıma çeşitli ödüller verildiği için bu anımsatmayı yapayım dedim. En son Mediacatonline.com'da Fuat Çakar, iki hafta üst üste Sinan Çetin ile ilgili yazı yazmadığım için beni ‘‘Sinan Çetin Obsesyonundan Kurtulma’’ ödülüne layık görmüştü, umarım bu haftaki yazılarım nedeniyle ödülümden olmam!

Bu haftaki Tempo'da Sinan Çetin'le yapılmış bir röportaj var. Röportajın tamamının okuyunca içimden ‘‘Pes yani’’ dedim... ‘‘Bir adam bir başkasının işine bu kadar sahip çıkabilir...’’ Sinan Çetin'in röportajını okuyunca sanırsınız ki Plato (Sinan Çetin'in prodüksiyon şirketi) Bonuscard, Hazır Kart, Türkpetrol, Sunny, Arçelik, Turkcell, Kinetix markalarının reklam ajansı! İnsaf!

Şunu anla artık Sinan Çetin kardeşim ya! Sen reklam ajansı değilsin. Bu markaların arkasında reklam stratejilerini geliştiren, reklam senaryolarını yazan, seni çalıştıran Young&Rubicam Reklamevi, Kare, Yorum gibi reklam ajansları var. Sen tabii ki çektiğin filmlere kendi tarzını yansıtıyorsun, bunu yadsımıyorum, ama bu yansıtma seni reklam ajansı yapmaz. Ben biliyorum ama suçlunun kim olduğunu. Adamı koca bir reklam ajansının resmi reklam yönetmeni yaparsan, o da çizmeyi aşar bütün işlerine böyle sahip çıkar Sevgili Serdar Erener, sana sesleniyorum..


Bir reklam böyle katledilir


TANSAŞ
reklamları tüketici hakları üzerine gidiyor, bunu yaparken de ciddi ciddi rakiplerine vuruyor.

İlk reklam filminde eğer bir mal indirime girdiği hafta rafta kalmazsa, Tansaş'ın bu mal yerine benzer bir malı aynı fiyatla verdiği anlatılıyor. İkinci filmde ise yanlış etiketleme yapılmış ise raftaki fiyatın geçerli olduğu söyleniyor.

Gerçekten söylenebiliyor mu? Söyleniyor. Belki diğer zincir marketlerde aynı uygulamalar vardır ama Tansaş bunu bir farklılaştırıcı öğe olarak ortaya koyuyor ve altına da imza atıyor.

Strateji Tansaş'ın müşteri portföyünün beklentilerine ‘‘damardan’’ yanıt verdiği için başarılı.

Rakiplerin tüketiciyi hesaba katmayan uygulamalarını simgeleyen kasiyer ve market çalışanı karakterleri bir harika. Pörtlek gözlü tüketici ise tam bir şaşkoloz. Daha etkili olabilecek canım reklamı Sinan Çetin bu şaşkolozla katletmiş. Sen kasiyer gibi, market çalışanı gibi mükemmel karakterler yarat, sonra git reklamı unut, tarzının kurbanı ol! Neymiş efendim, Türkler salak sulak tiplerden hoşlanırmış.

İyi de ‘‘Kim sana Türkler sirkin palyaçosu olmak ister’’ dedi. Bu reklam Cenajans'ın mutfağından çıkmış ama yönetmen Sinan Çetin'in inançlarına karşı durulamamış.

(Reklam Ajansı: Cenajans, Rating: * * *)


Sucuk reklamına porno film muamelesi


ERTUĞRUL Özkök
, iki hafta önce, RÖK tarafından Özdenetim İlkeleri'ne aykırı bulunmayan ama halk tarafından sakıncalı bulunduğu RÖK tarafından Pınar'a bildirilen, ‘‘İllaki Pınar Sucuk’’ reklamı ile ilgili bir yazı yazmış ve noktayı koymuştu: Gelir dağılımındaki adaletsizliğin, ekonomideki kötü yönetimin faturasını ekonominin çalışan çarklarına kesmek insanın kendi bindiği dalı kesmesidir!

Konu tartışılmaya devam ediyor. İki kelime de ben etmeden duramayacağım. RÖK'ün ‘‘halk, sucuk reklamınızdan rahatsız oluyor, bilgilerinize’’ diye Pınar'a yazdığı yazıyı onaylamam mümkün değil. RÖK'e çok şikayet gelmiş olabilir. Bunun nedeni, bu reklamla RÖK'ün kendini tanıttığı kampanyanın aynı günlerde yayınlanmasıdır. Belki başka zaman kampanya yapılsa başka reklamlarla ilgili, böyle ‘‘reklamın genel duruşuna yönelik’’ şikayetler de gelebilirdi. Her zaman da gelecektir.

Gerçi burada krize özel bir sorun varmış gibi görünüyor ama burada sorun aslında daha genel.. Türkiye'de değil tüm gelişmekte olan ülkelerde yaşanan bir sorun. Biz Türkler, liberal ekonomiye kağıt üstünde geçsek bile zihniyet olarak bir türlü geçemedik. Reklamlara karşı hoşgörü de bir zihniyet sorunu...

Reklamların farklı yaşam standartlarında farklı algılanması kaçınılmaz.. Eğer bu algılama farklarını hesaba katarak reklamcılığı yönlendirirsek, Özkök'ün dediği gibi ulus olarak bindiğimiz dalı keseriz.

RÖK'ün burada bir kastı yok, bence biraz boş bulunulmuş. Ama bu yaklaşım, bizi, çikolata, otomobil, dondurma, çay, bisküvi reklamlarını porno filmi gibi aile izleme saatleri dışında yayınlamaya, hatta bu ürünlerin reklamlarını içeren gazeteleri poşet içinde satmaya doğru götürebilir ki, bu tüm ekonomi açısından ciddi bir tehlike...

Eğer bu uygulama yaygınlaşırsa, başta Pınar sucuk fabrikasında çalışanların çocukları olmak üzere, daha çok çocuk sucuk görüp yalanmaya devam eder! Cezalandırılan Pınar sucuk reklamını sembolik olarak beş yıldızla ödüllendirip yarasını hafifletmeyi görev biliyorum. Umarım gelecekte hiçbir reklamveren reklam yaptığı için Pınar'ın düştüğü duruma düşürülmez.

(Reklam Ajansı: Cenajans, Rating: * * * * *)


Çekirgelik


Yanlış bildiklerimizi atabilsek, zihnimizin yükü o kadar hafifler ki...

(C. Şehabettin)
Yazarın Tüm Yazıları