Bugün biraz okur e-postalarına yer verelim. Aliye dizisi bittikten hemen sonra "instant news" tavrıyla bilgisayarına sarılan Lerzan Hanım bakın neler diyor:
"Ben Aliye’nin bu akşam yayınlanan bölümüne kadar iyi bir izleyicisiydim. Ancak bu bölümden sonra artık diziyi izlememe kararı aldım. Aylardır annesinden ayrı kalmış bir çocuğun beyin ölümünü bizlere izlettirerek -doğru kelime mi emin değilim- bundan rant sağlamaya çalışmalarını çok insafsızca buldum.
Aylardır dizideki Aliye karakterinin her iki çocuğuna da kavuşacağı ümidiyle izleyiciyi hop oturtup hop kaldırdıktan sonra, reyting kaygılarıyla, geçtiğimiz bölüm sonundaki kavuşma sahnesini acil senaryo değişikliği değil de, vicdan azabından delirmek üzere olan Sinan karakterinin hayalleri olarak lanse etmeleri çok çirkin.
Benim 12 yaşında eğitimiyle her şeyin fazlasıyla farkında olan küçük bir kardeşim var ama yine de izlediğimiz şu son bölümü izlemesine keşke izin vermeseydik diyorum.
Şimdi bu dizinin senaristleri küçük Ayşe’yi önümüzdeki bölümde eskisinden sağlıklı hale getirseler ne fayda? Dizinin senaristleri çok gaddar olmalı!
Yorum: ABD’li araştırmacılar, kadınların muayyen günlerinin hemen öncesinde sıkıntılı diziler yerine daha eğlenceli diziler izlemeyi tercih ettiklerini kanıtladılar.
Buradan yola çıkarsak içinde bulunulan ruh durumu bir diziyi izledikten sonra farkı tepkiler vermeye yol açabilir. Bu nedenle sıkıntılı olduğunuzu hissediyorsanız, sizi depresyona sokacak dizilerden kaçınmak sizin göreviniz.
Aynı Lerzan Hanım’ın yaptığı gibi. Baktınız sıkıntınız artıyor, geçin başka kanala ya da kapatın televizyonunuzu, başlayın kitabınızı okumaya. İşi senaristlere bırakırsanız kafayı oynatabilirsiniz..
Vissi’ye karşı Tüzün’e destek
Anna Vissi, Avrupa Starı. Kaç tane Billboard Top 100 Dance listesine girmiş Türk sayabilirsiniz bilemem ama ben iki tane Yunan sayabilirim. Despina Vandi ve Anna Vissi. Bu da Anna Vissi’yi ayrıca Amerika’da da haysiyet kazanmış yapar.
Sibel Tüzün’e daha fazla destek vermeliyiz. Anna Vissi’ye rağmen iyi bir yere getirmeliyiz onu. Nasıl bilmiyorum. Kendimize oy veremiyoruz belki ama ne bileyim en azından geçen seneki kadar vahim değil durumumuz. Helena Paparaziou’ya geçen sene verdiğimiz medya desteğinin yarısını Sibel’e versek çok şey mi yapmış oluruz.
Belki Sibel "Türk usulü" popçu, belki dans bile edemeyecek, belki Anna Vissi’nin şimdiden politone melodileri bile milyon satan "Everything"inin yanına bile yaklaşamayacak ama en azından Sibel’in Türk Yunan dostluğu için senelerdir verdiği çabaları boşa çıkarmayalım.
Burak Kut gibi, Sakis Rouvas gibi, Sertab gibi, Sibel’in de senelerdir iki halkı birbirinden ayırmayan insan yanının hatırına bu sene Sibel’e de biraz yardım edelim.
Anna Vissi’nin de arkasında dünya tarihinin en büyük müzik şirketi var: SONYBMG. Sibel ise kendi minik Arinna’sı ile uğraşıyor bu iş için.
Destek için ne mi yapabilirsiniz?
http://www.sibeltuzun.com adresine girebilir ve orada ücretsiz sunulan Super Star mp3lerini ve videolarını indirebilirsiniz. En azından Sibel, kendi halkı tarafından ilgi gördüğünü anlarsa belki biraz daha moralli gider Atina’ya. (Kaan Balcı)
Yorum: Boş yere uğraşmayın, Anna Vissi Sibel Tüzün’ü 10 kere döver. Bırakın hakkı olan kazansın... Siz TRT’yi dövmeye bakın. Böylesine kötü bir şarkıyla Türkiye’yi vitrine çıkardığı için..
Tırtıl
Yaşam düzensiz yürütülmeyecek kadar karmaşıktır (Martha Stewart)