Antalya Titanic Otel’de verdiğim hakem eğitimi mükemmel geçti.
Eğitimi MHK Başkanı Ufuk Özerten vermemi istedi. Konuyu da birlikte kararlaştırdık. Yaklaşık iki saat süren eğitimde hakemlerin inançlarla davranışları arasındaki ilişkiyi görmelerini sağlamaktı amaç.
Eğitimde hakemlerle birlikte güldük, eğlendik ama bu amacımıza da ulaştık. Eğitim sonunda iki şeyi çok iyi anladım. Birincisi şu: Türkiye'deki hakem aklı büyük oranda Futbol Federasyonu ve MHK içindeki çekişmelerden etkileniyor, hakemler ikinci yarıya konsantre olmaktan çok kimin "başkan" kimin üye olacağı ile ilgileniyorlar.
Oysa hakemlerin bu tür tartışmaların uzağında tutulmaları gerekir. Kim hakemleri bu tür tartışmaların içine çekiyorsa, Türk futboluna ihanet ediyor.
İkincisi ise şu: Hakemlerin hepsi pırlanta gibi insanlar, iyisini, çok daha iyisini istedikleri belli. Biraz destek istiyorlar. Türk halkının da onları "Avrupa'daki hakemlerden daha aşağıda bulmalarına çok üzülüyorlar. Ama kendilerini ifade etme, eyleme geçme, yapılması gerekenleri özgürce söyleme konusunda önceki dönemlerdeki "askeri disiplin" nedeniyle biraz tutuklar.
Gördüğüm MHK başkanı Özerten büyük bir cesaretle, hakem aklının özgürleşmesi için mücadele veriyor. Bu nedenle de sanırım biraz eleştiriliyor. Bence tuttuğu yol doğru. Kim yeni başkan seçilirse seçilsin, MHK Başkanı Ufuk Özerten'in çizdiği rotadan sapmamalı. Özgürlük gibisi yok...
İncir Çekirdeği...
Pazartesi, salı her yer "bayram ekranı" haberleri ile dolmuştu. Saniye saniye dakika, dakika bayram ekranı... İbrahim Tatlıses, Mehmet Ali Erbil, Ebru Gündeş, Seda Sayan, Serdar Ortaç, Süheyl-Behzat Uygur...
Bu "haberlerin haber değerini" anlamam mümkün değil. Bu arkadaşlar her saniye, her dakika, her salise zaten ekrandalar. Bayramda da ekranda olduklarını davul zurna abartarak haber yapmanın neresi ilginç! Bugünden sonra yeni bir bölüm ekliyorum bu köşeye, "İncir Çekirdeği" diye. Abartıla abartıla artık "incir çekirdeği" etkisi bile kalmayan konular bu köşede misafir edilecek. Duyurulur.
Kutlarım...
Seda Kaya Güler "Baydı" icadımızı ödünç alıp Lerzan Mutlu’nunbaydığını yazmış. Sevgili Güler’i "baydı" icadımızı yerinde ve oldukça hayırlı bir iş için kullandığından ötürü kutluyor, katkılarının devamını bekliyorum. Türkiye'de bizi bayan o kadar çok şey var ki tek başına yetişmem mümkün değil.