GEÇENLERDE Genç Rozi ile ilgili bir yazı yazarken Evy Baby reklamından ‘pedofili azdıran’ diye söz ettim, Ecmel o gün boyunca resmen kafamın etini yedi.
Ecmel’e göre ‘Nasıl olurda bu reklama bakınca böyle bir şey görebilir mişim?Eğer bir sorun görüyorsam niye doğru dürüst yazmıyor muşum?’
Ecmel haklı mı? Kesinlikle haksız. ‘Pedofili azdıran’ benim reklamı eleştirmek için yaptığım bir tanımlama değil, bu reklamı bu şekilde algılayanların olduğunu vurgulamak için yaptığım bir tanımlama. Reklam daha başlar başlamaz, ertesi gün‘çocuk müstehcenliği’ ile ilgili üç e-posta aldım. Eğer önemli görsem, kimsenin gözünün yaşına bakmaz doğrudan eleştirimi yapardım. Reklamın ‘pedofili azdırma’ yönüyle ilgili ‘tahriş’ olanların sayısını anlamak için gelin bir de RTÜK’e gelen şikayetler bakalım.
Eyv reklamı başlayalı bu reklamla ilgili RTÜK’e tam 924 şikayet gelmiş.
Çocuklara kötü örnek olduğunu düşünenler 441 kişi.
Çocukların istismar ve rencide edildiğini düşünenler 187 kişi.
Toplum ahlakına aykırı olduğunu düşüneler 156 kişi.
Çocuk cinselliğinin ön plana çıkartıldığını düşünenler 74 kişi.
Çocuk ruh sağlığını olumsuz etkilediğini düşünenler 62 kişi.
Elalemin düşüncesi torba değil ki büzesin! Düşünüyor işte! Tüm bu şikayetler reklamın yasaklanmasını gerektirir mi? Kesinlikle hayır. Burada eğer sorun varsa, hukuki değil, toplumsal ahlakla ilgili değil, reklamcı ahlakıyla ilgili görmek gerekir. Reklamcı ahlakıyla ilgili olarak da şu sorular sorgulanabilir:
Türkiye genel olarak reklamda çocuğun bu şekilde‘çıplak’ kullanımına tolerans gösterebilir, böyle diye böyle bir tabuyu zorlamak gerekli mi?Reklamda çocuğun ‘temel satıcı öge ’ olmasına RTÜK göz yumabilir, ama reklamcı yummalı mı?Eğer çocuğun bu tür ‘bezsiz’ kullanımı, kategoriye hakim bir davranış haline gelirse kamuoyu döner mi?Prima’nın niye dünyada bebeği böyle ‘açık açık’ gösteren reklamı yok!Prima aptal mı?
Oksimoron
BİZİM reklamcıları anlaması zor. Duayeninden, emeklisine, orta yaşlısından gencine tümünü anlaması zor. Bizim reklamcıların elleri işte gözleri marksizmde. Anlıyorum da, hazmetmesi zorÖ Reklam ve Marksizm. İki zıt kutup. Türk reklamcılarının duayeni Eli Acıman kalkıyor, 60 yıllık reklamcılık hayatını anlattığı kitabın önsözünü İlhan Selçuk’a yazdırıyor. Türkiye’de reklamcılığın 60 yıllık gelişimini özetleyerek Eli Acıman’ın durduğu yeri bize anlatacak kişi İlhan Selçuk. Olacak iş değil..
İlhan Selçuk yönetimindeki 11 Ocak 2004 Tarihli Cumhuriyet Gazetesinde bakın Öztin Akgüç ne diyor: ‘Karl Marx ‘İşçiler Birleşiniz’ demiştir.İşçiler değil ama kapitalistler birleşmişlerdir, sermayenim küresel egemenliğini, çokuluslu şirketler aracılığıyla oluşturmuşlardırÖGörülebilir bir zaman boyutunda demokrasi adı altında büyük firmaların egemenliğini ortadan kaldırmaya, değiştirmeye olanak yok gibi.Belki yapılması gereken sosyal devlet anlayışını yaşama geçirmeye zorlamaktır.Sosyal devlet uygulamasıyla düzen değişmez ama daha insancıl hale gelir.’
Nasıl ama?
Kapitalizmin resmi sanatçıları reklamcılar Marksistlerle ele ele kol kola. Durun daha bitmedi. Şimdi de bir gurup reklamcı sosyal demokrat eğilimli ‘Birgün’ isimli bir gazete çıkarmaya çalışıyorlarmış. Gazeteyi perde arkasından yöneten eski Dev-Yol Şefi Oğuzhan Müftüoğlu. Bir zamanların TKP üyesi Aydın Engin de tam genel yayın yönetmeni olacakmış, Müftüoğlu ile anlaşmazlığa düşmüş, ayrılmış. Kim bu reklamcılar diyorsunuz değil mi?
Sayayım... Atilla Aksoy, Şükrü Öksüz, Ersin Salman, Nazar Büyüm, Nuri Koçak, Faruk Yalın, Mumammer Oflu, Mustafa Kamer, Zeynep Necipoğlu.
Güneşin zaptı yakın arkadaşlar! Devrimi reklam dünyasından başlatıyoruz ileri! (Kimse revizyonistlik yapmasın dağıtırım!)