TANRILAR iktidarlarının devamı için Ülker’in 25 milyon dolarlık ceza almasını istedi! Buradan yola çıkarak "Şeker kotası" nın oluşturduğu pazarın "Cola Turka ve Pepsi" aleyhine haksız rekabeti körükleyen sonuçlar doğurduğunu yazdım.
Önce Cargill Türkiye Murahhas Aza’sı Mustafa Sayınataç’dan yanıt geldi. Özetle diyor ki: "4634 sayılı Şeker Kanunu’nun amacı, yani kısıtlayıcı kota uygulaması bizler tarafından da eleştirilmiş ve tıpkı sizinde her zaman vurguladığınız gibi, serbest ekonomi kurallarının geçerli olması bizler tarafından da ısrarla talep edilmiştir. Fakat taleplerimiz kabul görmediği için bizler de Şeker Kanunu hükümlerinde 4 senedir faaliyetimizi sürdürüyoruz.
Cargill, kota uygulaması başlamadan önce sahip olduğu piyasa payını korumaktadır.
Kanun’daki tanım gereği, şahsımın Şeker Kurulu üyeliği için öneri Amylum firması tarafından yapılmıştır.
Türkiye’de gazlı içecek sanayinin nişasta bazlı fruktoz talebi 330-350 bin ton aralığında gerçekleşmekte ve yılda % 10-15 artış göstermektedir. 351,000 tonluk kota kısıtlaması ile Nişasta Sanayi bu talebe yaklaşık 230 bin ton ile karşılık vermekte (120 bin ton glukoz talebidir), açıkta kalan 120-130 bin ton ise pancar şekeri ile karşılanmaktadır.
Coca Cola, Pepsi ve Cola-Turka üreticilerinin her üçü de Cargill’in müşterisidir. Düzenli olarak her sene Cargill’den fruktoz almaktadırlar. Ayrıca bu firmaların fruktoz talebi sadece Cargill tarafından değil sektör tarafından da karşılanamadığı için üç firma da eksiklerini pancar şekeri takviyesiyle karşılarlar."
Yorum: Gördüğünüz gibi Sayınataç da "kota kısıtı haksız rekabet yaratıyor" diyor. Cargill’in eski olması, yatırımlarının fazla olması onun pazar payının korunmasının nasıl garantisi olur ki! Böyle bir piyasada Cargill’in başı Şeker Kurulu üyesi olursa "garanti" nin tartışmalı olması normal değil mi?. Cargill niye en fazla "tatlandırıcıyı" kime veriyor sayın Sayınataç? Rakamları ve nedenleri açıklasanız..
TATLANDIRICI TADI ŞEKERE DENK Mİ
İkinci yanıt Coca-Cola Avrasya ve Ortadoğu Bölümü Başkanı Ahmet C. Bozer’den. Yine özetleyerek yayınlıyorum:
"Coca-Cola Şirketi’nin Cargill ile küresel boyutta "özel işbirliği" yoktur. Cargill, Türkiye’de ve dünyada, Coca Cola’nın şeker tedarikçilerinden yalnızca biridir. Coca-Cola, Türkiye’de Cargill’den pazar payından çok daha düşük oranda mısır nişastası şekeri alır. Coca-Cola Şirketi, Cargill dışında, diğer nişasta şekeri üreticilerinin yanısıra, pancar şekeri fabrikalarından 50 bin ton alımıyla, Türkiye’de şeker sanayiinin önemli müşterilerinden biridir."
9 Mart 2005 tarihli Referans gazetesinde yayınlanan "Pendik Nişasta’da Ülker Cargill’le Ortak" başlıklı haberde "...Cerestar’ın Cargill tarafından satın alınmasıyla 2002’de Ülker grubu ile Cargill ortak haline geldi" ifadesine de dikkatinizi çekmek istiyor ve konuyu incelemenizi öneriyorum.
Yazınızda yine diyorsunuz ki: " Türkiye’de Cola tüketiminde "ideal" ürün tadını belirleyen Coca-Cola, Coca-Cola’nın tadını belirleyen ise mısırdan yapılan nişasta bazlı şeker."
Bu ifadeyi de düzeltmek istiyorum :
Coca-Cola üretimi ilk başladığında, 1886 yılında nişastadan şeker üretimi teknolojik olarak mümkün değildi. Amerika’da o dönemde şeker bir tek pancardan üretiliyordu. Yani, Coco-Cola’nın tadındaki unsurlardan sadece biri olan şekerin asıl kökeni nişasta değil, pancar şekeridir. Coca-Cola’nın ideal fomülünde de şeker dışında birçok madde olduğu sanırım herkes gibi tarafınızdan da bilinir. Nişasta şekeri ya da kimi ülkelerde şeker kamışı şekeri, tadı ancak pancar şekerine denkliği onaylanırsa kullanılır.
Bunun dışında, Türkiye’de nişastadan şeker üretiminin 4 yıllık, Coca-Cola’nın Türkiye’deki liderliğinin ise 40 yıllık bir geçmişi vardır. "Nişastadan yapılan şeker kullanımına bağlıliderlik" iddianız, yazdıklarımın ötesinde, sizin de çok iyi bildiğinize inandığım piyasa gerçekleri tarafından yalanlanmaktadır.
Yorum: Yazımda sadece "Cola" dan söz ettim. Coca-Cola Company’nin diğer ürünlerinde pancar şekeri kullandığını biliyorum. Ama Coca Cola "Cola"sında sadece "tatlandırıcı" (f55) kullanıyor. f 55 "tadı pancar şekerine denk" ürün. Yani şeker değil. Bu denkliğin günün sonunda formüle girdiğinde tıpatıp pancar şekerinin tadını vermediğini dünya alem biliyor. Soru şudur sayın Bozer: Coca-Cola şu anda Cargill’den aldığı f55 yetmezse, "Cola" üretiminde f55 yerine pancar şekeri kullanır mı? Yoksa % 136 vergi ödeyerek dışardan f55 getirir mi? Yanıt bekliyorum... Bu konuya devam edeceğim.
Ankara-İstanbul arasında da özelleşme şart
İKİ hafta önce havayolunda Ankara-İstanbul hattını özelleştirmeyen AKP hükümetini ve THY’nin sürekli "hatlarımız şu anda dolu" mesajı veren çağrı merkezini eleştirmiştim. Basın danışmanı Ali Genç aşağıdaki mektubu gönderdi. Yanıt hakkı kutsal, özetleyerek yayınlıyorum: "İstanbul-Ankara hattında da ekonomi sınıfı ücret seviyeleri 69 YTL ile 159 YTL arasında değişmekle olup , seferlerimizin tamamında 129 YTL seviyesinin üzerinde satış yoktur. Şubat-Mart aylarında bu hatta satılan ekonomi sınıfı bilet satışlarımızın yüzde 40’ı en düşük üç seviyemiz olan 69-79-89 YTL’den yapıldı. Sözkonusu aylardaki İstanbul-Ankara ekonomi sınıfı ortalama ücretimiz ise 104 YTL olarak gerçekleşti. Türk Hava Yolları tüm uçuş noktalarında olduğu gibi İstanbul-Ankara hattında da yolcularına daha uygun fiyata uçma olanağı sağlıyor. 444 0 849 No’lu çağrı merkezi ile ilgili eleştirilerinize ise hak veriyoruz. Bu konuda THY çeşitli adımlar attı. Son üç yılda yolcu sayısını 10 milyondan 15 milyona çıkaran THY filosunu büyütmüş, uçuş noktalarına 24 yeni hat ilave etmiş, bazı hatlarda da uçuş sayılarını artırmıştır. KPSS sonucuna göre çağrı merkezine 300 eleman aldık. Eğitimleri devam eden bu arkadaşlarımızın önümüzdeki günlerde devreye girmeleriyle birlikte müşterilerimiz daha iyi hizmet alacaktır."
Yorum: Rekabetin gücünün THY’yi de adam ettiği çok açık. Bu hatta "Business" koltukların hálá çok yüksek fiyattan satıldığını unutmayalım. THY’nin "ekonomik" koltuklarda fiyat düşürmüş olması Ankara,İstanbul hattının özel havayollarına açılmamasının gerekçesi olamaz. Hat özelleştiğinde kimin ne fiyattan satacağını önceden bilmek mümkün değil. Rekabetçi piyasanın güzelliği de burada.
Aliye, Müco, Oxy, takipdeyim
İKİBUÇUK yıl oldu Aliye dizisinde iki çocuğa yer bulunamadı. Aliye’nin Müco’su Dizayn Grup reklamında. Bu kez Müco konuşuyor konuşuyor reklam bitmiyor. Konuşmalardan anladığım kadarıyla ortada yeni bir ürün var: Dizayn Oxy Plus. Folyosu ortada, traş istemiyor, yormuyor, firesi yok, kombinin radyatörün ömrünü uzatıyor, ustanın işi bitiyor, kafası rahat oluyor. Durun ya. Bu reklam değil resmen brief. Reklam ajansı yanılıp reklam yerine reklamverenden aldığı briefi yayınlıyor galiba. Yakında Oxy’nin reklamı da başlar herhalde! Takipteyiz.
Çekirgelik
CEO’ların görevi az çok ilgiyi dağıtmak ve işleri rutin temelde yürütmektir