Bu filmi televizyoncular mutlaka görmeli

İyi Geceler İyi Şanslar, her gazetecinin, her televizyoncunun, her iletişimcinin görmesi gereken bir film. Hem sinematografik başarısı, hem de konusu nedeniyle.

George Clooney, ikinci filminde beni de şaşırttı. Hem bu kadar yakışlıklı ol, hem de toplumsal konulara bu kadar duyarlı ol, olacak iş değil. Tabii ki Clooney hayranları da gerçek Clooney ile yüzleşmek istiyorlarsa yine İyi Geceler İyi Şanslar’ı kaçırmasalar iyi olur.

Sakın filmi izlerken eğleneceğinizi falan sanmayın. O bir yarı belgesel. Günün anlam ve önemine uygun bir şekilde çekilmiş, çok iyi de kurgulanmış bir film.

Amerika’da televizyon yayıncılığının ilk yılları. Televizyon gazeteciliğinin de... Edward R. Murrow, gözüpek araştırmacı gazeteci. Komünist avına çıkan McCarthy’ye karşı hiçbir şeyden korkmadan inatla demokrasi dersi veriyor.

İşte filmin niye görülmesi gerektiğini özetleyecek iki alıntı. Film 1958 yılında Ed Murrow’un girdiği mücadeleden başarıyla çıkarak, bir toplantıda yaptığı şu konuşmayla başlıyor:

"Tarihimiz biz ne yaparsak odur. Ve bundan 50-100 yıl sonra tarihçiler üç yayın ağını inceleyecek olursa, renkli ve siyah beyaz olarak yaşadığımız dünyanın gerçeklerinde yozlaşma, dalalet ve tecritin izlerini görecekler. Şu anda şişman, rahat ve zenginiz. Sevimsiz bilgilere karşı bir alerjimiz var. Kitle medyamız bunu yansıtıyor. Ama göbeklerimizden kurtulup, televizyonun dikkatimizi dağıtmak ve bizi gerçeklerden koparmak için kullanıldığını göremezsek televizyon sahipleri, çalışanları ve izleyenleri bambaşka bir tabloyu çok geç fark edebilirler."

Ve yine aynı toplantıda konuşması şu sözlerle bitiyor:

"Tarih bizim yazdığımız şeydir. Böyle gidersek tarih öç alacak ve ceza bize kesilecek. Bilgi ve fikrin önemini bir an kenara koyalım. Normalde Ed Sullivan ile geçecek bir pazar gecesini Amerikan eğitimi üzerine bir araştırmaya ayırdığımızı düşleyelim. Birkaç hafta sonra Steve Allen’ın zamanında Amerika’nın Ortadoğu politikasını tartıştığımızı... Sponsorların şirket imajı zedelenir mi? Hissedarlar ayaklanıp şikayet eder mi? İnsanların kendilerinin ve şirketlerinin geleceğini belirleyecek konular hakkında birazcık bilgi edinmiş olmaları dışında ne olabilir? ’İnsanlar umursamaz, kayıtsızdır, içe kapanıktır’ diyenlere tek bir cevabım var: Bu düşüncenin aksine oldukça fazla kanıt var. Haklı olsalar bile, ne kaybederler? Çünkü haklılarsa bu alet (televizyon) eğlendirmek ve dikkat çekmek dışında bir işe yaramıyorsa işte tüp şimdi titriyor ve yakında bütün kavganın kaybedildiğini fark edeceğiz. Bu alet (televizyon) öğretir, aydınlatır ve ilham verir. Ama bu kullanan insanların amaçlarının ne kadar istediğine bağlıdır. Yoksa (televizyon) sadece ışık ve kablo dolu bir kutudur. İyi geceler ve iyi şanslar."

Bilmem bu alıntılar filmin tadı konusunda bilgi veriyor mu? Türkiye’de televizyon sadece ışık ve kablo dolu bir kutu olarak kabul ediliyor olabilir mi? İyi Geceler İyi Şanslar’ı izlerken aklınıza bu sorunun takılacağına emin olun. Clooney Oscar alabilir mi? Ben daha önce seçimi mi yapmıştım; Münih. Alırsa sürpriz olur.

Devrimci diyet kitabı

Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen çok ilginç bir kitap yazmış. Adı; "Hastalık üreten yaşam tarzımız nasıl değişir?"

Yeşilçimen bir yıl içinde Türkiye’de ortalama 430 bin kişinin öldüğü bilgisini veriyor. Daha sonra da bunlardan 372 bin kişinin yaşam tarzlarını değiştirmedikleri için öldüklerini söylüyor. Nedeni de küreselleşme. Bize dayatılan yaşama, yeme içme, oturma kalkma, yatma sevişme biçimleri.

Yeşilçimen bir yandan "diyet" öneriyor, diğer yandan küreselleşmeyle, kapitalizmle hesaplaşıyor. Çaktırmadan derinden. Yok yahu, ciddi ciddi çaktırarak...

Sonuçta görüyorsunuz ki, ortaya ciddi bir devrimci diyet kitabı çıkmış. Belki de dünyada bir ilk. Çok da ilginç. Kapaktaki resim de kitabın mesajını özetliyor. Tahta bir kukla, bir makas iplerini kesiyor.

Peki bize verilen akıl hiç mi işe yaramıyor?

Yelken gezileri başlıyor

Türkiye’nin ilk yelken akademisi olan İstanbul Sailing Academy, yeni Sun Odyssey 29.2 tekneleriyle yelken gezileri düzenliyor. Bu gezilerde sadece denizin ve rüzgarın tadını çıkarmak ya da aynı zamanda yelken eğitimi almak mümkün. İstanbul çıkışlı geziler farklı sürelerde ve farklı rotalarda gerçekleştirilebiliyor.

SEAS Group’a bağlı İstanbul Yelken Akademisi eğitmeni eŞliğinde düzenlenen gezilerde Adalar-Marmara Adası-Silivri-Mudanya rotaları izlenebiliyor. Ayrıca Marmara Denizi’ndeki küçük ada ve koylara da uğranıyor. Akşamları mangalda et ve balık partileri düzenleniyor. Gezi süresince isteyen katılımcılar sadece denizin keyfini sürerken, isteyenler de yelken eğitimi alabiliyorlar. Tekneyi eğitmensiz kiralamak isteyenler ise, İstanbul Sailing Academy eğitmenleri tarafından seviyeleri belirlendikten sonra yelkenli kiralayıp bu keyifli geziye kendi başlarına çıkabiliyorlar.

Dokuz metrelik Sun Odyssey 29.2 gezi yelkenlisinde 4 kişilik yatak kapasitesi bulunuyor. Ayrıntılı bilgi, www.istsailing.com adresinden ya da (0216) 449 95 60 numaralı telefondan alınabilir.

CUMA İTİRAFI

yoşovoima; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: İstanbul

Babam gençlik yıllarında kendi hayvanlarının çobanlığını yaparmış. Yine bir gün hayvanları otlatmaya götürürken yan köylerinde yaşayan bir kıza rastlamış ve çok beğenmiş. Sorup soruşturduktan sonra kızı istemek üzere dedemi göndermiş. Adetler gereği babam gitmemiş. Kızı vermişler ama yaşı daha büyük olduğu için evlilik sırasında birinci olan kızı vermişler. Verdikleri kız şu anda annem, babamın beğendiği kız ise teyzem!

Yorum: Öyküde sadece hayvanların durumundan haber yok! Onlar nerede! Sağlamlardır değil mi?

CUMA TAKINTISI

Şu sıralar Uludağ’a çıkıldıysa yapılacak en güzel şeylerden biri et mangal sefası. Adres ise Teleferik’in hemen yanındaki Pala Dayı. Hayatınızda böyle yumuşak, böyle sinirsiz, böyle lezzetli et yediniz mi acaba! Yemelisiniz ama... Pala Dayı, hayvanları Uludağ eteklerinden, Gönen’den topluyormuş. Lezzetin sırrı da bu. Pala Dayı, ölmeden mutlaka uğranacak yerlerden biri.

CUMA LAKIRDISI

"İnsanoğlu birkaç dakika havasız yaşayabilir, susuz iki hafta, besinsiz iki ay, yeni bir

fikri olmadan yıllarca, ta ölene kadar yaşayabilir." (Kat Ruth)
Yazarın Tüm Yazıları