OPETTarkanlı ikinci reklamıyla karşımızda. Dikkat ettiğimiz nokta Koç-Opet ortaklığında sonra Opet'in medyada görünülürlüğünün daha da artmış olması.
Galiba hedef de Petrol Ofisi. Evet, evet Opet'in gözü Petrol Ofisi'nin yerinde. Opet, Türkiye'nin benzin istasyonu olmak istiyor, bastırdıkça bastırıyor. Tarkan da onu geniş kitlelere yakınlaştırmada, sıcaklaştırmada yeterince yardımcı oluyor. Özellikle de Zambia dolaylarından esinlenilmiş papağan tarzı kızıl çalınmış saçıyla. Berberlere gün doğdu, şu sıralarda zaten ellerinde yeterince siyahtan kızıla zımparalanacak kadın kafası vardı, şimdi de sıraya erkekler girecek. Hatta Milliyet'ten Sina Koloğlu'nun yazdığına göre şimdiden berber önleri ‘Tarkan Tarzı’ saç isteyen kuyruklarla dolmuş. Çok yakında Edirne'den Ardahan'a benim güzel yurdum insanı kızım kızım kızıla boyanmazsa, hatta Tarkan'ı abartıp vücudundaki her tüyü kızıla yatıranlar çıkmazsa ben de başımda kalan son saçın hayrını görmeyeyim. (yoksa kızıla mı boyatsam!)
Opet bu kez Tarkan'ı 98 oktan Full Force benzininin farklılığını vurgulamak için kullanıyor. Vaad ‘‘98 oktan Opet benzin’’in ‘‘uçurduğu’’ yolunda. Bizim bilgimize göre benzine böyle bir ‘‘araç uçurma’’ işlevinin yüklenmesi, bir reklamda hoşgörülecek ‘‘vaat abartma’’ dozunun aşılması demek... Tarkan da bu vaade inanmamış olacak atıyor şoförünü arkaya, geçiyor direksiyona. Birden kendimizi Brad Pitt'li Toyata reklamında gibi hissediyoruz. Yine trafiğe kapalı alan ama bu kez karşımızdaki Tarkan. Brad Pitt'e de kalbi yakınlık duyanlarımız vardır ama Brad saçını kızıla boyattı diye ulusça berberlerde kuyruk olmamamız beklenmez. Çünkü bizimki Tarkan, kökü Altaylara dayanan öz starımız.
Sizce Opet'in Tarkan'a ‘‘hızlı ve tehlikeli araç’’ kullandırırken sonuçlarını düşünmesi gerekmez miydi? Hayranları (çoğunlukla da gençler) 98 oktan benzinin uçurup uçurmadığına inanırlar mı bilemem ama çoğunun Tarkan'ın araba kullanışından etkilenip arabalarını uçuracakları büyük olasılık. Tuvaletlerinde temizliğe önem verip, bu projesiyle Halkla İlişkiler Derneği'nin 3. Altın Pusula yarışmasında Kurumsal Sosyal Sorumluluk ödülü alan Opet'in ‘‘tehlikeli araç kullanmaya özendirme olasılığı’’ konusunda daha duyarlı olması beklenmez miydi? Bir şirketin bir konuda sorumlu davranırken diğer konuda sorumsuz davranma hakkı var mı? Yoksa her şey ödül için miydi?
Not: Trafiğe kapalı alanda tek araçlı kaza olmaz mı?
‘Küçük ellerini örtüyüm’ mü?
24 ve 25 Mart tarihlerinde Hürriyet'te Malezya Hava Yolları'na ait iki reklam yayınlandı. Her iki reklama da hem fikirleri hem de grafik uygulamaları açısından diyecek yok. Belki ki reklamlar global arenada üretilmiş, Türkiye'ye özel bir uyarlama da yapılmamış. Malezya Havayolları'na da global reklamların metinlerini Türkçe'ye çevirmek yetmiş. Ona yetmiş ama bize yettiği şüpheli. İlk reklamın metni şöyle:
‘‘Niçin bu küçük yüz somurtuyor? (Fotoğraftaki çocuğun somurttuğu falan da yok!) Belki ışığı söndürmeliyim. Üşüyor mu? Küçük ellerini örtüyüm. (Örtüyüm örtüden geliyor galiba?). Belki de oyuncak ayısını yanında istiyor. Somurtmasının sebebi ne? Bir dakika. Ne somurtması! Küçük detaylar (Büyüğüne zaten detay demiyoruz) bizim için önemlidir çünkü sizin için önemli. Malezya Havayolları dünyanın en iyi kabin elemanı için 3 yıl ard arda (ardı ardına ya da üst üste!) aday gösterildi.’’
İkincisinin Türkçesi daha da sorunlu:
‘‘O kaç kere çocuğuna ‘baban bir hafta içinde geri dönecek' demek zorunda? Onun yolculuğunu nasıl daha rahat ettirebiliriz? (Yolculuğa çıkan baba mı yolculuk mu?). Ona son çıkan filmleri gösterebilir miyiz? (Vizyona yeni giren demek istiyor). Ya da ona seçmesi için 600'dan fazla şarkı sunsak nasıl olur? Koltuğunu evindeki koltuğu gibi hissetmesini sağlayabilir miyiz? (Bizim için sakıncası yok!) Tabii bu arada koltuğunda (neresinde?) telefon olabilir ve böylece çocuğunu istediği zaman yanında hissedebilir (Kim artık bir özne koysak?).’’
Malezya Hava Yolları kendine mutlaka bir Türkçe danışmanı edinmeli. Global reklamları Türkçeye çevirerek aynen uygulayan markaların hepsi için aslında bu kural geçerli. Birgün Pepsi’nin Tayvan'da düştüğü duruma düşerler sonra onları reklamcıları da kurtaramaz. İngilizceyi çok bilen bir Tayvanlı Pepsi'nin ünlü ‘‘Come alive with the Pepsi generation’’ (Pepsi Nesli'yle Canlan!) sloganını kendi diline şöyle çevirmiş: ‘‘Pepsi will bring your ancestors back from the dead’’ yani ‘‘Pepsi atalarınızı hortlatacak!’’ Sonucu tahmin ediyorsunuz değil mi?
Not: Malezya Hava Yolları iki reklamı da Türkçelerini düzeltip yeniden yayınlarsa, İletişim Fakülteleri'ne büyük iyilik yapmış olur. Her zaman ‘‘global çuvallamalar’’ için böyle güzel örnekler bulunmuyor.
‘Ay Tarkan!’ gençliği..
DOĞUMUMUZDAN ölümümüze kadar geçen süre içinde ne kadar çok reklam okuduğumuzu, izlediğimizi, dinlediğimizi bir bilseniz. Bu nedenle de beynimizde oluşan imajlarda reklamların payı büyük. Reklamlarda o kadar çok basmakalıp kadın, erkek, çocuk, genç yaşlı tiplemesi görüyoruz ki, bu tiplemeler o kadar sık tekrar ediliyor ki, reklamda gördüğümüz basmakalıp tiplerin toplumda da karşılık bulduğunu düşünmememiz için bir neden yok. Benim son zamanlardaki sorunum reklamlardaki genç tiplemesi ile ilgili. Bakınız Tarkan'lı Opet reklamındaki ‘‘Ay Tarkan!’’ diyen gençler. Molped reklamında aynı tür gençler ‘‘Ay Hülya!’’ diye şaşırıyorlardı. Fanta reklamında ise ‘‘Ay Beyaz!’’ diye şaşırıyorlar. Anlayacağınız son zamanlarda reklamlardaki gençleri tamamı sürekli bir şaşırma halindeler ve kısa bir sonra da bu durumdan ‘‘ha ha hi hi’’ durumuna geçiyorlar. Eğer gerçek hayatta da durum böyleyse küçük dili olmayan bir kuşak geliyor haberiniz olsun!
Crax reklamı taklit mi?
REKLAM sektörünün geçen hafta en çok tartıştığı konu Eti Crax ve Nestle Crunch reklamındaki benzerlikti. Bildiğiniz gibi önce Eti Crax sonra Nestle Crunch reklamı devreye girdi. Ancak Nestle'nin, daha önce yurt dışında yayınlanmış Crunch reklamını hemen devreye sokmasını ‘‘Eti'cim bak benden araklamışsın’’ tavrı olarak görmek daha doğru olur. Bu konuda Eti Crax reklamını yaratan DDA'in yaratıcı yönetmeni Armağan Birkiye aradı ve ‘‘Çok rahatsız olduk. Eti Crax'ın reklam fikri strateji toplantısında genç metin yazarı arkadaşlarımızdan birinden çıktı, bundan emin olun’’ dedi. Peşinden de ekledi: ‘‘O daha önce Crunch reklamını izlemişse haberi varsa o konuda bir şey diyemem.’’
Buradan ne ders çıkarmamız gerekiyor? Reklamcılar, derslerini iyi çalışmalı ve işi yaptıkları kategorilerde dünyadaki tüm örnekleri yakından izlemeliler!
Reklam anımsama ligi
HTP'nin her hafta yapmış olduğu ‘‘Reklam-Algı Endeksi’’ araştırmasına göre Cola-Turka Light reklam filminin yayına girmesi ile Cola-Turka genel olarak reklam hatırlanılırlığını yüzde 22'den yüzde 41'e yükseltti. Toplam Cola-Turka anımsanırlığının içinde yüzde 23 Cola-Turka Light'tan, yüzde 44 ise biber dolmalı Cola Turka reklamında geliyor. Geçen hafta ikinci sırada yer alan Evy Baby reklam filmi bu hafta en çok hatırlanan ikinci reklam durumuna geldi. En çok anımsanan her iki reklam da yeni kurulan Alameti Farika Reklam Ajansı'nın ürünü.
Çekirgelik
Öğüt almak istendiğinde yanıtı bilinen ama asla yapılmak istenmeyen şeydir. (Erica Jong)