İLK başladığı günden beri Süheylalı Aygaz Euro LPG reklamlarını eleştireceğim. Her hafta biraz daha geçsin, biraz daha etki oluşsun diye bekliyorum.
Bir türlü istediğim etki oluşmadı, Aygaz Güzeli Süheyla bir türlü toplumumuzun güzide konuşma şebekelerine girmedi. Halbuki Aygaz’ın yaptığı az buz şey mi? Sorarım size otomobillere kadın ismi vermek ve sahiplerine errrkek rolü biçmek az buz şey mi? Yapmıyor muyuz gerçek hayatta böyle şeyler?
Tabii ki yapıyoruz. Örneğin benim bir arkadaşım var, arabasını Monica diye çağırıyor. Bir tane daha arkadaşım var, o da Mestan diyor. Amaa.. Aygaz gibi bütün araçlara kadın ismi takınca iş biraz değişiyor. Hani malum, bir zamanlar inmeli binmeli espriler yapılırdı. Neyse kimse uyanmadı, ben de uyandırmayayım.
Aygaz hedef kitlesine uygun ‘popbesk’ mesaj ögeleriyle Aygaz Euro LPG markası oluşturmaya çalışıyor. Şarkı sözleri ve ekran üstü yazılarla ürünün vaadi örtüştürülmeye çalışılıyor. Ancak şarkı sözleri çok rahat anlaşılmadığı için ekran üstü mesajlar da güme gidiyor.
Aygaz’ın farklılaşma çabası iyi, uygulama hataları ise mesajın tam olarak geçmesini engelliyor.
Reklam sektörü yüzde 40- 50 arası büyür
BİLEN de bilmeyen de 2005 yılında medyaya yapılacak reklam yatırımlarının yüzde kaç büyüyeceğini tahmin etmeye çalışıyor. Bu büyüme tahmini, 2005 reklam yatırımlarını belirlemeye çalışan reklamverenler açısından çok önemli. Reklamverenler büyüme tahminine bakıp rakip reklam yatırımlarını kollamaya, ona göre de kendi reklam bütçelerini yapmaya çalışıyorlar.
2003 yılında söz konusu medya reklam yatırımları yaklaşık 900 milyon dolardı. 2004 ise yaklaşık 1.3 milyar dolardan kapanacak görünüyor. Bu geçen yıla göre reklam yatırımlarının % 40 büyümesi demek. Tabii ki alt sektörlere göre farklı büyüme yüzdeleri var ama ortalama büyüme yüzdesi bu.
Peki 2005’te ne olur? Birçok reklamverenle, reklamcıyla, medya planlama şirketi yöneticisi ile görüştüm, geçmiş yıllardaki eğilime baktım, ekonomik göstergeleri inceledim, satış baskısını ve markalaşma trendlerini inceledim, 17 Aralık faktörünü göz önüne aldım ve tahminimi açıklıyorum. 2005’te reklam sektörü ister inanın ister inanmayın % 40- 50 arası büyüyecek. Evet, yanlış duymadınız 2005’te medyaya yapılan reklam yatırımlarının % 50’ye kadar büyüme olasılığı var.
Talepkar Tüketici
MARKA Yönetimi ve Müşteri İlişkileri Yönetimi konularının dalağı neredeyse yarıldı. Eline bilgisayarını kapan bu iki konuda kitap yazıyor. Yazılanlar da neredeyse birbirinin kopyası. Çoğunu bir iki karıştırıp okumaya değer bulmuyorum bile. Bu nedenle de sizi de haberdar etmiyorum. Son okuduğum ‘The Ten Demandments’ biraz ilginç geldi, paylaşayım. Yazarı Kelly Mooney. Mooney Ford’a, Victoria’s Secret’a, Hewlett-Packard’a hizmet veren bir interaktif pazarlama şirketinin başkanı.
Mooney’e göre bugün herkesin kabul ettiği bir gerçek şu: tüketiciler artık daha talepkar ve daha az hoşgörülü. Daha talepkar tüketiciyi tatmin etmek için de şirket ve marka tüketicinin gözüyle görülmek zorunda. Moonney’nin kitabında yaptığı tüketicinin marka ve şirketlerden taleplerini on başlık altında toplamak. İşte tüketici yüzyılında tüketicilerin talepleri:
Güvenimi Kazan, 7gün 24 saat sana ulaşabileyim, Bana ilham ver, içtenlikle dinle ve beni öğren, her şeyi kolaylaştır, beklentilerimi aş, kontrolü elime ver, beni ödüllendir, bana kılavuzluk yap, uzun süre benimle kal öğüt ver, eğit, bilgilendir.
Bu kadar talep karşısında umarım ‘üzerine bir de şirketin tapusunu verelim de tam olsun’ diye düşünmüyorsunuzdur. Yapacak bir şey yok, bu rekabet ortamında tüketici kral. Lider olmak, lider kalmak için o ne bekliyorsa daha fazlasını sunmak zorundasınız. Tüketici nazını çekemeyen iş açmasın, marka yaratmasın.
(*) Mooney K., The Ten Demandments, McGraw Hill, 2004.