‘‘ANNEM bana kalır’’ sloganını anımsıyor musunuz? 1990'ların ortalarının şapka çıkarılacak reklamlarından birinin sloganıydı bu. Hangi markanın hangi ürününün reklamlarında kullanılmıştı? Bildiniz, Arçelik çamaşır makinesi.
‘‘Annem bana kalır’’ reklamı o dönemde Güzel Sanatlar reklam ajansının mutfağından çıkmıştı. Reklamın beyin takımı ise dönemin, üç reklam silahşörleri; Viki Habif, Feryal Pere ve Nadir Mutluer idi.
‘‘Annem bana kalır’’ sloganı çok ‘‘temel’’ bir ürün vaadini özetliyordu. Arçelik çamaşırları yıkar, anneler de çamaşıra harcayacakları süreyi çocuklarına ayırırlar.
1990'ların ortalarında Türkiye'de ‘‘çamaşır makinesi sahipliği oranı’’ çok düşüktü ve bu nedenle reklam bir çamaşır makinesinin en temel vaadi üzerine kurgulanmıştı.
Şimdi bugüne gelelim. Bosch küçük ev aletleri, 2003 yılındaki reklam kampanyasındaki reklamında ne diyor: Bosch, Aşka zaman yaratır! Bosch küçük eve aletleri sıkıyor, ısıtıyor, karıştırıyor; anneler de babalara kalıyor! (Reklam Ajansı: Adr.com.tr, Rating: Üç yıldız)
Ne oldu peki? 1990'ların ortasından 2003'e ne değişti? Niye artık anneler çocuklara kalmıyor da babalar annelere el koyuyor? Babaları böyle azgınlaştıran ne?
Kristal Elma, Çocukları Dövmeyelim ve Yaz Okulu
BİR Kristal Elma dönemi daha geldi. Reklamcılar Derneği önce 5 Haziran'da ‘‘İşimiz Yaratıcılık’’ başlıklı bir konferans düzenliyor. Daha öncekiler iyi olmuştu. Bu da iyi olur, kaçırmayın. 6 Haziran'da ise ‘‘elmalar’’ sahiplerini bulacak. Bu yıl jüri sitemi değişti. Yeni ödüller eklendi. Yılın reklam ajansı seçilecek. Gece balo yapılacak. 750 reklamın çeşitli kategorilerde ‘‘ödül’’ için çarpışacağı yarışma törenin dei bu yıl Okan Bayülgen sunucak. Heyecan dorukta. Ayrıntıla rd.org.tr'de...
ULUSLARARASI Reklamcılık Derneği (IAA) altı yıldır düzenlediği Üniversitelerarası Reklam Yarışması'nın altıncısına bu yıl 24 üniversiteden 53 takım katıldı. Bu yıl konusu ‘‘Çocukları Dövmeyelim’’ olan yarışmada geçen hafta sonuçlar açıklandı:
1) Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Ajans ETC
2) Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Ajans İF
3) Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi'nden Ajans Voltran.
Birinci takımın öğrencilerini IAA Slovenya'daki toplantısına götürecek. IAA bu yarışma ile Türkiye'deki reklamcılık eğitimine büyük katkıda bulundu. Başta Pınar Kılıç olmak üzere emeği geçenleri kutluyoruz. Başarılı olmayanlar üzülmesin: Önemli olan kazanmak değil, cesaretle ve centilmence yarışmak! 53 takımın üyelerini de cesaretleri ve centilmenlikleri için buradan teker teker kucaklıyorum.
HER yıl Reklamcılık Vakfı tarafından düzenlenen Reklam Yaz Okulu 14 Temmuz-1 Ağustos tarihleri arasında İstanbul/Ortaköy Feriye tesislerinde gerçekleştirlecek. Bu yıl kontenjan 100 kişi. Kayıtlar başladı. Ayrıntılar rv.org.tr sitesinde ya da 0-212-263 03 36 ya da 41 nolu telefonlarda. Nasıl reklamcı olacağım diye beni sürekli taciz edenler. İşte öğrenmenin yolu. Acele edin.
Ohh!.. Shubuo terlik değilmiş!
SHUBUO, terlik çıkmadı da rahat bir nefes aldım. Yeni bir terlik kampanyasıyla mücadele etmeye kalbim dayanmayabilirdi!
Durun, hemen heyecanlanmayın. Daha 3 Haziran'a çok var, Shubuo'nun resmen ne olduğu açıklanmadı. Ama orada burada yazılanlarla Shubuo'nun ne olduğunu çok merak edenler öğrendi.
Hatta bu meraklılar Shubuo'nun ‘‘Turkcell'le ilgili birşey olduğunu’’ çevrelerine hızla yayıyorlar. İki hafta daha olsa var ya açılış reklamlarını yayınlamaya gerek olmadan Shubuo'nun ne olduğunu sağır sultan bile duyacak.
Oysa kampanya çok iyi başlamıştı. 20 Mayıs'da başlayan meraklandırma ‘‘teaser’’ kampanyası birbirinden ilginç beş televizyon filmi (favorim miskinler) çok sayıda farklı gazete ve açıkhava reklamları ile bir haftada amacına ulaştı, Shubuo'yu, Erol Büyükburç-Shubuo bağlantısını merak etmeyen kalmadı. (Reklam Ajansı: Rafineri, Rating: * * * * * )
Peki amaç neydi? Söyliyeyim. Shubuo'nun hedefi daha çok gençler. Gençlerin en önemli özelliği de bazı durumlarda içerinde ‘‘satın alma’’ olayına karşı doğal bir direnç hissetmeleri. Gençlerin bu direnci kırılmak isteniyorsa ve iş şansa bırakılmak istenmiyorsa ‘‘meraklandırıcı’’ kampanya en doğru strateji.
Anlayacağınız Shubuo da ‘‘teaser’’ stratejisi doğru, uygulama da çok yaratıcı. Sorun zamanlama taktiğinde. Böyle bir mesaj ‘‘bombardımanı’’ ile hele de projeden çok sayıda insanın haberi varken, 3 Haziran'a kadar onbeş gün ‘‘teaser’’ yapmanın mantığını pek anlayamadım. Çoğunluğun ne olduğunu bildiği bir ürün için ‘‘açılış’’ yapıp ‘‘işte Shubuo’’ demek ‘‘teaser’’ın beklenen faydasını azaltmaz mı?