15 Kasım 2003 tarihinde sinagoglar bombalandı, Türkiye sarsıldı. Türkiye'nin haftalık haber dergilerinin kapaklarına bir bakalım mı?
19 Kasım'da çıkan Aktüel'in kapağındaki büyük spot şöyle: 'Ruh Eşini Bulmanın Formülleri'. Bu spota uygun tatmin edici bir görsel bulunamamış olacak ki, yine kapaktan verilen daha küçük bir spotla ilgili görsel var: Yıldız Tilbe.
20 Kasım'da çıkan Haftalık dergisinin kapağındaki büyük spot: 'Türkiye Ben Evleniyorum’u izliyor. Onlara seks ve ilişkileri sorduk.' Kapakta da yarışmacıların fotoğrafları var.
Yine 20 Kasım'da çıkan Tempo'nun kapağındaki ana spot: 'İslamcı terörün iç yüzü. El Kaide ve Selefiler'. Görselde Arap kıyafeti içinde patlamaya hazır bir bomba var.
Görünen o ki sinagog bombalamasında haber dergisi olduğunu unutmayan tek dergi Tempo. 'Ciddi haberleri kapağa taşıyınca artık satmıyor' iddiasına hiç itirazım yok. Burası Türkiye buradan çıkış yok. Ama kendini 'haber dergisi' olarak konumlandıran bir derginin de sinagog bombalaması olayını kapağa ana spot olarak taşımaması affedilecek bir şey değil. Eğer Türkiye tedirginlikten tir tir titrerken bile magazin baskın geliyorsa böyle dergilerin de adını doğru koymak lazım: Magazin Dergisi!
Not: Tempo'nun genel yayın yönetmeni Kerem Çalışkan, hálá bu toplumdan umudunu kesmemiş olacak ki, zaman zaman böyle haberciliğini konuşturuyor! Sanmayın ki Tempo'nun beyinleri de sürekli 'haberci' kimlikleri ağır basıp kapak konusu belirliyorlar. Tempo'nun geçen haftaki kapağında hip-hop'çu gençler, daha önceki haftaki kapağında ise dövme konusu vardı. Kısmen light haberler yani. Bu hafta mı? Bu hafta bombalama eylemlerinin de magazini çıktı. Sıkıysa kapak yapmasınlar:))
Lemi Bilgin kararlı görünüyor
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin aradı. Devlet Tiyatrosu yasasına göre Devlet Tiyatrosu'nda olan biten her şeyden Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü'nün sorumlu olduğunu söyledi.
Anlayacağınız Devlet Tiyatrosu'nun hallerinden hesap sorulması gereken kişi Lemi Bilgin'miş. Bilgin telefonda tatlı tatlı anlattı. Yazdıklarımın çoğunluğuna katılıyormuş. Ancak Devlet Tiyatrosu sadece İstanbul Devlet Tiyatrosu'ndan oluşmuyormuş. Son iki yıldır Lemi Bilgin yönetimi bölge tiyatrolarına ağırlık veriyormuş. Devlet Tiyatrosu 630 sanatçının, 12 bölgede 81 ilde ve bir o kadar da ilçede 100 oyunu yılda 5000 kez sahneledikleri dev bir organizasyonmuş. Bilgin'in tek hedefi varmış, o da yeniden yapılanma ve bunun için de hızla yeni bir yasa taslağı üzerinde çalışıyorlarmış. Bakan Erkan Mumcu kendisine bu konuda verilen brifingi dinlemiş ve 'Sonuna kadar arkanızdayım, siz yeter ki destek isteyin' demiş.
Yeni yasada bölge müdürlüklerine daha fazla yetki verilecekmiş. Edebi kurul yeniden yapılandırılacak ve performansa göre ücretlendirme sistemine geçilecekmiş. Devlet Tiyatrosu Türkiye'de her tiyatro sanatçısından yararlanabilecekmiş. Rekabete dayalı bir 'yarışma' sistemiyle oyunlara kadro seçilip zaman içinde daimi kadrolarını azaltacakmış. Bilgin 'Şu andaki sistem tiyatrocunun içindeki ilkel bir duyguyu 'ünlü olma' duygusunu körükleyerek mutluluğu televizyonda aramasına yol açıyor' diyor. Yeni sistemde tiyatro sanatçılarının öncelikli işi tiyatro olacakmış. Çünkü Devlet Tiyatrosu içinde tiyatro ateşi olan herkesin tiyatrosu olacakmış. Bu yasa da bu yasama yılında çıkacakmış. Mış, muş, müş... Yeni yasa çıkar, söylenenler yapılır, biz de buradan Lemi Bilgin'i alkışlarız. Hatta adının Devlet Tiyatrosu tarihine altın harflerle yazılması gerektiğini yazarız. Bu arada Erkan Mumcu'yu da unutmayız. Ya söylenenler yapılmaz ise? Biz buradayız, görüşürüz.
Cuma Takıntısı
Çelik'in son albümü. Bu albümde Çelik kendini aşmış. Biliyorsunuz bizim popçuların en büyük sorunu kendilerini tekrar etmeleri. Çelik yeni albümünde bu zinciri kırmış. Pop-trinamlar (popseverler) için keyifli bir alternatif olabilir.
Cuma LAKIRDISI
Yarın ölecekmiş gibi eğlen, satın al; hiç ölmeyecekmiş gibi çalış (Anonim).