Türkiye’yi böldürtmeyin eyvallah da

Önce ‘Nereden çıktı bu’ diye düşündüm.

Sonra Başbakan Binali Yıldırım’ın sözlerini hatırladım.

Hani “‘Başkanlık sistemi gelirse Türkiye bölünür’ diyorlar. Asıl başkanlık gelmezse Türkiye’nin bölünme riski var” demişti ya...

Anladım ki ince bir gönderme var işin içinde, Başbakan’ın o sözlerinden hareketle adını böyle koymuşlar.

***

Yani tercümesi şu: “Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz” derken “Başkanlığı getirtmeyeceğiz” demek istiyorlar.

Ama bunu dümdüz söylemek varken etrafından dolaşmayı seçiyorlar.

Güya bölünme riskiyle başkanlık sistemini özdeşleştirecekler.

Millet bölünmekten nasıl korkuyorsa başkanlıktan da öyle korkacak.

Daha adını duyar duymaz ödü kopacak, referandumda o gazla ‘hayır’ oyu verecek.

***

Bu hesap niye tutmaz, söyleyeyim mi?

Çünkü bir değil, birkaç yanlışa birden dayanıyor.

Basamak basamak gidersek...

Birincisi: Mesajı dolaylı, çözmek için dekoder gerektiriyor.

İkincisi: Hadi uğraşıp şifresini çözdü, CHP’nin aslında ne demek istediğini anladı diyelim vatandaş. Başbakan’a cevap yetiştirmek için bunca zahmete değer miydi dedirtiyor.

Üçüncüsü: Diyelim ki meydanlara sıradan bir polemik uğruna çıkılmadığı izah edildi. O zaman da CHP’nin başkanlık tartışmasını tamamen yanlış anladığı ortaya çıkıyor.

Tercüman yardımıyla üçüncü basamağa kadar ulaşsa bile vatandaşın varacağı sonuç bu.

***

Niyeymiş o derseniz...

E çünkü CHP’nin başkanlığa getirdiği itirazların temelinde gücün tek elde toplanacağı iddiası yok mu?

Sistemin denge-denetleme mekanizmalarından yoksun olacağı, kuvvetler ayrılığının ortadan kalkacağı ve gücün aşırı merkezileşeceği eleştirilerini nereye koyacaklar?

Vatandaş sormayacak mı... ‘Gücün aşırı merkezileşmesi ne zamandan beridir bölünme tehlikesine kapı açıyor’ diye...

Bir yerde iktidarın merkezileşmesi tehlikesinden söz ediliyorsa... Orada bölünüp parçalanmaktan nasıl söz edilebilir demeyecekler mi?

CHP, başkanlık referandumu için erkenden kampanya açarken... Kendi kendini yalanlamış, en önemli argümanını daha baştan kendi eliyle çürütmüş olmayacak mı?

***

Başbakan Yıldırım “Asıl başkanlık gelmezse bölünme riski var” derken ne dediğini biliyor, nereye dokunduğunu biliyor.

Bölünüp parçalanma tehlikesini gösterip... İktidarı daha da güçlendirecek merkeziyetçi bir başkanlık modeline razı etmeye çalışıyor.

Yetkilerin neden erkler, kurumlar ve yerel yönetimler arasında dağıtılarak ufalanmaması gerektiğini savunan subliminal bir mesaj veriyor.

İktidarı paylaştırmak yerine pekiştirmenin, merkezi zayıflatmak yerine takviye etmenin bir beka ihtiyacı haline geldiğini vurgulamış oluyor.

Yetkileri dağıtıp paylaştırmakla bölünüp parçalanmak arasında bir bağ kuruyor.

Ve bu işe yarayacak, seçmen üzerinde çalışacak bir bağ.

***

Peki CHP ne yapıyor?

Buna cevaben, “Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz” silahına sarılıyor.

AK Parti’nin değirmenine su taşıyor yani.

Tersini yaptığını zannediyor, başkanlığa oy topluyor oysa.

Bölünme paranoyasını kaşımanın, parçalanma korkusunu yaymanın başkanlık sistemini isteyenlere yarayacağını bile göremiyor.

Düştüğü tutarsızlığın farkında dahi değil.

Bu kampanyanın, CHP’nin başkanlığa karşı çıkma gerekçeleriyle temelden çeliştiğini söyleyecek bir Allah kulu yok mu o Parti Meclisi’nde?

‘Tutunduğunuz o slogan sizin değil arkadaş... Ona güvenip yola çıkmayın sakın... Başka bir slogana sarılın... Siz aşırı merkeziyetçiliğin neden sakıncalı olduğunu anlatacaktınız’ diyecek kimse yok mu?

“Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz” propagandasının, başkanlık kampanyasına çalıştığını... Parlamenter sistem kampanyası için başka bir propaganda tutturmaları gerektiğini söylemek de mi bana kalacaktı?

Heyhat... Korkarım bu gidişle tek kale maç oynanacak yine.