Paylaş
HDP’cilikte nam yapmış bazı yorumcuların, bazı emanet oy sahiplerinin homurdanmaları duyuluyor. Hiddetlenmekte MHP’lilerden geri kalmayıp ‘Bunu unutmayacağız, tarih seni affetmeyecek ey Tuğrul Türkeş’ korosuna katılanlar bile var.
Bilmeseniz, HDP de seçim hükümetini boykot eden partilerden biri sanırsınız. Geçici bakanlar kuruluna girmeyi, parti politikası olarak kabul etti halbuki.
Aynı şeyi yaptı diye MHP’li Tuğrul Türkeş’e bu şiddet, bu celallenmeleri niye?
* * *
HDP’ciler farkında değil galiba. Boykotçuların kızgınlığı bir nedene bağlı, kendi içinde tutarlı bir mantığa. ‘AK Parti tam duvara toslayacaktı ki Tuğrul Türkeş, havayastığı gibi imdadına yetişti’ diyorlar.
O duvar, AK Parti’nin HDP’yle seçim hükümetinde baş başa kalmasıydı. Bu görüntüyü bozdu Tuğrul Türkeş.
Hadi boykotçular, AK Parti’yi HDP’yle yalnız bırakırlarsa seçmenin buradaki hinliği anlayamayacağını düşündüler...
Hadi seçmenin bu yüzden AK Parti’yi cezalandıracağına iman ettiler, elde avuçta kalan son stratejilerini de bu hesaba yatırdılar...
Hadi HDP’yle anayasal mecburiyetten bile olsa ortaklığa girenin sandıkta ağır bir bedel ödeyeceğinden adları gibi emindiler...
Hadi istemeden dahi olsa HDP’yle yan yana fotoğraf verenin kesin yanacağına bu derece kanaat getirdiler...
Hadi halkın ‘eserden müessire’ yani sonuçtan sebebe gidecek akli melekelere sahip olmadığına bir şekilde hükmettiler...
Hadi bu fotoğrafa kasten yol açanların niyet ve sorumluluğunu seçmenin okuyamayacağına dair güçlü bir zannın üstüne en öldürücü seçim hamlelerini bina ettiler...
Hadi müthiş bir siyasi tuzak tasarladıklarına, fevkalade zekice bir dizayn gerçekleştirdiklerine ve ne yapmaya çalıştıklarının karşıdan hiç fark edilmediğine çok güvendiler...
Hadi seçmenin neyin ne olduğunu ayırt edebilecek evsafta olmadığına, çektikleri numaranın çakılmayacağına, o işi çevirirken üstlerinde bir görünmezlik pelerini bulunduğuna ve yakalanmayacaklarına ikna oldular...
CHP ile MHP seçim hükümetinin kapısından bile geçmeyecek, AK Parti’yi böylece tufaya getirip HDP’yle aynı karede seçmene enseleteceklerdi.
Seçmen de buradaki siyasi tezgâhtarlığı sorgulamayacak, hadiseyi neden ve niçinleriyle idrak edemeyecek, AK Parti habı yutacaktı.
Hadi boykotçular buna yattı. Senaryoyu yürürlüğe koydular, AK Parti’yi o köşeye kadar kovalayıp sıkıştırdılar...
Ve onlar açısından her şey planlandığı gibi mükemmelen işliyordu. Amaçlarına ulaşmaya çok yaklaşmışlardı. Tam muvaffak olacaklardı ki Tuğrul Türkeş sürpriz bir atakla topa girdi ve entrika ortasından paldır küldür çöktü.
Hadi onlar bunun için burunlarından soluyorlar. Nasıl solumasınlar? Bütün kurguyu berbat etti, AK Parti’yi cendereden kurtardı.
Fakat son dakika çalımını onlar yedi, HDP’cilere ne oluyor!
Bu kurguda HDP’ye biçilen rolün de mi farkında değiller? Bütün hikâyenin, HDP’nin öcülüğü üzerine kurulmuş olması da mı uyanmalarına vesile olmadı?
Üstüne oynadıkları partinin, değeni yakacak, yan yana görüntü verene seçim kaybettirecek bir vebalı olarak konumlandırıldığını da mı göremediler?
* * *
Boykotçuların, boykot kırıcıya kızgınlığı anlaşılabilir.
Fakat HDP’nin boykot eden değil, boykot edilen tarafta olduğunu hâlâ çözemeyen, onun için de Tuğrul Türkeş’e fena halde bilenen HDP’cilere ne demeli?
Ya Levent Tüzel’e!.. Bir HDP’li, seçim hükümetine girmeyi reddetmekten daha fazla nasıl rahatlatabilirdi AK Parti’nin elini?
Tuğrul Türkeş’e kızmayanlar, yanlışlıkla kızanlara anlatıyormuş gibi oldu gerçi biraz. Affedersiniz.
Paylaş