Paylaş
Bazı kulaklara “İslam dünyası ses çıkarmayarak IŞİD’in vahşiliklerine yol veriyor” fasaryalarını duymak hoş geliyor.
Yalanlanıyor yalanlanmasına ama yalanı bile güzel geliyor kulaklarına.
* * *
New York Times, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın Hacı Bayram Camisi çıkışında çekilmiş resmini basıp “IŞİD, Ankara’daki yeraltı camisinden militan devşiriyor” fasa fisoları üfürüyor.
Teklifsiz üzerine atlıyorlar...
Tayyip Erdoğan’dan paparayı yiyince New York Times düzeltme yayınlıyor, o resmi kaldırıp yerine ‘Çok pardon, sehven oldu’ açıklaması koyuyor.
Suratları ekşiyor, tadı kaçıyor bizimkilerin. Duymak, görmek istemiyorlar böyle çark edişleri.
“New York Times o haberin arkasında durdu” demeye, dedirtmeye can atıyorlar.
* * *
Wall Street Journal gazetesi, “Ankara, Washington’ın isteklerine boyun eğmezse kendi bilir, sadık dostumuz Erbil ne güne duruyor, İncirlik’i şakkadak taşırız alimallah” demeye getiriyor.
Yüzlerinde güller açıyor bizimkilerin, “Amerika’dan abim olur kendisi” sırıtışı oturuyor dudaklarına...
ABD’nin Ankara Maslahatgüzarı Ross Wilson, “Tamamen saçmalık, öyle (İncirlik’i taşımak gibi) bir şey olmayacak, Amerika’da bu kararları medya vermiyor” diye kestirip atıyor.
Bozuma uğruyorlar, gemiler hep batmış gibi suratlar o biçim asılıyor.
* * *
“Dilovası’ndan IŞİD’e dolmuş kalktı, IŞİD bayrağı açmış konvoylar ilçede fink atıp adam topluyor” diye mübalağa sanatına sığınıp veryansın palavrayı basıyor Newsweek dergisi.
Vaybabamcılar, “Vay vay vay” diye narayı patlatıyor. Çok üzülmüş ülke adına, düştüğümüz hallere çok içerlemiş gibi esip savuruyorlar mahsuscuktan...
Kocaeli Valisi, bütün polis birimleriyle araştırdıklarını, şehirde IŞİD konvoyunun izine, tozuna rastlamadıklarını, dolmuş kaldırıldığı savının da somutlaştırılamayan uçuk bir iddia olduğunu söylüyor.
Newsweek yazdığında balıklama üstüne atlayanlar, “Yok ya, tutup bir de bizim valiye mi inanacağız” diyor dudak bükerek.
* * *
Amerikan medyası, Türkiye’yi kendi menfaatleri icabı sıkıştırmak, psikolojik baskı altına almak için kâh araziden kâh masa başından Allah ne verdiyse sallıyor.
Bizimkiler ağzı açık “Biz niye bizim hükümete böyle serbest sallayamıyoruz” diye hayıflanıyor...
“Türkiye, IŞİD’den petrol alıp silah veriyor, örgüte ayni-nakdi ve insani destek sağlıyor, öyle de böyle de arka çıkıyor” teraneleri düşmüyor dillerinden.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün ayağına da gollük pas atılıyor.
“Hiçbir hükümetin IŞİD’e yardım ettiğine dair elimizde kanıt yoktur” diyerek geri püskürtüyor fitleme girişimlerini.
Hevesleri kursaklarında kalıyor bizimkilerin, elleri böğürlerinde...
Çakmıyorlar ki resmi ağızları iyi, medyası kötü polisi oynuyor bunların.
* * *
Tüm ciddi Batı kaynakları IŞİD’e, Arap dünyası dışından asıl katılımın, Avrupa’daki selefi Arap diyasporasından gerçekleştiğini yazıyor.
NATO ülkeleri İngiltere ve Fransa başı çekiyor, Almanya ve Hollanda arkadan geliyor.
İşlerine yaramayan bilginin yüzüne bile bakmıyor, zırnık itibar etmiyor bizimkiler.
Kendi uydurdukları o “NATO ülkesi Türkiye’den IŞİD’e katar katar katılım” martavallarına yüz vermeye devam ediyorlar.
* * *
Bir de paralelci versiyonları var...
“Hükümet, İran casuslarının elinde, Pers çıkarlarına hizmet ediyor; Tevhit Selam diye bir ajan örgütü devleti ele geçirdi, hepsi Acem uşağı” diye yırtınıyorlar.
Sonra aynı hükümeti, İran’ın baş düşmanı IŞİD’le iş tutmakla, baş müttefiki Esad’a karşı da içsavaş örgütlemekle suçluyorlar...
Ne iş arkadaş; bu mudur gazetecilik mesleğinin fıtratı, bu mudur muhalifliği icranın tabiatı!
Paylaş