Paylaş
Hain yaftasını dışa karşı en kolay, en cömert, en gelişigüzel kullanan milliyetçi partide de bir lügat isyanı başladı.
Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu ve Özcan Yeniçeri, hafta içi düzenledikleri basın toplantısında ‘hain’ yakıştırmasına bayrak açtılar.
İçeride kurultay isteyen ülkücülere karşı da bu maymuncuğa başvurulmasından yakınıyor, içerliyorlar.
Ümit Özdağ’ın vaadi, sadakat ve ihanet kavramlarını ucuzlatan bu kullanım şeklini, ülkücülerin dilinden temizlemek.
Eh, kadroya onlar da katıldığına göre artık hainler kafilesi yola çıkabilir.
***
Pazar pazar bir önerim var; dilden kazımakla uğraşmayalım, ayağa düşecek kadar tuttu bu kelime, başaramayız.
Onun yerine yararlı haini sevelim, sevdirelim.
Çünkü o hain suçlamasını tadanlar arasında vatan şairi Namık Kemal de var.
Çünkü o hain karalamasına muhatap olanlar arasında milli şairimiz Mehmet Âkif de var.
Çünkü o hain iftirasına maruz kalanlar arasında bu vatanın kara gün dostu Süleyman Nazif de var.
Tam listesi ciltlere sığmaz. Kısa kesiyorum.
Vatanperverlik, milliyetperverlik kavramlarını benimsetmeye ömür adamış Namık Kemal bile hainlik suçlamasından kaçamamış.
Mehmet Âkif, hürriyet âşığı İstiklal şairimiz.
Süleyman Nazif için “Bu vatanın kara gün dostu, defalarca hayatını ortaya koyan kahraman bir vatanperver, milletin elemini dünyaya duyuran adam” diye yazmış Safahat’ta.
O sırada Süleyman Nazif Malta sürgününde.
İşgal kuvvetlerinin İstanbul’a ayak bastığı gün, Hadisat gazetesinde “Kara bir gün” başlıklı yazısıyla düşmana kafa tutan bir haysiyet çığlığı Süleyman Nazif. O da hainlikten nasibini almış.
***
Kim rahatsızlık vermişse, kim itiraz etmişse, kim eleştirmişse, kim özgürlük ve demokrasi talep etmişse sırtına yapıştırılmış hainlik suçlaması.
‘Mehmet Âkif muhalifti, aynı anda hem Mehmet Âkif’çi hem Abdülhamit’çi olunamaz’ dediniz diyelim.
Bu basit gerçekten hoşlanmayanların hain diye saldırıya geçmesine hazır olacaksınız.
Abdülhamit’i yüceltme romantizmini bozmakla, ikilik çıkarmakla, ortalığı karıştırmakla, araya fitne fesat ve nifak sokmakla suçlanmanız mukadder.
Eline Safahat’ı tutuştursanız, “Kara bir gün” yazısını verseniz, önüne “Vatan yahut Silistre”yi açıp koysanız, Osmanlıca lügat yardımıyla bile heceleyemez, bön bön bakakalır.
Ama vatan ve hürriyet şairi Namık Kemal’e bile, devrin sultanıyla arası iyi değildi diye icabında hain gözüyle bakmaktan çekinmez.
Devrin muktedirleriyle ters düştü diye milli şairimiz Mehmet Âkif’in dahi milliliğini sorgulamaya cüret eder.
Fikirleri uyuşmadı, eski istibdadı da yeni istibdadı da sevmedi, başı iktidarlarla dertteydi diye bu vatanın ‘kara gün dostu’nun bile sadakatinden şüphe eder.
***
MHP’de yenilenme isteyen ülkücülere, deneyimli bir hainin önerisidir.
Size hain dendi diye yerinip üzülmeyin, yanlışlık sizde değil.
Değişime ayak uyduramıyor diye yıllarını muhalefeti paralamakla geçirenler, muhalefette kıpırdanma başlayınca değişimin karşısına geçiyor.
Kim ki Bahçeli değişsin, MHP’de demokratik bir kongre olsun istiyor, iktidar amigolarının da ‘hain’i artık.
Ömrü algı operasyonu çekenlere hain diye sayıp sövmekle geçenler, algı operasyonlarının feriştahını çekiyor.
‘Nerede bu 28 Şubat müdahalesinin medya ayağı, niye hâlâ yargılanmıyorlar’ diye yeri göğü inletenler, siyaseti dizayn mühendisliğinden, siyasete müdahale manşetlerinden başını kaldıramaz halde.
Ömrü ülkesindeki antidemokratik uygulamaları dünyaya şikâyet etmekle geçenler...
Ömrü Kırmızı Kitap’taki iç düşman ve hain tanımlarına karşı çıkmakla geçenler...
Yabancı medyaya en ufak bir serzenişte bulunana verip veriştiriyor içimizdeki hain diye.
Aldırmayın.
Hain lafı dilimize yapışmış. Kimin itirazı çürütülemiyorsa, yiyor damgayı.
Gelin vatansever, milletine düşkün, hürriyet ve demokrasi âşığı haini buldunuz mu elinizden kaçırmayın.
Sevin, sevdirin, büyük sevaptır.
Paylaş